Türk Ekonomi Bankası (TEB) Finansal Piyasalar Strateji Müdürü Erkin Işık, "Merkez Bankası, enflasyondaki teknik düşüşü dikkate alarak erken bir faiz indirimine gitmeyeceğini belirtti." dedi.
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısında bir hafta vadeli repo ihale faiz oranı yüzde 8,00, gecelik marjinal fonlama oranı yüzde 9,25, gecelik borçlanma faiz oranı ise yüzde 7,25 ve Geç Likidite Penceresi (GLP) borç verme faiz oranı yüzde 12,75 seviyesinde sabit bırakıldı.
Merkez Bankanın faiz kararına ilişkin görüşlerini paylaşan Türk Ekonomi Bankası (TEB) Finansal Piyasalar Strateji Müdürü Erkin Işık, gelecek aylarda baz etkisiyle enflasyonun yüzde 10´un hatta bu seviyesinin biraz altına gerileyebileceği tahmininde bulundu.
Merkez Bankasının, enflasyondaki bu teknik düşüşü dikkate alarak erken bir faiz indirimine gitmeyeceğini söylediğini belirten Işık, "Bankanın faizleri indirmek için enflasyon görünümünde kalıcı iyileşmeye yönelik sinyalleri bekleyeceği anlaşılıyor. Bunun başında da uzun vadeli enflasyon beklentilerinin hedefe yaklaşması geliyor." dedi.
Işık, Merkez Bankası anketinde 24 ay sonrası enflasyon beklentisinin şu anda yüzde 8,2 seviyesinde bulunduğunu anımsattı ve para politikasının gevşemesi için bunun en azından yüzde 7 civarına gerilemesi gerektiğinin altını çizdi.
Garanti Yatırım Başekonomisti Nihan Ziya Erdem de, TCMB´nin yayımladığı PPK karar metninin enflasyona ilişkin riskleri işaret etmeye devam ettiğini söyledi.
Merkez Bankasının geçici etkilerle enflasyonda olası düşüşlere tepki vermeyeceği sinyali verdiğini belirten Erdem, karar metnindeki değişime ilişkin şunları kaydetti:
"Para politikası duruşunda yakın dönemde değişiklik olmayacağı sinyali var. Merkez Bankasının önümüzdeki aylarda enflasyonda geçici etkilerle oluşabilecek olumlu bir eğilime karşın para politikasında kısa vadede bir değişime gitmeyeceğine işaret ettiğini düşünüyoruz. Bu da bankanın enflasyonda kalıcı bir iyileşme olmadan para politikası duruşunda bir değişiklik yapmayacağı beklentimizle uyumlu.
Özellikle gıda enflasyonu kaynaklı geçici etkilerle manşet enflasyonda düşüş olsa da enflasyonda kalıcı düşük seviyelerin görülmesi üzerinde belirgin riskler var. Bu kapsamda 2018 yıl sonunda enflasyonun yüzde 9´lar seviyesinde gerçekleşeceğini ve yakın zamanda TCMB´nin para politikasında bir değişikliğe gitmeyeceğini düşünüyoruz."
TÜSİAD Başekonomisti Zümrüt İmamoğlu ise, Merkez Bankasının aralık ayında yüksek gelen enflasyon verisi sonrası faizleri sabit tuttuğunu ancak gelecek aylarda baz etkisiyle gerilemesi beklenen enflasyon nedeniyle oluşabilecek faiz indirimi beklentilerinin önüne geçildiğini vurguladı.
Piyasaya enflasyonun kısa vadede gerilese de politikada herhangi bir gevşeme olmayacağına dair sinyal verildiğini belirten İmamoğlu, beklentileri yönetmek adına oldukça yerinde bir mesaj olduğuna dikkati çekti.
İmamoğlu, şu ifadeleri kullandı:
"Mevcut ortalama fonlama seviyesi enflasyon düşse de korunacağına işaret ediyor ve faiz iner mi tartışmasına noktayı koyuyor. Bu nedenle açıklama kur üzerinde de olumlu bir etki yaptı. Bu yıl KGF´nin sınırlı ve şu ana kadar yapılan açıklamalar çerçevesinde verimli alanlara yönelik odaklı kullanımı gerçekleşirse ve mali politikada öngörülen tasarruf tedbirlerinden vazgeçilmezse, Merkez Bankasının kararlı tutumu enflasyon üzerinde etkisini daha net gösterecektir."
AA Finans Analisti ve Ekonomist Haluk Bürümcekçi de, TCMB´nin fiyatlama davranışlarına dair riskin devamına dikkati çektiğini ve sıkı parasal duruşu koruduğunu ifade etti.
Para politikası duruşuna ilişkin sıkılık mesajının güçlendirildiğine dikkati çeken Bürümcekçi, Merkez Bankasının repo ihalesi açmayarak ve tüm fonlamayı GLP´den yaparak ortalama fonlama maliyetini yüzde 12,75 seviyesinde tutmaya uzun bir süre daha devam edeceği tahmininde bulundu.
Bürümcekçi, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Önümüzdeki dönemde enflasyon beklentileri yüksekliğini korur ve kur sepeti bazında döviz kurlarında yükseliş devam ederse bankanın duruşunu koridoru biraz daha genişleterek sıkılaştırma gereği de ortaya çıkabilir. Buna karşılık, manşet enflasyon beklenenden güçlü geriler ve kurlarda daha sakin seyir izlenirse zaman içinde TCMB´nin ortalama fonlama maliyetini geriletebileceği beklentisi de oluşabilir. Ancak, Merkez Bankası acele etmeyecek ve enflasyon beklentilerinin iyileşip iyileşmediğini takip edecektir. Zaten, bugünkü kararda da bu mesajı açık bir şekilde vermiştir. Bu bağlamda, 30 Ocak´taki Enflasyon Raporu´nda verilen sinyaller de önemli olabilir."
QNB Finansinvest Başekonomisti Burak Kanlı da, beklendiği gibi Merkez Bankasının faizlerde herhangi bir değişikliğe gitmediğini ancak karar metninde bir değişiklik yaptığını belirtti.
TCMB´nin karar metninde sıkı duruşun "enflasyon görünümünde baz etkisi ve geçici faktörlerden bağımsız, belirgin bir iyileşme ve hedeflerle uyum sağlanana kadar" korunacağını belirttiğini hatırlatan Kanlı, "Önümüzdeki dönemde yıllık enflasyonda sadece baz etkileri kaynaklı gerçekleşen düşüşlere para politikasının tepki vermeyeceğinin sinyalini vermiş oldu. Bu ´şahin´ ifadenin, TL´nin ve finansal piyasaların istikrarı için olumlu olduğunu düşünüyorum." şeklinde konuştu.
DenizBank Yatırım Hizmetleri Grubu Strateji Yönetmeni Orkun Gödek ise toplantı sonuç metninde faizler cephesindeki sabit duruşun beklentilerle paralel yönde gerçekleştiğini, bir önceki aya göre yapılan ifade değişiklikleri ve metinden çıkarmaların gelecek dönem içerisinde izlenecek olan para politikasına dair kısmi sinyal etkileri taşıdığını söyledi.
Türk lirasının yılın ilk ayını şu ana dek geçen zaman dilimi içerisinde nispeten dengeli bir seyir izleyerek geçirmesinin, TCMB´nin ocak toplantısına rahat girmesine imkan tanıdığını ifade eden Gödek, şunları kaydetti:
"Ancak jeopolitik taraftan gelen son dönem oynaklık artışı ise kuvvetle ihtimal daha önceki süreçte tahminlere katılmamıştı. Bu nedenle sıkı duruşun korunacağına yönelik yönlendirmeyi değerli buluyoruz. Son bir hafta içerisinde izlenen haber akışının ise kısa vadede yerel varlıklar üzerinde TCMB kararından daha etkili olmasını bekliyoruz. Genel olarak varlıklara yönelik yaklaşımımız TCMB kaynaklı şu aşamada ´nötr´. Yükselmeye devam eden emtia ve temelde petrol fiyatları, gıda fiyatlarında hava koşulları nedeniyle gelebilecek dalga etkisi gibi başlıklar nedeniyle ocak ayı sonunda kamuoyuna açıklanacak olan Enflasyon Raporu´nu 2018´e dair izlenecek para politikası konusunda fikir sahibi olmak için önemsiyoruz."
"Enflasyon ilk dört ay içinde yüzde 10´un altına gerileyebilir"
Tacirler Yatırım Başekonomisti Özlem Bayraktar Gökşen de, TCMB´nin sıkı duruşunu koruyacağını daha güçlendirici bir söylem geliştirerek, baz etkisi ve geçici faktörlerden doğan iyileşmenin para politikası duruşunu değiştirmeyeceğini söyledi.
Ocak ayında yıllık enflasyonda oldukça olumlu bir baz etkisinin söz konusu olabileceğini tahmin eden Gökşen, "Bu çerçevede enflasyon yüzde 10 seviyelerinin altına ilk dört ay içerisinde gelebilir. Dolayısıyla söz konusu iyileşmenin TCMB tarafında bir gevşeme hamlesine neden olmayacağını işaret eden bir söylem olduğunu belirtmek lazım. TL tarafındaki değer kazanımının özellikle karar sonrasında hızlanmasını da buna bağlayabiliriz." ifadelerini kullandı.
İntegral Yatırım Araştırma Uzmanı Eda Karadağ ise Merkez Bankasının yılın ikinci toplantısı için faiz indirimi beklentisini rafa kaldırdığını belirterek, "Merkez Bankası, enflasyonda önümüzdeki birkaç ay baz etkisinden dolayı manşet enflasyonda iyileşme sürse bile sonrasında yeniden rakamların yükselme riski sebebiyle bir süre daha sıkı duruşunu koruyacak." değerlendirmesini yaptı.