Reklam Görüntülerine Tıklayarak Kitap Siparişi Verebilirsiniz

Eğitimde neler yapabiliriz? - 1

İbrahim Halil Er

Eğitimde neler yapabiliriz? - 1

Eğitim sistemi eleyerek ilerleyen bir sisteme dönüşmelidir. Yukarıya belli sayıda insan çıkmalıdır.

Diğer insanlar da istidatları noktasındaki mesleki okullara, sanat ve spor okullarına yerleştirilmelidir. Genç yaşta iş hayatına kazandırılmalıdır.

Hayvancılık ve tarım özendirilmeli, profesyonelleştirilmelidir.

Meracılık artık ülkemizde zor olduğundan besicilik (yani çiftlik hayvancılığı) yapılmalıdır.

İşletilmeyen tarım arazilerine devlet tarafından el konulup (sahiplerine işletme parası verilmeli) çiftçilerce işletilmelidir.

Devlet arazileri Osmanlı´daki tımar sistemi gibi insanlara, işletilmesi için dağıtılmalıdır.

Üretilen ürünlerin pazara sunulması, devlet eliyle olmalı ve borsa oluşturulmalıdır.

Çiftçi aracılardan kurtulmalıdır.

Verdiğimiz para doğrudan çiftçiye giderse tarıma yönelim artacaktır.

 

Sanayinin ihtiyaç duyduğu ara eleman yetiştirilmeli ama onları klasik meslek liselerinden çıkartıp hepsini meslek yüksekokulu mezunu yapmalıyız. Bunun için meslek liseleri üniversitelere devredilmeli, bir veya ihtiyaca göre iki yıl eklendikten sonra orayı bitiren lise ve meslek yüksekokulu diploması almalıdır.

Yabancı dil ve tercümanlık meslek okulları açılmalıdır.

İlköğretim

Eğitimin ilk aşaması ve ilk basamağıdır. Eğitim hayatımızı şekillendiren en önemli unsurdur. Ülkemizde ilkokulda iyi bir öğretmene rast gelen kişiler bence şanslıdırlar, çünkü bu süreçte başarısız ve mesleğini sevmeyen bir öğretmenin elinde yetişen gençler maalesef ileriki eğitim hayatında sorunlu olmuşlardır.

Peki, ilkokul sistemimiz doğru mu?

İlkokulda tek bir öğretmene 4 yıl öğrenciyi teslim etmek bile başından sakat ve yanlış bir uygulamadır. Çünkü bu öğretmenin başarısız ve sorunlu olması temel eğitimini iyi almayan ve ileriki yaşantıda sürekli sorun yaşayan bir gelecek yetiştirmiş olur. Ama bu dönemde farklı öğretmenlerin derse girmesi sağlandığında en azından başarısız ve sorunlu öğretmenlerin yanında çocuğa ufuk açacak olan öğretmenlerin bulunma olasılığı yükselecek ve bu durum bir nesli belki kurtaracaktır.

Tabi ki devletin bu öğretmenleri denetlemesi ve sürekli gelişmelerini teşvik edici çalışmalar ortaya koyması gerekir. Bunun için performans kontrolü, mesleki yeterlilik ve hatta akademik çalışmalar yapmalıdır. Hatta bu bütün öğretmenleri kapsamalıdır.

Öğretmenlik okullarını okuyan her öğrenci okulun ikinci sınıfından itibaren bir okulda uygulama derslerine de girerek usta öğretmenlerden deneyimlerini almalıdır.

Eğitimin öğretmen aşamasındaki durumu bu, peki içerik nasıl?

Öncelikle ilkokulda verilen bilgi çok fazla ve ilkokul misyonu ile bağdaşmamaktadır. Bizim yapacağımız temel değişim, ders sayısını ve konuları azaltmaktır. Yani ilkokulda sadece okuma, yazma, okuduğunu anlama, oyun ekseninde karakter eğitimi, kişiliğin gelişimi, kendini ifade etme ve analitik düşünme öğretilmeli, dört işlem´in dışında matematik konularına girilmemelidir.

Yani ders yükünü hafiflettiğimiz gibi bu dönemde sınav veya imtihan kesinlikle olmamalı, çocuklar eğlenerek, yaparak, uygulayarak ve görerek eğitilmelidir. Yetenekleri keşfedilen çocuklar, yetenek ve ilgilerine uygun hobilere yönlendirilmelidir.

İlkokul çağı, çocuklar için büyük bir mutluluğun olduğu çağ olarak kalmalıdır. Bu dönemde Türkçe dil yeteneği geliştirilmeli, edebi zevk elde edilmesi için şiir ve atasözleri ezberletilmelidir.

İlkokul çağı kabus çağı değil, çocukların koşarak gittiği bir dönem olmalıdır. Belli saatlerde beslenme saati oluşmalı, hatta sınıflarda küçük uyku molaları verilmeli ve uyku tulumları bulunmalıdır. Yaparak, görerek ve rol model eşliğinde öğretime vurgu yapılmalıdır. Çocukları bir makine gibi görüp ruhi yanlarını ihmal edip sadece bilgi yüklemeye çalışmak öğretmek veya eğitmek değildir.

Ortaokul

Yeni eğitim sistemimiz 12 yıllık eğitimi zorunlu kılmasına rağmen ilkokul, ortaokul ve lise eğitim müfredatı kendisini buna göre uyarlamamış, bir bütün olarak eğitimi ele almak yerine her bir süreç bağımsız gibi düşünülmüştür.

Halbuki yeni sisteme göre artık bu üç unsurun bağımsız olması düşüncesi terk edilip bir bütün olarak incelenmelidir.

Biz bu üç unsuru bütün olarak ele aldığımızda neler yapmalıyız?

Öncelikle ortaokul dönemindeki eğitim bir ihtisaslaşma eğitimi değil, genci çeşitli bilimlerle tanıştırma dönemidir. Bu dönem iyi değerlendirildiğinde her ilimden haberdar olan bir genç karşımıza çıkacaktır. Bu dönemdeki eğitimi insanın hayatta karşılaşacağı bilgileri, sorunları ve bilimleri öğrenmesi ve bir anlamda bilimsel merak uyandırması olarak değerlendirebilir, onun istidadı ve meyilli olduğu alanın seçildiği dönem olarak görülebilir.

Bu dönemdeki bilgiler derinlik değil sathi olarak ve tecrübe (deneysel-uygulama-model) yöntemi ile sunulmalı, merak ve araştırma duygusu kamçılanmalıdır. Bu dönemde çocuğa vereceğimiz ders sayısı 4 olarak sınırlandırmalı, aşırı ders yükü yüklenmemeli, kitaplara boğmamalı en zor problemler bile basitleştirilerek verilmelidir.

Bu vereceğimiz dersler

  1. Fen ve Matematik Bilimleri: Fen bilgisi dersi altında fizik, kimya, biyoloji ve matematik dersleri ile basit teknik bilgiler ve tamirlerin yapıldığı hayat bilgisi olarak düzenlenebilir. Matematikte teknik matematik değil de her zaman hayatında kendisine yol gösterecek konular verilmeli, ağır matematik konuları ihtisaslaşmaya bırakılmalıdır.
  2. Sosyal Bilimler: Tarih, coğrafya ve dini bilgiler şeklinde verilebilir. Burada da çocuk aşırı bilgi ve teorik bilgilerle boğulmadan örneklerle ve hayattan modellerle öğretilmeli, istatistik veya aşırı ezber sunulmamalıdır. Din dersleri de uygulamalı verilmeli burada dini, ahlak, siyer ve Kur´an dersleri verilmelidir.
  3. Sanat ve Edebiyat: Burada dil (Türkçe ve yabancı dil), hitabet, güzel konuşma ve yazma, edebiyat, şiir ve sanat bilgileri (resim, müzik vb?) verilmelidir.
  4. Spor ve Etkinlikler: Spor ve beden eğitimi verilmeli, bir spor dalında uzmanlaştırılmalı, hobi eğitimi verilmelidir.

Görüldüğü gibi derslerin içeriği azaltılarak daha yoğun bir öğrenme sağlanabileceği gibi çocukların bilimsel merakı da kamçılanabilir. Günümüzdeki gibi aşırı ders sayısı ve yoğun bir müfredat ancak zihni yorar.



Anahtar Kelimeler: Eğitimde neler yapabiliriz

Uyarı! Yapmış olduğunuz yorumlar incelendikten sonra onaylanacaktır onaylandıktan sonra gözükecektir


YAZARLAR

Resimlere Tıklayarak Kitap Satın Alabilirsiniz

HABERLER