07.10.2018 Pazar
Ders Kitapları
Bugün devlet birçok ders kitabı yazıyor ve bunları da öğrencilere parasız dağıtıyor.
Bence bunların hepsi gereksiz masraf.
Devlet, sadece öğretmenlere kitap yazıp ücretsiz dağıtsın.
Öğrenciye de kitap vermesin...
Öğrenciye öğretmeni tahsis etmiş ve o öğretmen öğrenciye kitap gibi ders anlatmalıdır.
Eskiden de bilginin kaynağı öğretmendi ve o konuyu dikte eder, öğrenci yazar sonra eve gidip tekrarlardı.
Zaten öğretmenlerin çoğu bildiğini okuyor ve o büyük masrafla hazırlanmış ders kitaplarından dersi işlemiyor, ya yardımcı kaynak istiyor veya kendisi not yazdırıyor.
Nerden mi biliyorum?
Çünkü ben de öyle yapıyorum.
Yani kitaptan değil, kendi notlarımdan işliyorum. Öğrenciye not tutturuyorum. Tahtaya şemasını hazırlıyorum. Yanlış anlamayın yardımcı kaynak vermiyorum.
Tekrarlarsam devlet sadece ilkokul ve yabancı dil kitabı vermeli, onun dışındaki kitapları vermemeli, öğretmenleri yönlendirmelidir. Onlar dersi anlatmalı, not tutturmalıdır.
Öğretmen varken kitaba ne gerek var.
Kitap işi; anlamayan ve çalışmayan ya da çok kapasiteli ve üst bilgi isteyen öğrenci için ek kaynak olmalıdır.
Okul Ders Kitapları Yetmiyor mu?
Okullar açıldı ve velilerin soruları/sorunları veya itirazları da başladı.
Bunun başında okullarda öğretmenlerin istediği yardımcı kaynaklar meselesidir.
Normalde ders kitaplarını devletin kendisi veriyor ve öğrencinin ek kitaba gereksinimi olmaması gerekiyor, ama gerçekler öyle değil...
Peki neden?
Çünkü ders kitaplarının anlatım yöntemi öğrencinin kendi kendine anlayabileceği bir yöntem olmayıp öğretmenin anlatımına ihtiyaç duyuyor.
O halde öğretmen anlatsın da diyebilirsiniz...
Evet, anlatmalı ve anlatıyor da.
Ama sınıflar seviyeye göre oluşmadığından özellikle sayısal derslerde ciddi sıkıntı oluşuyor. Bunu çözmek için ek kitaplar, yardımcı kaynaklar, soru bankaları veya okuma kitapları tavsiye ediliyor.
Öğrenci bu kitaplara çalışarak konuya daha iyi hazırlanmış oluyor veya konuyla ilgili daha çok soru çözüyor.
Peki ders kitapları yeterli değil mi?
Ders kitapları bu açılardan yeterli değil. Çünkü ders kitaplarının anlatım tekniği öğrencinin toparlayabileceği bir teknik değil, öğretmenin de bunu anlatması, açması veya toparlaması gerekiyor.
Bunu derste anlattığı gibi, konuyu deftere de yazdırıyor. Fakat özellikle sözel derslerin yazılmasına öğrenci itiraz ettiği gibi, konuların yetişmemesi gibi bir durum söz konusu oluyor.
Bazı konuların da sadece çerçevesi çizilmiş, bu konuların da açıklaması öğretmene kalıyor.
Aslında bana kalırsa ders kitaplarının yazım tekniği tamamen yanlış.
Ben olsam, tüm ders kitaplarının yazım tekniğini değiştirir, yeniden yazardım.
Çünkü ders kitaplarımız çok kalın, ayrıntılı anlatım var ve olaylar karmaşık anlatılıyor. Hâlbuki öğretmenle birlikte işlenen dersler için kalın, ayrıntılı anlatım yerine özet anlatım tercih edilmelidir. Öğretmenler o özet anlatımı açmalıdır. Hatta bu kitapların yanında okuma kitapları üretilmeli ve böylece konu dağıtılmamış olmalıdır.
Ama biz, kendi öğretmenimize ve eğitimimize güvenmediğimiz için ayrıntılı kitaplar veriyoruz.
Nerden baksan tutarsızlık, nerden baksan ahmakça..