Reklam Görüntülerine Tıklayarak Kitap Siparişi Verebilirsiniz

Edebiyatın İzi

Kitap Tanıtımı

Şakir Kurtulmuş, gayretli, çilekeş, vefalı bir fikir işçisi, hüzünlü bir şair.  ?Edebiyatın İzi? adlı kitabı bu çileli sanat yolculuğunun bir kısmına ışık tutuyor. Edebiyat ve sanatla ilişkisi Eskişehir´de başlamış. Okul arkadaşları Kadir Atlansoy, Mustafa Özçelik ve Selahaddin İpek´le birlikte. Özçelik´in kendisine verdiği ilk kitap Sezai Karakoç´un ?Gül Muştusu?yla. İlk okuyuşta pek fazla bir şey anlamasa da yanından hiç ayırmamış bu kitabı, dolmuşta, parkta, yolda, tekrar tekrar okumuş, azimle,sebatla. ?Kütüphanemin ilk kitabıydı o ve bana bir armağan olarak verilmişti? diyor. ?Taha´nın Kitabı? ve ?Hızırla Kırk Saat?la birlikteşiir, sanat ve düşünce serüvenin temelini oluşturmuş.

Edebiyatın İzi´nden öğrenebildiğimiz kadarıyla Şakir Kurtulmuş, başlangıcından itibaren kurucu bir isim ve girişimci öncü bir insan. Eskişehir´de lise yıllarında arkadaşlarıyla çıkarmaya başladıkları ?Fecir? isimli duvar gazetesi bunun ilk örneği. Gelen yoğun talep üzerine 4 nüsha hazırlanıp diğer illere de gönderilmiş bir duvar gazetesi. Mustafa Özçelik´in öncülüğünde lisede ?Hamle? adlı bir duvar gazetesi çıkarmışlar, şiirlerini, öykülerini yayınlamışlar. Atasoy Müftüoğlu etrafında bir mektep oluşturmuşlar Eskişehir´de. Diriliş, Edebiyat dergilerini takip etmeye başlamışlar. 1977 yılında Yeni Devir Gazetesi´nde uzun bir süre ?Sanat- Edebiyat? sayfasını hazırlamış Kurtulmuş. 1980´de ?Tin Yazıtları? isimli bir edebiyat dergisi yayınlamış. İlk şiiri yirmi yaşlarında Mavera Dergisi´nde 1978´te yayınlanmış.İnsan Yayınları´nın da kuruluşunda yer almış ve pek çok eserin yayınlanmasına öncülük etmiş. İlk şiirinden sonra şiirleri pek çok dergide yayınlanmaya devam etmiş ve üç şiir kitabına dönüşmüş.

İlk şiir kitabı Ah Güzel Bir Gün 1985´te okurlarıyla buluşmuş. Bunu Yusuf´un Kuyusu (2013) ve Ölüm ve Ayna (2014) takip etmiş. İki de biyografi kitabı mevcut Kurtulmuş´un,Hz. Hamza ve Bilal-i Habeşi (1985). 

Edebiyatın İzi,Kurtulmuş´un altıncı kitabı. 13 yazı yer almakta. İlk yazı Bıçakçı Dede olarak tanınan, Çankırı´lı bir Allah dostu hakkında. Uşşakî Hayrulah Efendi ve Hüseyin Efendi´lerden dersli bir zât. Diğer yazılar Osman Sarı, M. Akif İnan, Ramazan Dikmen, Mustafa Özçelik, Hasan Aycın ve Nurettin Durman´ın sanatı ve düşüncesine dair incelemeler. Son iki yazı uzun soluklu bir yayın hayatına sahip edebiyat ve kültür dergisi Yedi İklim´e dair. ?Benim Edebi Mekanlarım? başlıklı yazısı yazarın yetişmesinde katkısı olan, ruhunu dinlendirdiğiedebi mekanlar hakkında. Bıçakçı Dede hariç Kurtulmuş´un sözkonusu ettiği yazar ve şairler bire bir tanıdığı, arkadaşlık, dostluk ettiği, düşünce ve sanat yolculuğunu birlikte sürdürdüğü isimler. Sanat ve düşüncelerini değerlendirirken şahsi tanıklıklarına ve kıymetli anekdotlara da yer vererek yazılarını zenginleştiriyor.

?Bıçakçı Dedelere Çok İhtiyacımız Var? diyerek sanat ve düşüncenin her şeyden önce bir kalp ve gönül meselesi olduğuna işaret ediyor. ?Baharı Yaşama Özlemi? ise ölüm gerçeği üzerinde düşünmeye davet ediyor. ?Diriliş ırmağında yıkanmış, Diriliş düşüncesinden beslenmiş bir şair? olarak nitelediği Osman Sarı´nın şiirini değerlendirebilmek için O´nun çocukluk yıllarına gidiyor ve ilk okuma serüvenine dair önemli ipuçları veriyor. ?Osman Sarı´ya göre, İslam uygarlığının sonsuz şiir imkanlarını en iyi kullanan Sezai Karakoç´tur?. Osman Sarı´nın edebiyat ve sanatın önemini kavraması, Sezai Karakoç´u tanıması ise Nuri Pakdil sayesinde olmuş. Kurtulmuş, ilk üç yazıyı belirli bir plan dahilinde sıralamış gibi sanki. Allah dostu, Gönül adamı, ölüm ve diriliş kavramları öne çıkıyor bu yazılarda.

Kurtulmuş´a göre M. Akif İnan örnek bir dava adamıdır. Zira Büyük Doğu davasının mimarı Necip Fazıl´ın yanında yetişmiştir. ?O´nun iki büyük sevdası vardır. Medeniyet ve Edebiyat?. Şairdir, alçakgönüllü bir derviştir. ?Kalemiyle, sözüyle savaşan bir İslam savaşçısıdır?.  Ramazan Dikmen ise okumayı ciddi bir eylem olarak seçmiş bir şair, öykücü. ?Ciddi bir iz bırakmıştır öykü dünyamızda?. ?Özçelik´in şiiri; hüzün, hayat, ölüm, sükut, suret, teslimiyet, sevgi,inanç, insan ve aşk üzerinde yoğunlaşan imgelerle oluşmuş bir şiirdir. Özçelik, ?ilk hocam babaannem, ilk şairim Yunus Emre´dir demektedir çünkü. O´ndaki Yunus sevgisi ve etkisi kendisine, Yunus´un izinden giden çağdaş bir şair olma özelliğini kazandırmıştır. Yunus´un gölgesi düşmüştür şiirine. Asıl hedefi de çağdaş bir Yunus Emre olabilmektir?. Özçelik´in hayatında Cahit Zarifoğlu´nun ayrı ve özel bir yeri vardır. Yüz yüze görüşmemiş olmakla birlikte uzun yıllar mektuplaşmışlardır. ?Başından beri çizgileriyle konuşan Hasan Aycın´ın en önemli meselesi insandır. İnsanın hallerini anlatırken, imgelere yaslanarak iyilik ve güzellikleri öne çıkarma amacındadır. Çizgileri ile insana sorumluluğu gereği bir çağrıda bulunur. Kötülükleri işaretleyip iyiliklere davet etmeye çağıran bir sestir O´nun çizgileri?. Nurettin Durman´ın şiiri zengin hayallere sahip bir şiirdir. Şiir O´nun için bir yaşam biçimi olmuştur. ?Şiir yazmak için oturmaz, şiir gelir kendisini yazdırır. Üsküdar tarihine tanıklık etmiş şahsiyetler arasındadır. Üsküdar´da yaşayan önemli bir edebiyat adamıdır?.

Marmara ve Küllük Kıraathanesi Şakir Kurtulmuş´un da edebi mekanları arasındadır. Kuşağının ve kendisinin yetişmesinde MTTTB, Birlik Vakfı, Türk Ocağı, Aydınlar Ocağı, Kubbealtı, Fetih Cemiyeti gibi kurumların da etkisi vardır. Porsuk çayının kenarındaki kahve gibi. Eskişehir´de arkadaşlarıyla birlikte açtıkları Gazve Kitabevi hem bir toplanma mekanı hem de edebi bir mekandır onlar için. Kurtulmuş´a göre Gazve bir ilktir ve Anadolu´nun pek çok yerinde benzer mekanların açılmasına ve öncülük etmiştir. O yıllarda Bayazıt´taki Çınaraltı Kahvesi ile Çorlulu Ali Paşa Medresesi en çok ilgi gören yerler arasındadır. Çorlulu Ali Paşa Medresesi daha çok şairlerin tercihettiği bir mekan hüviyetindedir. Mavera, İstanbul´a taşınınca Mavera´nın bürosu, Yazıevi ve Aycan Grafik´in büroları Kurtulmuş´un ve arkadaşlrının yeni edebi mekanları olacaktır. Yedi İklim ve Abbare Kahve ise şimdilerde Şakir Kurtulmuş´un çalışma mekanlarıdır artık.

Yedi İklim, 1987´de yayınlanmaya başlamış uzun soluklu bir dergi. 300´lü sayıları çoktan geçmiş. Kurtulmuş da başlangıcından itibaren derginin hazırlık çalışmalarına katılmış bir isim. En çok özel sayı çıkaran bir dergi olarak niteliyor Yedi İklim´i. Sezai Karakoç hakkında ilk özel sayıyı hazırlamak da Yedi İklim´e nasip olmuş. Kurtulmuş, Yedi İklim Dergisini, Necip Fazıl´la başlayan Büyük Doğu, Diriliş, Edebiyat, Mavera, Yönelişler dergilerinin bir devamı olarak görüyor ve bu çizgiden hiç sapmadan yoluna devam ettiğini söylüyor.

/resimler/2017-11/21/1523219751195.jpg

Edebiyatın İzi, sade, arı duru bir Türkçeye ve akıcı bir üslupa sahip. Adeta her bir kelime ve cümle imbikten geçirilmiş hissi veriyor. Kurtulmuş, bir taraftan kendi sanat serüveninin nirengi noktalarını anlatırken, diğer yandan birlikte yol aldığı, tanıdığı, tanıştığı, önemsediği, yerli ve milli olarak nitelediği düşünce adamlarının, arkadaşlarının sanat ve düşüncesine, şiiir veya öykülerinin arka planına işaret ederek edebiyatın izini sürüyor. Bu güzel eseri Kültürün İzi takip edecek diye umutlanıyoruz. 23 yıl gibi uzun bir süre edebiyat çevrelerinden uzakta inziva hayatını tercih eden Kurtulmuş´u buna iten sebepleri de merak ediyoruz açıkçası. Şakir Kurtulmuş´a Kültürün İzi´yle devam edecek sanat ve düşünce hayatında başarılar temenni ediyoruz.

Müjdat Uluçam

 

Kaynak:  Bir Nokta Dergisi - Kasım sayısı



Uyarı! Yapmış olduğunuz yorumlar incelendikten sonra onaylanacaktır onaylandıktan sonra gözükecektir


YAZARLAR

Resimlere Tıklayarak Kitap Satın Alabilirsiniz

HABERLER