EBRU AÇIKGÖZ: SANATSIZ BİR MİLLET KURU BİR AĞAÇ GİBİDİR!

Yazarımız Ziya Gündüz, sanat konusunda nitelikli çalışmaları olan Ebru Açıkgöz ile sanat üzerine konuştu.

EBRU AÇIKGÖZ: SANATSIZ BİR MİLLET KURU BİR AĞAÇ GİBİDİR!

Kültür ve sanat önemli bir alandır. Ülke olarak sanat üzerine çok çalışmak gerekiyor. Sanatı, sanatçısı olmayan ülkelerin geleceği olmaz.  Sanatın tanımı hakkında Georg Ebers,  “Sanat, bizi Allah’a götüren köprüdür” der. Sanat konusunda nitelikli çalışmaları olan Ebru Açıkgöz ile sanat üzerine konuştuk. Ebru Açıkgöz, “Şunu unutmayalım ki kültür, sanat, edebiyat ne kadar itibar makamındaysa geleceğimiz o kadar güzel olacaktır” dedi.

 

Hocam yıllardır sanatla uğraşmış birisi olarak bize kısaca sanatın tanımlamasını yapar mısınız?

Sanat geniş bir yelpazedir. Günümüzde gittikçe artan sanatın tanımını yapmak oldukça zordur.

Bazen acıya tariftir, bazen acıdan sığınaktır, bazen en iyi dosttur bazen de Allah’a yakınlaşmak ve yakınlığının şuuruna varmaktır. Sanat; duygu ve düşüncelerimizi elle tutulabilen, dokunulup görülebilen, okunabilen, dinlenilebilen bir varlığa dönüştürmektir.

 

Bunu yaparken bizden sadece kendi sınırlarımızda olan hayal gücümüzü ve yeteneğimizi özgür bırakmamızı ister. Herkesin sanatsal bir yönü olduğunu düşünüyorum. Profesyonel ya da sanatın içinde olsun olmasın, sanatsal faaliyetlerde bulunduğunu düşünüyorum. Çünkü sanat her insanın mayasında vardır.

Kur’an-ı Kerim’de Rabbimiz “Biz insanı en güzel biçimde yarattık” diyerek güzelliğin ve estetiğin insanın mayasında zaten var olduğunu bizlere bildiriyor.

Örneğin hepimizin yapmaya çalıştığı; kar yağdığında ilahi kudretin eseri olan mucizevi sanatını, o bembeyaz örtüyü hayret ve hayranlıkla en güzel açıdan çekmek ve kaydetmek için verilen çaba veya eski bir saksıya küçük dokunuşlar yapıp, renklendirip onu estetik bir görüntüye kavuşturma gayreti...

Burada önemli olan bu durumun farkında olmak, geliştirmek ve eğitimini almaktır.

 

SANAT HER İNSANIN MAYASINDA VAR

Sizce sanat neden bu kadar önemli?

Sanat bir ülkenin kültürel kişiliğinin en canlı ve en anlamlı belgeleridir.

Sanata ve sanatçıya önem ve değer vermemiz gerekir. Sanata ve sanatçıya verilen önemin ve değerinin az olduğu toplumlarda iyi sanatçıların yetişmesi, gelişmesi mümkün olsa da çok zordur.

Sanat yapan bir insan güzelliği ortaya çıkarır. Kötü huy ve davranışlardan uzak durur. Hem insan hem de toplumun bir bedenden ibaret olmadığını, o bedeni besleyen bir ruhun olduğunu bilmemiz gerekir. Bu ruhun gıdası sanattan başka bir şey değildir.

Sanatsız bir millet kuru bir ağaç gibidir. Sanat onu canlandırır, ruh katar, köklendirir; yazmak çizmek izlemek dinlemek yeşertir çiçeklendirir.

İnsan sanat yaparak zevk, zeka, incelik ve becerisinin yanı sıra iç dünyasını, duygularını, hayatın izlerini aktarır.

 

SANAT YAPAN BİR İNSAN GÜZELLİĞİ ORTAYA ÇIKARIR

Cumhurbaşkanımız “2053'ün ana taşıyıcısı Kültür-Sanat olacak” dedi sizin bu konudaki düşüncelerinizi alabilir miyim?

 

Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın sanat aşkını bilmeyen yoktur sanırım. Neredeyse her konuşmasında ilk günden beri bir şiiri seslendirir. Ve geçmişte bir sanatçı olmayı çok istediğini şu sözleriyle dile getirmiştir;

Okuduğu bir kitapta Hz Muhammed’in Abdullah bin Revahu için söylediği “Onun sözleri Kureyş müşriklerine ok yağdırmaktan daha etkilidir” sözlerini hatırlatarak işte o gün sanatçı olmayı çok istemiştim. Lakin kader bize ülke hizmetini siyaset güzergâhında biçince ömrümüzü Mevlana’nın anlattığı karıncalar misali sanatçıları takip etmekle geçirdik.

Sanat ve sanatçı dostu olduğunu eserleriyle ve sözleriyle kanıtlamıştır. Nesilden nesile aktardığımız, yaşattığımız ve kendi ruh dünyamızın renklerine boyadığımız kültür sanat değerlerimize sahip çıkan, onlar üzerinde düşünmeyi, onları bugüne taşımayı ve geleceğe aktarmayı hedefleyen her türlü çabayı takdirle karşılıyoruz ve kültür sanat merkezleriyle, kütüphanelerle, özgün mimari eserlerle donatırken sadece inşaat yapmadıklarını Ankara’daki Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası konser salonu, İstanbul’daki yeni Atatürk Kültür Merkezi, Cumhurbaşkanlığı külliyesi bünyesindeki millet kütüphanesi, Kültür ve Kongre merkezi, sergi merkezi, il ve ilçelerde faaliyete geçirdiği kültür merkezleri, kütüphaneler, müzeler ve daha nice eserle Cumhurbaşkanımız her zaman sanatın ve sanatçının yanında olmuştur, hiç bir sözü havada kalmamıştır. Devamlılığın geleceğine yürekten inanıyoruz. Sanat sevdası olan bir cumhurbaşkanımız olduğu için çok şanslı bir millet olduğumuzu düşünüyorum.

 

YENİ SERGİLER İÇİN ÇALIŞMALARIMA DEVAM EDİYORUM

Bugüne kadar çok sayıda sergide yer aldınız ve düzenlediniz. Sergilerinizden söz eder misiniz?

Kurumsal, özel ve bireysel olarak farklı dallarda eserlerimle yer aldım ve arkadaşlarımızın bir çok sergilerinde fikirlerime, önerilerimle, desteklerimle yanlarında oldum.

2009 yılında karma sergide tablolarımla yer aldım.

2010 yılında Ebru sanatı sergisinde eserlerimle yer aldım.

2011 yılında ev tekstili ürünleri sergisinde işlemelerim ve tasarlayıp dikmiş olduğum ev tekstil ürünleriyle yer aldım.

2013 yılında ev dekoratif aksesuar sergisinde yapmış olduğum dekor ürünleriyle yer aldım.

2014 yılında giyim tasarım sergisinde tasarlayıp biçmiş olduğum kıyafetler,

2015 çocuk giyim sergisinde dikmiş olduğum kıyafetler ile yer aldım.

2016 yılında tezhip süsleme sergisinde çalışmalarım ile yer aldım.

2017 yılında hüsni hat sergisinde tablolarım ile yer aldım.

2018 yılında takı tasarım sergisinde tasarladığım takılarla yer aldım.

2021 yılında kişisel sergim Hüsni Hat sergimde eserlerimle yer aldım.

Yeni sergiler için çalışmalarıma devam ediyorum. Karınca kararınca elimizden geldiğince sanat severleri sanatımızla buluşturmaya gayret ediyoruz.

Genel olarak sergilerde şunu fark ettim; insanlar sergi ziyaretlerinde kendilerini bir şeyler almak zorundaymış gibi hissediyor. Elbette eserlerimizin satılması da gerekiyor çünkü bir eser kolay ortaya çıkmıyor ve bunun bir maliyeti var. Örneğin her eserimizde yeni bir tuval, yeni bir fırça, en az dört beş boya almamız gerekiyor. Ve bu tür malzemelerin fiyatları oldukça yüksek. Elbette eserlerimizin satılması, yeni malzemeler alıp daha fazla eser ortaya çıkarmamız ve emeğimizin karşılığını almamız açısından önemli fakat almak ile şartlandırmadan da sergilerimizi ziyaret edebilirler. Her eserin bir hikayesi vardır. Olmasa bile kendileriyle Bir bağ kurabilirler, ruhlarını besleyebilirler ve görerek eserdeki gizli olan, içlerine sefa veren derin manayı yüreklerinde hissedebilirler.

 

HER ESERİN BİR HİKÂYESİ VARDIR

Sanat adına yola yeni çıkanlara neler tavsiye edersiniz?

Eleştirilebilirsiniz, yok sayılabilirsiniz, destek görmeyebilirsiniz, kabul edilmeyebilirsiniz, sizden daha iyilerle kıyaslanabilirsiniz...

Şunu unutmayın, her sanatçının kendine özgü bir tarzı vardır. Eleştiriyi görmezden gelmeyin tabii fakat eleştirildiğiniz eserinizi atmayın, duvarınıza asın ve kendinize sorun; Bu neden bir sergide olmalı? Umutsuzluk ve kötü düşüncelerinizi bir kenarda koyarak sadece eserinize odaklanın. Odaklanırken kendinize başka bir şey düşünmediğiniz bir ortam sağlayın. En önemlisi kendinize yakın tarzda bir örnek model usta seçerek onun gösterdiği yoldan beraber yürüyerek yol aldıktan sonra kendi özgünlüğünüzü bulun.

Niyet edin ve yolunuza azimle devam edin. Unutmayın ki nasip niyete vurgundur ve kader gayrete âşıktır. Kendinize olan inancınızı hiç bir zaman kaybetmeyin, mücadeleye devam edin.

 

NASİP NİYETE VURGUNDUR VE KADER GAYRETE ÂŞIKTIR

Kültür ve Sanat’a ilgiyi artırmak için ne gibi adımlar atılmalıdır?

Bedenimize verdiğimiz değeri ruhumuza da vermeliyiz. Ruhumuzu besleyen, geçmişimizi geleceğe taşıyan kültür sanattır.

Özel el sanatçıları sergileri düzenlenebilir, örneğin il veya ilçelere bir hat sanatçısı veya resim sanatçısı davet edilebilir, özel bir sanat sergisi düzenlenebilir, müze gezileri düzenlenebilir...

Büyük küçük demeden her bireye kitap okuma, sanat yapma, sergi ve müze gezme sevgisi aşılanmalı.

 

GEÇMİŞİMİZİ GELECEĞE TAŞIYAN KÜLTÜR SANATTIR

Sizce sanatın bir sınırı var mıdır?

Geleneklerimizden değerlerimizden toplumsal gelenekten ayrı kalınmaz bir şekilde toplumda huzursuzluk hissettiriyorsa, örf gelenek ve inançlarına ters düşecek şekilde icra ediliyor ise bir sınırı elbette olmalı.

 

SANATIN AHLAKİ ÖZELLİKLERİ OLMALI

İnsani, ahlaki, dini, milli değerlerden kopan bir sanat ne kadar itibar makamındadır, ne kadar değerlidir?

Sanatın dini, milli, ahlaki özellikleri taşıması gerekir. Her sanatçının ve sanatın bir sınırı olmalı ve sanat para peşinde koşmamalı. Bunların dışında ekonomik sınırlar sanatkârların maddi imkânları ile sınırlıdır.

Şunu da belirtmek isterim; “Ne kadar yaratıcı bir insansınız” tarzı sözlerle çok karşılaşıyoruz. Bu gibi sözler yanlıştır ve kulağımıza hoş gelmeyen bir ifade tarzıdır.

“Yaratmak Allah’a mahsustur.” (Araf 54)

“Her şeyi yaratan Allah’tır.” (Zümer 62)

“Yaratıcı ancak rabbindir.” (Hicr 86)

“Sizi de yaptığınız işleri de yaratan Allah’tır.” (Saffat 96)

Hadis-i şerifte, “Allah her sanatkârın ve sanatının yaratıcısıdır” buyuruldu.

Zira Allah’tan başka kimse yoktan var edemez. Allah’ın verdiği yetenekleri kullanır.

 

GECELEK SANATTA GİZLİDİR

Son olarak konumuzla ilgili neler söylemek istersiniz?

Kültür ve sanatın hak ettiği ilgiyi, değeri görmesini ümit ediyorum. Şunu unutmayalım ki kültür, sanat, edebiyat ne kadar itibar makamında ise o kadar güzeldir geleceğimiz.

Verdiğiniz bilgiler için teşekkür ediyorum.

Bende size teşekkür ediyorum bana bu imkânı verdiğiniz için.