Uzun yıllar ülkemizde dost ilan edilmiş hatta onlarla aynı ortaklıkta üye olarak bulunmak insanımıza ulaşılması gereken hedef olarak gösterilmiş ve bu yolda yaklaşık 60 yıldır bıkmadan usanmadan çaba sarf edilmiş söz konusu ülkeleri düşman ilan etmek ilk planda anlaşılması güç gelebilir ama artık bir atasözümüzde de ifade edildiği gibi artık gâvurdan dost olmayacağını, özellikle de Haçlıların oluşturduğu ve ülkemize, dostça bakmadıkları da yüzlerce kez görüldükten sonra sanıyorum artık bunların düşman oldukları, ülkemize yönelik hep düşmanca davrandıklarını görüp düşmandan dost olmayacağının farkına varmak gerekiyor.
Bu ülkede Avrupa Birliği’nin bir Haçlı ittifakı olduğu yıllardan beri hatırlatılıyor. Ne yaparsak yapalım üye olarak aralarına almayacakları, kapıda bekleterek lazım oldukça kullanmaya çalışacakları da binlerce kez tekrarlandı. Ne var ki, uzun yıllardır belleğimizde kök salan Batı hayranlığı sebebiyle Haçlıların her fırsatta sergiledikleri düşmanlık, özellikle bir Haçlı zihniyetine sahip ülke ile karşı karşıya geldiğimizde anında bizim değil o ülkenin yanında yer aldıkları görünüyor olmasına rağmen her fırsatta ABD ve AB dost ülkeler olarak ilan ediliyor. Trump’tan, “Dostum Trump” ya da ABD ve AB ülkelerinden dost ve müttefik olarak söz etmek artık sanki şuur altımıza yerleşmiş bir yaklaşım olarak karşımıza çıkıyor.
Bu gerçekleri görmek ve özellikle de düşmandan, daha doğrusu gâvurdan dost olmayacağını görerek kendimize bundan sonrası için yeni bir strateji belirlemek durumunda değil miyiz? Sadece Doğu Akdeniz’de son zamanlarda yaşadığımız gerilim ve sertleşme, bunun da ötesinde ülkemizi Doğu Akdeniz’in dışına atma hamlelerinde Haçlıların Yunanistan’ın yanında yer almaları bu gerçeği görmemize yeterli değil mi?
Bu noktada daha önce de hatırlattığım ABD’nin başında bulunanın adının ne olduğunun önemli olmadığını, hangi partiden seçilmiş olmasının da ülkemizin Haçlılardan biri ya da birkaçı ile arasının açılması halinde ABD’nin o ülkenin yanında yer aldığını unutmak sıkça insanımıza hayal kırıklığı yaşatıyor.
Mesela ABD’de kim başkan olarak bulunursa bulunsun PKK ile yan yana olmayı, bize de arada bir gülücük göndermeyi tercih ettiler. Mesela bir gazetemizde yer alan, “ABD’yi Suriye’de PKK ile ittifaka Obama soktu” başlıklı haber söylediklerimizi görmeye yetecektir. Yine Doğu Akdeniz’de hakkımız olan aramalara başladığımızdan itibaren tüm Haçlılar Yunanistan’ın yanında yer aldılar. Bunların başında Fransa yer alıyor görünürken ABD’de Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’ne uygulanmakta olan silah ambargosunu kaldıracağını açıkladı. Bu arada bölgemizde faaliyet gösteren terör örgütlerini ABD ve bazı AB ülkelerinin koruduğu da unutulmamalıdır. Bu arada ABD Dışişleri Bakanı Pompeo’nun Rum Yönetimi’ni ‘Kilit Ortak’ ilan etmesi de anlık bir açıklamada değildir,
Bir başka utanmazlığa dikkat çekmek istiyorum. Türkiye başından beri Doğu Akdeniz’de adil bir çözüm için çağrıda bulunuyor. Buna rağmen Yunan tarafı ortamı germekte ısrar ederken ABD Güney Kıbrıs Yönetimi’ne 33 yıldır süren silah ambargosunu kaldırma kararını açıkladı. Gelen tepkiler üzerine yapılan açıklamada, “Ambargonun kaldırıldığı silahlar öldürücü değil” dinildi. Öldürücü olmayan(!) silahlar arasında anti-tank ve anti-personel mayınları ile elektroşok cihazları bulunuyor ve bu silahların öldürücü olmadığı ileri sürülüyor. Sanki bu densizler aklımızla alay ediyorlar.