İnsanın en pahalı ve en değerli yanını, yani kalbini istila etmiş olan dünya sevgisi, bugün Müslümanları perişan ve harap etmiştir. Varoluş hikmet ve nedenini unutan Müslümanların dünyevileşmesi korkunç bir boyuta ulaşmış ve Müslümanlar, ölüm denilen olayı unutmuş gibidirler.
Dün arza egemen olan Müslüman, politik çıkar ve hırsların etkisiyle kendisini unutmuş ve dünyevi çıkara doymayan bir varlık haline gelmiştir ne yazık ki… Bugün toplumumuz, ruhunu ve idealini, yani cennetini yitirmiştir. Ortadoğu ülkeleri, sürekli sınav, sürekli özeleştiri sürekli fedakârlık, sürekli feragat, sürekli samimilik ve sürekli manevi değerlerini yaşamak ve yaşatmaktan uzaklaşmış, ya da uzaklaştırılmışlardır.
İkinci Meşrutiyet döneminde yaşayan Sabir Ali Ekber ki, sabun ticaretiyle uğraşan Azerbeycanlı bir şairdir. Gerçekleri dile getirdiği için kendisine sabun ham maddesini vermemek suretiyle açlığa mahkûm etmişlerdir bu yergi üstadını… Ölümünden sonra da onun büyüklüğünün farkına varmış ve evini müze haline getirmeyi ihmal etmemişlerdir. İşte Sabir’ın çizdiği Müslüman portresi…
“Arslandan korkmirem
Kaplandan kormirem
Makberede hortlak görirem korkmirem
Balam. Vallahi, Billahi, Tallahi
Harda bir Müselman görirem korkirem”
Dünyaya nam salan ve bir ahlak abidesi olarak ünlenen dünün Müslümanına karşılık, bugün çıkar ve maddenin kölesi ve esiri haline gelmiştir Müslüman…
Yitik cennetimizi bulmak için kendi uygarlığımıza dönmek ve yeni bir gençliğe ihtiyacımız vardır. Bu nedenle değerlerin heyecanını yaşamak ve onları yaşatmakla işe başlamak mecburiyetindeyiz.
Kaybolan aşk, vecd ve içtenlik gibi olmazsa olmazlarımızdan olan duyguları, toplumun bütün katlarına yaymak ve yayılı hale getirmek, heyecan, inanç, düşünce ve ideal arasındaki ilişkiyi harekete geçirmek için genç nesillere önem vermek durumundayız ve bunun için zorlu ama keyifli ve sonuç alıcı bir yolculuğu başlatmak zorundadırlar günümüz Müslümanları.
Dünyanın, ülkemizin ve insanlığın çektiği buhran ve bunalım, ahlak ve maneviyat buhranından başka şey değildir. İnsana dünyayı cehennem haline getiren bu durumdan kurtulmak için adeta Cebrail’in kanatlarına muhtacız. Yani vahy esinti ve rüzgârına… Ağır yük altında ezilen, çökmeye yüz tutan ve omuzlara yüklenmiş ağırlıktan kurtulmak için insanlık, vahiy soluğunu teneffüs etmeye muhtaçtır bugün
Yeniden ahlak ve maneviyat nefesiyle dirilmek için gençliğe şiiri, edebiyatı ve insanın mutluluğu için gerekli olan okuma alışkanlığını aşılamak ve tekrar ayağa kalkmasını sağlamak için coşku ve heyecan aşılamalıyız…
Yeniden var olmanın sırrını ve güzelliği söylemek ve onun ruhunu yaşatmak için bir duygu…. Kopyadan ve taklitten dönmek için tasarlanan kültür ve düşünce anlayışı… İnançla donanmış bir coşku ve heyecan hareketi…
Kaynak: farklı Bakış