04.10.2018 Perşembe
İSTANBUL - Elif Selin Çalık Muhasiloviç
Dünya Ekonomik Forumu Başkanı Borge Brende, Anadolu Ajansının (AA) global iletişim ortağı olduğu, "Parçalanmış Bir Dünyada Barış ve Güvenliği Yeniden Düşünmek" temasıyla Swiss Hotel The Bosphorus´ta düzenlenen TRT World Forum´da, küresel ekonomik dar boğazı, 4. endüstri devrimini ve mülteci krizi-ekonomi ilişkilerini AA muhabirine değerlendirdi.
Brende´ye yöneltilen sorular ve değerlendirmeleri şöyle:
2008 krizinin 10.yılında ufukta yeniden bir borç krizi görünüyor mu?
ABD Federal Rezerv Koruyucusu Jerome Powell, küresel merkez bankacıları hakkındaki Jackson Hole toplantılarında, ABD ekonomisinin şu anda iyi durumda olduğunu ve öngörülebilir gelecekte faiz arttırımlarının devam ettiğini doğruladı. Ancak, bu durumun devam etmesi mümkün görünmüyor. Küresel ekonomide ABD´de de 2020´ye doğru bir kriz olabileceği öngörülüyor. Bu konuda mali canlandırmaları çok net belirlemek ve arttırmak gerekiyor.
Robotlar, yapay zeka, otomasyon gibi konular artık bilim kurgu filmlerinin konusu değil. 21. yüzyılın ihtiyaçlarının değiştiği bu dönemde gelecek nesiller yetiştirmek için ne yapıyoruz?
Bu konuda en önemli konunun eğitim müfredatı olduğu kanaatindeyim. Okullar geçmişin müfredatını değil geleceğin müfredatını öğretmeli. 4. endüstri devrimi kapımızı çalmış durumda. 10 yıl, 20 yıl ötemizde değil. McKinsey Global Enstitüsü´nün 750 mesleği içeren bir analizine göre, iş faaliyetlerinin % 51´i otomasyona ve teknolojiyi etkili bir şekilde uygulamaya oldukça duyarlı. Bugün ilkokula başlayan bir öğrenci 2030´ların ortalarında üniversiteden mezun olacak ve kariyerleri 2060´tan sonra ya da ötesinden geçecek. Küresel iş gücü ihtiyaçlarının 21. yüzyılın ortalarında ne olacağını tam olarak tahmin edemesek de değiştiklerini biliyoruz ve teknolojik ilerlemeye paralel değişmeye devam edecekler. Bu nedenle okuldaki eğitim müfredatları yeni yüzyılın ihtiyaç paradigmalarına uygun şekilde donatılmalıdır.
Küresel mülteci krizi hakkındaki değerlendirmeleriniz nelerdir?
Dünya, görülmemiş düzeyde nüfus göçü ile karşı karşıya. 2016 başından bu yana en az 65 milyon insan sürekli hareket halinde. Bu, dünya genelinde her 100 kişiden birinin evlerinden çıkarıldığı anlamına geliyor. İnsanlık, bu seviyelere en yakın zamanda İkinci Dünya Savaşı sırasında gelmişti. Ben, bunun en önemli sebebinin, ekonomik fırsatlardan yoksun toplumlar olduğunu söylemek isterim. Mülteci krizlerini sona erdirmenin en iyi yolu, halkı uçuruma çeken anlaşmazlıkları sona erdirmektir. Bu anlaşmazlıklar ancak ekonomik dinamizmle aşılabilir.