Önce şu sözlere bakalım:
??Daima uzun vâdeli başarılara kilitlenin. ..İlkeli, prensipli, kararlı olursanız, o zaman uzun vâdeli başarıların sahibi olursunuz. Kısa vâdeli çıkarcılık hiçbir zaman fayda getirmez. Karakter her şeyin başıdır.´
İlkeli olmak, kısa vâdeli çıkarcılıklar peşinde olmamak.. Ne güzel tavsiyeler..
Bu sözler Kayseri´de, kendi adını taşıyan üniversitenin mezuniyet töreninde evvelki akşam konuşma yapan 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül´e ait..
Nicelerinin içinde bir burukluk olmamış mıdır?
***
Gelelim AK Parti´yle ilgili değerlendirmelere..
Farklı ve birbirinin zıddı yorumların olması tabiîdir.. Herkes, durduğu ve baktığı yere ve elindeki ölçülere göre yorum yapar.
AK Parti´nin seçimlerde oy kaybettiğinden sözediliyor. Ama neye göre?
Bu partinin 7 Haziran 2015´de aldığı oy yüzde 41.5 idi. Tek başına hükûmet kuramıyordu. HDP, AK Parti´yle koalisyon yapmayacaklarını hemen açıklamıştı. MHP de aynı konumdaydı.
Yüzde 25 oy alan CHP de, kendisinden 16 puan fazla oy alan ?AK Parti´nin ülke yönetiminden halk oyuyla uzaklaştırıldığını´ açıklıyordu, sanki kendilerini davet etmiş gibi..
Pekiyi, hükûmet nasıl kurulacaktı? Bu bilinmiyordu.
Sonunda, CHP, AK Parti ile hükûmet konusunda uzlaşabileceklerinin işaretini verdi ve görüşmeler başladı. O günlerde, AK Parti´nin Davudoğlu veBülent Arınç gibi isimleri bu koalisyonu istiyorlardı. Çünkü seçim yenilenir de aynı netice alınırsa ne olacaktı? Ama, CHP lideri, kurulacak hükûmet´in bir ?restorasyon hükûmeti´ olacağını söyleyince.. Cumhurbaşkanı Erdoğan, buna kesinlikle karşı çıktı. Çünkü AK Parti, CHP´nin sosyal bünyemizdeki 90 yıllık deriin tahribatını gidermek için 13-14 yıldır çabalarken; CHP de AK Parti´nin 13-14 yıl boyunca yaptıklarını kendi açısından tahribat olarak görüyor, bu tahribatı gidermek için ?restorasyon´dan ve hattâ, kemalist-laik rejimin 1923´lerdeki ?fabrika ayarları´na döndürülmesi gerektiğinden söz ediyordu.
***
O halde, yeniden seçime gidilecek ve halk iradesini yeniden ortaya koyacaktı.
Gidildi.. 1 Kasım 2015 seçimlerinden bir hafta anketler, yüzde 38-41 arasını gösteriyordu göre.. Yani, seçimde değişen bir şey olmayacaktı.
Ama 1 Kasım seçimlerinde AK Parti yüzde 49,5 oy aldı.
N´olmuştu? 5 ay içinde AK Parti yüzde 41,5´dan yüzde 49,5´a nasıl yükselmişti?
Büyük ihtimalle, kitleler bir ?hükûmetsizlik buhranı´na sürüklenmek korkusuyla, en çok itimat ettikleri liderin etrafında toplanmışlardı. Mesele bu kadar açıktı.
***
CHP şimdi, kendi başarısızlığına bakmıyor, AK Parti´nin Kasım-2015´deki oylarını kaybettiğini, eridiğini iddia ediyor. Halbuki, 100 yıla yakın ömrü olan CHP yüzde 22´lerde sürünürken, 17 yıllık AK Parti, yüzde 40-50 aralığında.. Bu mu erimek?
Bir de özel bir durum var; o da halkın ekseriyetinin, 2014 Cumhurbaşkanlığı seçiminde, referandumumda ve nihayet 24 Haziran seçimlerinde Erdoğan´a itimadının hep yüzde 50´nin üstünde olması.. Halkın yarıdan fazlası, ona güveniyor.
***
Ama AK Parti´ye gelince.. Ona verilen oylar, AK Parti´nin kendisini Tayyip Bey´e henüz de uyarlayamadığını gösteriyor. Bu, m.vekilleri için de, Belediye Başkanlarının pek çoğu için de böyle..
AK Parti´nin en büyük avantajı da, en büyük zaaf noktası da Tayyip Erdoğan..
Allah´u Tealâ, hayırlı-uzun ömürler versin ve daha nice hayırlı hizmetlere vesile kılsın; ama, bizzat kendisinin de dünkü konuşmasında değindiği üzere, hepimiz fâniyiz. O zaman, yapılacak iş, Tayyip Bey´in olmadığı bir zamanı da düşünmek ve tedbirini şimdiden almak ve de, ?düne göre iyi´ olanla yetinmeyip, ideal olana erişmek hedefine kenetlenmek olmalı değil mi?