Faiz %12´den yüzde 36´lara kadar yükseldi, üç misli arttı!
Şimdi yüzde 30´lara indi diye seviniyoruz!
Yüzde 24´lere inse bile yüzde 100 artmış olacak. Bir senede yüzde 100 artarsa üç sene sonra yüzde 300´lere çıkar, enflasyon da onunla beraber yürür gider.
Doların artması ülke için zararlı değildir. İhracatı teşvik eder. Doların zikzak yapması zararlıdır. Şimdi tedrici bir şekilde düşürülmektedir. Bunun iki sebebi vardır: Biri ihracatımızın artması, ithalatımızın azalması onları rahatsız etmiştir. Yapacaklarını yaptılar. Enflasyon yükseldi. Faiz arttı. Şimdi ihracattaki zararlarını dengeliyorlar. Belki bir sene içinde doları bir daha yükseltecekler, on lira yapacaklar, kendileri kazanacak. Enflasyon ve faiz bir daha sıçrayacak. Ekonomide iyimserliği görenler yanılıyorlar.
Bu kötü durum yalnız Türkiye´de değildir. Dolar Nevada´ya çekildi. Biraz sonra altın doları çıkarıp bu doları batıracaklar. Şimdi dolara yatıranlar hepten iflas edeceklerdir.
Bu oyun Sovyetler oluşurken oynanmıştır. Annemin babası olan dedem Ömer Aydın´dan kalma bir sandık dolusu değersiz ?manat? yani o zamanın parası vardı.
Sermaye günlük oyunlar oynayabilir. Hastaya uyuşturucu verirseniz o anda rahat eder ama uyuşturucu vücudun direncini kırar ve sonunda hastanın hastalığı artar. Çıbanı kaşırsanız rahat edersiniz ama sonra iltihap vücuda dağılır, zehirler hatta öldürür.
Söylediklerim Süleyman Karagülle´ye ait değildir. Ekonomi ilmi söylüyor. Kur´an söylüyor. Ben yanlış mı biliyorum? Bilgilerimde hata mı var? Neden birileri çıkıp da bana hatan var diye izah etmiyor, edemiyor! Bünyamin Demir Yenibosna´ya geldi, savunma yaptı, cevap almadan gitti, bir daha da gözükmedi. Çünkü kendisi de biliyor ki dipsiz külek.
Tekrar söylüyorum.
Enflasyonun dört sebebi vardır.
a) İsraf, gereksiz harcamalar, gelirden fazla harcamalar.
b) Aşırı yatırım. Artık emekten fazlası ile inşaat yapılırsa enflasyon kapınızı çalar.
c) Dış ticaret açığı.
d) Bütçe açığı.
Enflasyon olunca faizli sistemde faizi artırmak zorunda kalınır. Çünkü ekonomi hepten durabilir veya çöker. Faiz artınca üretim azalır, durma noktasına gelir. İşsizlik artar. Mağazalarda mallar olur ama o malları alacak para kişilerde olmaz. Geçmişteki krizler bu sebepten dolayı olmuştur. Keynes buna geçici çare bulabilmiştir.
Biz bu durumda dünyayı değiştiremeyiz. Kışın fırtına olur, buna mani olunmaz ama evlerin içinde soba yakılır, kapılar da kapatılır ve hayat normal olarak sürdürülür. Aynen buna benzer şekilde bizler de dolarla alışverişi kesip kapımızı kapatabilir ve alışverişlerimizi altın bono ile yapabiliriz. Takas usulünü kullanabiliriz. Tüccarlar doları değil, TL´yi değil, malları kredi olarak verirler. Tüccarlar o malları dünyaya satarlar. Elde ettikleri dolar veya TL veya ruble değişmez. Hemen sipariş edilen mallara dönüşür, böylece ateş yakan doları bir tutup hemen bırakmış oluruz.
Kor halinde olan ateş yakıcıdır. Parmaklarınızda tutar hemen bırakırsanız elinizi yakmaz. Bunu iktidar yapamıyor. Gücü yetmiyor. Yapmaya kalkışırsa 15 Temmuzlar geliyor. Muhalefet ise hiç yapamıyor. O halde yapılacak iş halkın semt kooperatifleri olarak teşkilatlanması, bu işleri yapması gerekir.
Şimdi ülkenin dünyadaki krizlere dayanabilmesi için iktidarın yapacağı işleri tekrar hatırlatıyoruz.
1- Peşin alışveriş TL ile veya dolarla yapılır.
2- Borçlanmalar ise Altın bonoları ile yapılır.
3- Gümrükler kalkar, tüm Türkiye serbest pazar olur.
4- Vizeler kalkar, herkes Türkiye´ye gelebilir ve istediği işi yapabilir. Bu arada Sermaye de istediği işi yapabilir.
Türkiye bunları yaptığı zaman dünya da yapmış olur.
Dış borç engelini aşmak için;
1) Dış borç iç borca çevrilir.
2) Nakit borç mal borcuna çevrilir.
3) Borç iştirake çevrilir.
4) Faiz yerine kredileşme getirilir.