Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, "13. Teknoloji Ödülleri Töreni"nde yaptığı konuşmada, teknolojik değişim ve dönüşümün çok hızlı olduğu bir döneme tanıklık edildiğini söyledi.
Üretim modelleri ve tüketim kalıplarına ilişkin geleneksel yöntemlerin terk edilmeye başlandığını aktaran Varank, "Aslında bitiş çizgisi olmayan bir yarıştan bahsediyoruz. Başarılı olmak içinse uyanık olmak şart. Yani değişimi algılamak, dönüşümü doğru yönetmek, akılcı ve pratik çözümler üretmek gerekiyor. Türkiye, bu yarışta en iyi şekilde yer almak zorunda." diye konuştu.
Varank, mevcut kabiliyetleri daha iyi anlayıp, potansiyelin de ötesine geçmek durumunda olunduğuna işaret ederek, "milli teknoloji, güçlü sanayi" vizyonunun bu yüzden çok mühim olduğunu anlattı.
"Yenilikçi her adımın ekonomik değere dönüşmesini önemsiyoruz"
Türkiye´de yüksek katma değerli üretim ve teknoloji odaklı yapısal dönüşümü bu vizyonla hayata geçirdiklerini vurgulayan Varank, "Bürokrasinin azaltıldığı, araştırmacılarımızın, girişimcilerimizin ve sanayicilerimizin kaynaklara daha hızlı erişebildiği, çözüm odaklı ve proaktif bir yaklaşım benimsiyoruz. Yenilikçi her adımın ekonomik değere dönüşmesini önemsiyoruz. Ancak bu sayede, daha güçlü makroekonomik dengelere ve yüksek refaha ulaşabiliriz." şeklinde konuştu.
Varank, Ar-Ge destek programlarını, "iş birliğine dayalı", "uzun vadeli" ve "yüksek katma değer üretmeye yönelik" tasarladıklarını kaydederek, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Bu kapsamda, KOSGEB, TÜBİTAK ve Bakanlığımız aracılığıyla birçok kolaylık sağlıyoruz. Ar-Ge ve tasarım faaliyetlerini kendi bünyesinde yapmak isteyen firmalara ´Ar-Ge ve Tasarım Merkezi Belgesi´ veriyoruz. Bu belgeye sahip firmalar, vergi indirimi, sigorta prim desteği, gelir vergisi stopajı ve damga vergisi istisnası gibi imkânlardan faydalanıyorlar. Finalist 19 firmanın Ar-Ge merkezleri bu desteklerimizden faydalanıyor.
Yine Ar-Ge projeleri sonucu ortaya çıkan mal ve hizmetler için Teknolojik Ürün Deneyim Belgesi yani Tür Belgesi veriyoruz. Buna sahip firmalar, ´iş deneyim belgesi´ olmadan da kamu ihalelerine girebiliyor. Finale kalan 5 proje bakanlığımızdan Tür Belgesi aldı. Yine burada yarışan firmalarca gerçekleştirilen başka 35 proje için Tür Belgesi düzenledik."
"Ar-Ge altyapımızı niteliksel açıdan daha da güçlendireceğiz"
Sanayi ve Teknoloji Bakanı Varank, Ar-Ge´nin ticarileşmesi kapsamında 4 senedir teknolojik ürün yatırım destek programı uyguladıklarını belirterek, bugüne kadar 26 ilden 204 firmaya 61 milyon lira ödeme gerçekleştirdiklerini söyledi.
Finale kalan firmalardan ikisinin bu destekten faydalandığını vurgulayan Varank, şu bilgileri verdi:
"Ar-Ge ve yenilik hedeflerimize ulaşmada paydaşlar arasındaki iş birliğinin önemli olduğuna inanıyoruz. Teknoparklar vasıtasıyla üniversitelerle sanayicileri, teorik bilgiyle pratiği bir araya getiriyoruz. Faaliyetteki 58 teknoparkta, yüksek teknolojili ürünler yerli imkân ve kabiliyetlerle geliştiriliyor.
Burada yer alan işletmeler de vergi muafiyeti ve prim istisnası gibi teşviklerden faydalanıyor. Aramızdaki 15 finalist bakanlığımızın desteklediği teknoparklarda faaliyet gösteriyor. Önümüzdeki dönemde Ar-Ge altyapımızı niteliksel açıdan daha da güçlendireceğiz. Yeni fikir ve girişimlerin desteklenmesine tüm gayretimizle devam edeceğiz."
"Firmalara 345 milyon lira hibe destek ödemesi yaptık"
Varank, KOBİ´ler için KOSGEB aracılığıyla destekler sunduklarına işaret ederek, Ar-Ge ve inovasyon programıyla, yeni bir ürün, süreç ya da hizmet üretilmesi, iyileştirilmesi veya ürün kalitesinin yükseltilmesi amacıyla firmalara 750 bin liraya kadar destek sağladıklarını anlattı.
Endüstriyel uygulama programıyla, Ar-Ge sonucu ticarileşme aşamasına gelen ürün ya da hizmet için firmalara 800 bin liraya kadar destek sunduklarını vurgulayan Varank, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Stratejik ürün programıyla, üretimde yerli girdiyi artırmayı ve ithalatı yüksek olan öncelikli ürünlerin yerlileştirilmesini amaçlıyor, işletmelere 5 milyon liraya kadar destek sağlıyoruz. TÜBİTAK aracılığıyla özel sektöre, üniversitelere ve araştırmacılara yönelik teşvikler veriyoruz. Özel sektör için, TEYDEB, sanayi yenilik ağ mekanizması ve bireysel genç girişimci programı desteklerimiz aktif şekilde devam ediyor. Aramızdaki 27 finalistin 638 projesi TÜBİTAK TEYDEB desteklerinden faydalanıyor. Bu firmalara bugüne kadar 345 milyon lira hibe destek ödemesi yaptık."
Varank, "Sabah bir haber gördüm. Bir genel başkan şöyle bir cümle kurmuş, hiçbir işe yaramayan TÜBİTAK´ı çalıştıracağız. Bu tip ucuz karalamalara biz cevap vermeyelim, paydaşlarımız ve firmalar bu cevapları en güzel şekilde versinler." yorumunu yaptı.
"Teknoloji Transfer Ofisleri´ni güçlendirici adımları atmaya devam ediyoruz"
Mustafa Varank, öncül Ar-Ge laboratuvarı destek programıyla dünyanın önde gelen firmalarının Ar-Ge kabiliyetlerini ülkeye çektiklerini belirterek, şu bilgileri verdi:
"Böyle bir laboratuvarın geçenlerde açılışını yaptım ve firmayı ziyaret ettim. Verdiğimiz desteğin katma değere nasıl dönüştüğünü birebir gözlemledim. Burada çalışan genç araştırmacılarla sohbet ettim. İçlerinde yabancı mühendislerin yanı sıra Amerika ve Avrupa´daki işlerini bırakıp ülkemize dönen Türk mühendisler de vardı. Bu şu anlama geliyor. İyi işleyen bir Ar-Ge ekosistemi, dünyanın her yerinden talep görüyor ve parlak beyinleri bünyesinde topluyor."
Türkiye´nin bu alanda bir cazibe merkezi olması için desteklerini artırarak devam ettireceklerini vurgulayan Varank, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Akademik alanda, araştırmacılarımıza proje desteklerimizi ve burslarımızı sürdürürken, Teknoloji Transfer Ofislerini güçlendirici adımları atmaya devam ediyoruz. Sizlerle yine kayda değer bir örnek paylaşmak istiyorum. Geçtiğimiz cuma günü, TÜBİTAK´ın Gebze yerleşkesinde yer alan enstitülerdeydim. Yerli kanser ilacından, terahertz görüntüleme sistemlerine kadar ticarileşme aşamasındaki çeşitli ürünleri geliştiren araştırmacılarla bir araya geldim.
Bursiyerlerimiz olan, pırıl pırıl üniversite öğrencilerimizin bu enstitülerde sabah akşam büyük bir şevkle nasıl çalıştıklarına bizzat şahit oldum. Türkiye´nin gücü gençlerden, çalışkan ve nitelikli insanlarından geliyor. Elimizdeki bu potansiyeli en iyi şekilde değerlendireceğimizden hiç kimsenin kuşkusu olmasın. İş gücümüzün niteliği, üretimde yapısal dönüşüm hedefimize ulaşmada çok kilit bir rol oynayacak. Bu amaçla Cumhurbaşkanımızın açıkladığı 100 günlük eylem planında yer alan iki yeni program başlattık."
"Açtığımız çağrı sonuçlandı, yüksek bir ilgi ve taleple karşılaştık"
Bakan Varank, Sanayi Doktora Programı´yla, sanayide ihtiyaç duyulan doktora derecesine sahip nitelikli insan kaynağının üniversite-sanayi iş birliğiyle yetiştirilmesini ve sanayide doktoralı araştırmacı istihdamını teşvik ettiklerini söyledi.
Bu kapsamda umut verici yeni bir gelişmeyi ilk kez paylaşmak istediğini aktaran Varank, "Açtığımız çağrı sonuçlandı, yüksek bir ilgi ve taleple karşılaştık. 33 üniversitenin, 77 farklı sanayi kuruluşuyla yaptığı iş birliği projeleri desteklenmeye hak kazandı." dedi.
Varank, 120 farklı proje aracılığıyla sanayinin ihtiyaçları doğrultusunda 517 doktora öğrencisi yetiştirileceğini ve doktora öğrencilerine en fazla 5 yıl süre ile aylık 4 bin 500 TL burs vereceklerini belirterek, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Hedefimiz 500 doktora öğrencisiyle başlamaktı. Fakat nitelikli talep karşısında daha fazla öğrenci ve sanayicinin bu imkândan faydalanmasını istedik. Programın en cezbedici kısmıysa, doktora sonrası istihdam. Bu öğrencilere doktoraları bittikten sonra sanayi sektöründe istihdamları için 3 yıl boyunca destek sağlayacağız.
Yani bursiyerlerimiz mezun olduktan sonra iş arama zahmetine girmeyecek, doktora yaptıkları alanda istihdam edilecekler. Böylelikle sanayide nitelikli bilgiyle katma değerli üretimin gerçekleşmesini sağlayacağız. Bu programın sonuçlarını şu anda web sitesinden ilan ettiler. Sanayicilerimiz ve öğrencilerimiz bakabilirler."
"Üreten herkese kapımız sonuna kadar açık"
Varank, bir diğer yenilikçi politika olan "uluslararası lider araştırmacılar" programıyla yerli ve yabancı üst düzey araştırmacılara çok cazip teşvikler sunacaklarını belirterek, şunları kaydetti:
"Ülkemize gelen araştırmacılar, sadece üniversite bünyesinde değil, özel sektörde de çalışma ve kendi ekiplerini kurma fırsatına sahip olacaklar. Resmi başvuru 15 Aralık´ta olmasına rağmen, şimdiden çok güzel geri dönüşler almaya başladık. Amerika, Avrupa ve Asya´nın saygın üniversitelerindeki Türk ve yabancı akademisyenlerden her gün programla ilgili sorular alıyoruz. Hazırladığımız uçtan uca yerlileşme programıyla, cari açık verdiğimiz ürünlerle yeni teknolojilerin, arz talep iş birliği modeliyle üretilmesini hedefliyoruz."
Bu modelde Ar-Ge ve Ür-Ge destekleriyle, yatırım teşviklerinin birbirini tamamlayan mekanizmalar halinde çalışacağını aktaran Varank, şunları söyledi:
"Stratejik ürünlerde yerli üretimi teşvik ederek, sadece ihtiyacımızı karşılamakla kalmayacak, dünya pazarlarına yüksek katma değerli ürünler ihraç edeceğiz. Ayrıca, kamu-özel sektör iş birliğiyle Türkiye açık kaynak platformunu kuruyoruz. Açık kaynak kodlu yazılımlar yoluyla, lisans ödemelerinden ve dış bağımlılıktan kurtulmuş olacağız. Daha da önemlisi, bu platform hem bugünkü ihtiyaçlarımızı karşılayacak hem de büyük bir yazılımcı ekosistemi inşa etmemizi sağlayacak."
Yapay zekâ, büyük veri ve blok zincir alanlarında politika dokümanlarını Cumhurbaşkanlığı Dijital Dönüşüm Ofisi´yle yakın iş birliği halinde hazırladıklarını belirten Varank, şunları söyledi:
"Bu dönüşümlerin ekonomiye sunacağı fırsat pencerelerini değerlendirmek üzere çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Attığımız ve atacağımız her adımda ortak aklı çok önemsiyoruz. Piyasayla aktif iletişimin taraflar açısından sağladığı kazanımların farkındayız. Araştıran, geliştiren ve üreten herkese kapımız sonuna kadar açık."