Özerk Batı Trakya Müzakere Meclisi yaptığı yazılı açıklamayla bir kez daha Yunanistan’a sesleniyor.
Birlik Gazetesi'nin haberine göre açıklamada, “Hafter ile görüşebilen Yunanistan, Özerk Batı Trakya Müzakere Meclisi ile de özerklik hakları konusunda pekala görüşebilir. Üstelik bizler eli silah tutan, tehdit eden değil, eli kalem tutan ve uluslararası hukuka uygun olarak haklarını isteyen tarafız” İfadelerine yer veriliyor.
Açıklamanın metni;
ÖZERK BATI TRAKYA MÜZAKERE MECLİSİ’NDEN BASIN AÇIKLAMASI
Tarih: 21.01.2020
Sayı: OBTMM-009
Özerk Batı Trakya Müzakere Meclisi olarak kuruluş amacımız, daha önceki açıklamalarımızda da belirttiğimiz gibi Yunanistan’ın, Özerklik haklarımızın tamamını uygulamaya koymasını sağlamaktır.
Müzakere Meclisimizi kurduğumuz günden bu güne, Yunanistan Cumhurbaşkanı Pavlopoulos’un Batı Trakya’nın Yunanistan’a verilişinin 100. Yılına dikkat çektiği toplantı ve Batı Trakya bölgesinde yaptığı açıklamalardan da anladığımız kadarı ile Batı Trakya Müslüman Türk Azınlığının artık özerklik haklarını alma konusunda Yunanistan’dan beklediği hiçbir şey kalmamıştır.
Yunanistan Cumhurbaşkanı her defasında konuyu sadece 1923 Lozan anlaşmasına getirerek Batı Trakya Müslüman Türk Azınlığın diğer anlaşmalardan doğan haklarının olmadığını kabul ettirmeye çalışmaktadır.
Yunanistan, Müslüman Türklerin azınlık hakları ile ilgili olarak aşağıdaki antlaşmalarla yükümlülük altına girmiş bulunmaktadır. Bu temel antlaşmalar şunlardır:
Yunanistan Başbakanı Eleftherios Venizelos, Lozan’da Türkiye ile görüşme ve antlaşma imkanı yaratabilmek için, Konferansta Fransızca olarak şunları söylemiştir: “L’organisation hiérarchique des communnautés musulmanes est restée autonome. Les muftis sont designés par les communautés”. Türkçe çevirisi: “Müslüman cemaatlerin hiyerarşik örgütlenmesi –otonomdur- özerktir. Müftü cemaatlerin kendileri tarafından atanır.”
Sadece 1923 Lozan anlaşmasına takılan Pavlopoulosa soruyoruz: Yunanistan Başbakanı Venizelos’un Lozan’da söylediği sözlerini inkar mı ediyorsunuz?
Yunanistan 21. Yüzyılda, eğitimin ve teknolojinin getirdiği imkanlar ile haklarını daha rahat öğrenmeye başlayan Batı Trakya Müslüman Türk Azınlığını daha fazla özerklik haklarından mahrum bir şekilde böylesine sıkı bir yönetim altında tutamayacağını görmüştür ve Batı Trakya konusunda Pavlopoulos’un yaptığı açıklamalar da bu telaşı gün yüzüne çıkarmaktadır.
Batı Trakya bölgesi, 1919 Neuilly anlaşmasının 3. Bölümü 48. Maddesine göre Bulgaristan’dan alınıp devletsiz bölge olarak ilan edildi. 1920 Yunan Sevr’i olarak adlandırdığımız anlaşma ile de azınlık haklarının korunması maddeleri ile birlikte Yunanistan’a yabancı devletler tarafından bırakıldı. Özerklik haklarımızı gasp ederek anlaşmaya uymamış olan Yunanistan, uluslar arası hukuka göre Batı Trakya Müslüman Türk Azınlığın o bölgeden göç etmek zorunda kalmış olan nesilleri ile birlikte kendi kaderini tayin yolunun önünü açmaktadır.
Uluslararası anlaşmalardan doğan haklarımızı Batı Trakya Müslüman Türk Azınlığı olarak sonuna kadar kullanacağımızı ve Özerkliğimizi her ne pahasına olursa olsun kazanacağımızı Yunanistan’ın artık görmesi gerekmektedir.
Libya’dan Hafter ile görüşebilen Yunanistan, Özerk Batı Trakya Müzakere Meclisi ile de özerklik hakları konusunda pekala görüşebilir. Üstelik bizler eli silah tutan, tehdit eden değil, eli kalem tutan ve uluslararası hukuka uygun olarak haklarını isteyen tarafız.
Batı Trakya Müslüman Türk Azınlığı mensupları ve kurumları adeta bir bütün olarak Yunanistan’da, Avrupa’da ve Türkiye’de ahenkle çalışmakta, hak mahrumiyetlerini uluslar arası bütün platformlarda anlatmaktadır ve anlatmaya devam edecektir.
10 Ağustos 2020 tarihine kadar müzakere masasında Yunanistan ile Özerklik haklarımızın çözümü konusunda uzlaşı için beklemekteyiz. Yakın zaman içerisinde Yunanistan’dan görüşme daveti beklediğimizi Dünya kamuoyuna saygı ile duyururuz.
Saygılarımla
Ferruh ÖZKAN
Özerk Batı Trakya Müzakere Meclisi Kurucu Başkanı