Yaklaşık 10 gündür Doğu ve Güneydoğu´yu geziyor, halkın nabzını tutuyorum. İl ve ilçelerde verdiğim konferansların soru-cevap bölümünde katılımcılardan geri-dönüş alıyor, sahada vatandaşlarla hasbihal ediyorum. Özellikle son bir haftadır Diyarbakır´ın merkezinde ve ilçelerinde kanaat önderleri ve STK´larla görüşmeler yapıyorum.
Bu görüşmelerden elde ettiğim bilgileri ve bölgedeki son durumu sizlerle paylaşmak istiyorum.
1-Şuanki seçim ortamı bundan önceki seçim ortamlarına hiç benzemiyor. Bölgede ciddi bir rahatlama var. Halk, siyasi görüşünü saklama gereği hissetmiyor. PKK´nın halk üzerinde ya da HDP dışındaki siyasi partiler ve bu partilere gönül veren insanlar üzerinde geçmişte olduğu gibi herhangi bir baskısı yok. Ortamın sakin olması bölgede siyaset yapmaya oldukça elverişli bir zemin sunuyor. Bölge halkı çok rahat bir şekilde herhangi bir endişe duymadan kendi parti merkezine girip-çıkıyor, parti rozetini yakasına asıp özgürce dolaşıyor.
2-HDP, sahada neredeyse hiç yok. HDP´liler de herhangi bir faaliyet, motivasyon ya da heyecan görülmüyor. Ancak HDP´lilerdeki bu durumu ?oy bazlı? düşünmemek lazım. Zira HDP´li seçmendeki ?suskunluk halinin? nereye doğru evrileceği henüz kestirilemiyor.
3-Bölge halkında ciddi bir ?temsiliyet sorunu? olduğu görülüyor. Çukur siyaseti neticesinde PKK ve HDP´ye karşı ciddi bir tepki oluştu. Bu tepkinin temel nedenlerinden bir tanesi yerinden yurdundan edilen insanların yaşadığı dram ve zorunlu iç göçün kentlerde meydana getirdiği yeni sosyo-ekonomik durumdu. Halk, çukur siyasetinin yarattığın travmayı bir kenara not etmiş ve faturayı doğrudan HDP´ye ciro etmiş durumda. Ancak bölgedeki diğer güçlü parti olan AK Parti´ye yanaşma hususunda da tereddütler yaşanıyor. Bu tereddütlerin başında, Cumhurbaşkanımızın önümüzdeki dönem demokratikleşme ve özgürlük alanlarının genişletilmesi ile ilgili ifade ettiği söylemlerin henüz duyulmamış olması geliyor. Bunun yanı sıra AK Parti´nin MHP ile yaptığı ittifakın HDP ve bileşenleri tarafından AK Parti´nin milliyetçiliğe kaydığı şeklinde anlatıldığı görülüyor. Bu manipülatif fısıltının bölgede çok fazla maya tuttuğu söylenemez. Ancak HDP´nin bu yanıltıcı propagandasına karşı AK Parti´nin bir hamle yapmasına ihtiyaç olduğunu söylemek gerekiyor.
4-Doğu ve Güneydoğu´nun neredeyse tamamında önümüzdeki seçimler ile ilgili büyük bir umut var. Bu umut, bu dönem listeye girecek milletvekillerinin bundan önceki milletvekilleri gibi olmayacağı yönünde. Bölge halkı bu defa gerçekten kendisini layıkıyla temsil edecek, toplumsal meselelerle ilgilenecek, bireysel meselelerle uğraşmayacak, şehrin genelini ilgilendiren sorunlarla hemhal olacak, dertlenecek ve halkın içinden çıkacak adayların listelere yerleşmesi gerektiğini çok güçlü bir şekilde ifade ediyor.
5-Bölgede Cumhurbaşkanı Erdoğan´ın şahsına yönelik ciddi bir teveccüh var. HDP seçmenlerin haricinde Cumhurbaşkanı Erdoğan´ın adaylığı ilgili hiçbir tartışma yok. Herkes Erdoğan´ın adaylığı hususunda konsensüs içerisinde. Zaman zaman AK Parti´nin icraatları ya da eksikleriyle ilgili eleştiri yapan vatandaşlar bile bu eleştirisini dile getirirken Cumhurbaşkanı Erdoğan´ı bir kenara koyarak eleştiri yapıyor.
6-Sandık güvenliği noktasında bu dönem daha umutlu şeyler ifade ediliyor. Geçmiş seçimlerde HDP´lilerin yapmış olduğu baskı ve tehditlerin bu dönem olmayacağı, dolaysıyla vatandaşların daha özgür bir ortamda oy kullanacağı söyleniyor. Ancak yine de sandık güvenliği hususunda tedbirler alınması gerektiği ifade ediliyor. Bu hususta üç öneride bulunmak mümkün. Bunlardan ilki köylerdeki sandıkların birleştirilerek ilçe merkezlerine taşınması. İkincisi, HDP/PKK´nın bazı kırsal kesimlerde olası tehditlerine karşı güvenlik tedbirlerinin arttırılması. Üçüncüsü ise AK Parti´nin sandık görevlileri listesini hazırlarken çok sıkı bir çalışma yapması. Sandık görevlisi yapılacak herkesin referanslı kişiler olmasına dikkat edilmesi.
7-MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli´nin Diyarbakır´a gelip ?Kürt-Türk kardeşliğine vurgu? yapmasının oldukça etkili olacağı yönünde görüş beyan edenler var. Özellikle Bahçeli´nin bölgeye gelip ?Kürt? ifadesini kullanması ve kardeşliğe vurgu yapması, AK Parti-MHP ittifakının bölgede doğru anlaşılması adına ciddi bir katkı yapacağı konuşuluyor.
8-Cumhurbaşkanı Erdoğan´ın bölgedeki mitinglerde yapacağı konuşmalarda hak ve özgürlükler, demokrasi ve insan hakları alanlarına vurgu yapması bekleniyor. Bu vurguların etkisinin bölgede pozitif etki yapacağı konuşuluyor.
9-HDP´nin bu seçimlerde yüzde 10 barajını aşmayacağı yönünde bir inanç var bölgede. AK Parti, eğer 23 Haziran´a kadar yapacağı çalışmalarda yoğunluğunu hem Doğu´da hem de Batı´da yaşayan Kürt seçmene verirse HDP´nin baraj altında kalma olasılığı artar. AK Parti, HDP´ye tavır koymuş ama henüz AK Parti´ye de yanaşmamış ortada duran seçmenlere yönelik etkili bir kampanya yürütür ve ikna edici bir söylemle çalışma yaparsa HDP baraj altında kalır. HDP´nin baraj altında kalması demek AK Parti´nin parlamentoya en az 60 milletvekili daha fazla göndermesi demek. Dolaysıyla AK Parti´nin en önemli seçim stratejilerinden bir tanesi ortada duran, henüz nereye oy vereceğini kararlaştırmayan ve HDP/PKK´ya öfkeli olan seçmenleri kazanmak olmalıdır.