Tarih: 12.09.2018 08:26

Doğu Akdeniz dünya savaşına dönüşmeden: Irak işgalinden, Suriye savaşından büyük olur..

Facebook Twitter Linked-in

İdlib´e odaklandığımız günlerde Doğu Akdeniz´de tarihin en büyük krizi patlamak üzere. İdlib, bir Suriye meselesi olmaktan çıkıp Doğu Akdeniz meselesine dönüşüyor. Suriye savaşı Suriye meselesi olmaktan çıkıp bir Doğu Akdeniz hesaplaşmasına dönüşüyor. Suriye´nin Kuzeyinde oluşturulmaya çalışılan ?Terör Koridoru? ile İdlib´in kaderi birleşiyor ve tam anlamıyla Doğu Akdeniz oluyor.

Trilyon dolarlık doğalgaz yatakları üzerinde küresel ölçekte bir paylaşım mücadelesi adım adım yaklaşıyor. Dünyanın bütün ülkeleri, bu ülkelerin donanması Suriye´nin Batı´sında, Türkiye´nin güneyinde toplanıyor. Uçak gemileri, savaş gemileri, füze gemileri, sondaj gemileri, devletler, enerji şirketleri, iç içe geçmiş ortaklıklar ve düşmanlıklar bu devasa zenginliğe saldırırken, bölgesel hatta küresel ölçekte çok büyük bir çatışma adım adım yaklaşıyor.

Irak işgalinden, Suriye savaşından büyük olur

Bu kriz Irak işgalinden büyük olur. Suriye savaşından büyük olur. Bu kriz, Türkiye için hepsinin toplamı kadar endişe verici olur. Doğu Akdeniz bizim için bölgesel güvenliğin merkezidir. İran sınırından, Kandil´den başlayıp, Irak´ın kuzeyinden geçip, Suriye´nin kuzeyinin tamamına yayılarak Akdeniz´e ulaşan bu hat, Türkiye´nin 21. Yüzyıla dönük bütün hesaplarını bozacak, onu Anadolu´ya sıkıştıracak bir ?cephe? olarak planlanmıştır.

Daha 1991 Körfez Savaşı´nın hemen sonrasında başlatılan Çekiç Güç operasyonları bugün karşılaştığımız tehdidin ilk adımlarıydı. 2003 Irak işgali ve sonrasında oluşturulan Kuzey Irak planı büyük projenin adımlarıydı. Irak´tan sonra başlayan Suriye savaşı bölgesel harita planlarının üçüncü aşamasıydı.

Afganistan´dan Akdeniz´e kadar ?garnizonlar´ haritası

Suriye´nin kuzeyinde oluşturulmak istenen ?Terör Koridoru? Irak´ın kuzeyi ile Suriye´nin kuzeyini birleştirme projesidir. PKK/PYD´nin ABD ile bölgeye yerleşmesi de, Irak´ın kuzeyinde yapılan referandum da bu projenin parçasıdır. İşte şimdi bu projenin Doğu Akdeniz ayağı harekete geçiriliyor.

Daha geniş anlamda bakalım: 11 Eylül saldırılarından hemen sonra Afganistan işgal edildi. Taliban ve el Kaide gerekçe gösterildi. Tabi bu gerekçe tamamen yalandı. Afganistan, Orta Asya´nın en önemli kapısıdır. Doğu´da Afganistan, Batı´da Irak işgal edildi. Arada İran da dağıtılacaktı.

Afganistan´dan Akdeniz´e bir hat, bir kuşak, bir garnizonlar haritası oluşturulacaktı. Ardından Basra Körfezi çevresindeki bütün ülkeler, ardından Kızıldeniz çevresindeki bütün ülkeler istikrarsızlığa sürüklenecekti.

PKK´yı Karadeniz´e gönderen de onlar

Mısır´daki Sisi Darbesi bile bu büyük stratejinin parçasıdır. Bugün ABD ile İsrail´in, S. Arabistan, BAE gibi ülkelerle kurduğu yeni eksen bu projenin parçasıdır. 15 Temmuz´da Türkiye´yi imha etmeye dönük büyük saldırı yine o coğrafya planının parçasıdır.

Çünkü iki ülke, Türkiye ve Pakistan, tarihlerinde ilk kez Batı ekseninden uzaklaşıyordu. Çünkü tehlikeyi görmüşlerdi. Bu eksen kaymasını önlemek için, özellikle Türkiye´yi kontrol altında tutmak için içerideki bütün unsurlar harekete geçirildi. FETÖ ve PKK bunlardandı ama başkaları da vardı. Hâlâ da var.

Basra Körfezi, Kızıldeniz ve Doğu Akdeniz arasında kalan her bölge bu büyük planın içindedir. PKK´nın Karadeniz´e doğru yaklaşmaya çalışması aynı güçlerin planlamasıdır. Türkiye ve İran´dan paralel biçimde Kuzey´e, Hazar´a doğru demografik hareketlilik bu çerçevededir.

Türkiye projeye çok ağır darbeler indirdi

Projenin Türkiye ayağı başarısızlığa uğradı. FETÖ de PKK da başarısız oldu. Gezi, 17-25 Aralık ve 15 Temmuz bu çerçevede saldırılardı. Terör Koridoru bu çerçevede bir harita planlamasıydı ve yüzlerde kilometrelik ?Türkiye Cephesi? açılacaktı. Türkiye direndi, saldırıları püskürttü ve projeye çok ağır darbeler indirdi.

Fırat Kalkanı harekâtı ile Afrin operasyonu bunlardandı. Ovaköy sınır kapısı projesi ile Bağdat´a yeni bir bağlantı yolu açılması bundandı. Barzani referandumuna uyanması bu çerçevedeydi. Bütün bu girişimlere içeriden kimler karşı çıktıysa, o çevreler, Türkiye´ye yönelik saldırıların da bölgesel işgallerin de ortaklarıdır. Onlar bundan sonra da o ?büyük plan?a göre hareket edecek, pozisyon alacaklardır.

İdlib duvarı yıkılırsa Afrin, ?Hatay duvarı´ yıkılır, Anadolu masaya sürülür..

Proje devam ediyor. İdlib tam da bu yüzden büyük soruna dönüşü. Afrin´den, Hatay´dan Akdeniz´e ulaşamadıkları için Türkiye´nin İdlib duvarını kırmak istiyorlar. Bu duvar yıkılırsa Afrin de yıkılır, Hatay da yıkılır. Bu açıkça ortadadır. Bu yüzden, çok acil biçimde, ?intihar anlamına bile gelse?, Fırat´ın Doğu´suna yeni müdahaleler yapılmalıdır. Başka hiçbir çözüm yolu yoktur.

Bugün yapmayacağımız, erteleyeceğimiz her girişim Anadolu´nun masaya sürülmesini kolaylaştıracaktır. Yapamazsak, Çekiç Güç´ten bu yana devam eden büyük plan yoluna devam edecek, bir sonraki adımda ?Türkiye Cephesi? açılacaktır.

Sanki kıyamet savaşı hazırlığı

Irak işgali ve Suriye savaşından sonra şimdi Doğu Akdeniz hesaplaşması başlıyor. Dünyanın en zengin doğalgaz yataklarından biri bu bölgede. ABD´den Avrupa´ya ve Asya ülkelerine kadar herkes bu bölgede. Sanki bir kıyamet savaşı hazırlıkları yapılıyor. İşte burada KKTC Türkiye´yi kurtaracak bir rol üslenecektir. 1974 Barış Harekâtı´nın jeopolitik kazancı şimdi ortaya çıkıyor.

Bütün bunlar hem enerji kavgası hem jeopolitik hesaplaşmadır. Geleceğe yönelik büyük hesaplardır. Türkiye, büyük oynayan bir ülkedir artık. İddiaları da, savunması da, öfkesi de büyüktür. Elindeki imkânları da, caydırıcı gücü de büyüktür.

Artık hiçbir sorun yerel değil. Kimse gözlerimizi kör etmesin!

En önemlisi de, siyasi aklı çok güçlü, coğrafyaya bakışı ilk kez bu kadar yerlidir. Coğrafyanın bütün güç haritası dağıldı. Bütün fay hatları hareketlendi. Artık hiçbir sorun yerel değil. Hiçbir sorun sadece İdlib değil.

İdlib´de olmamız Doğu Akdeniz hesaplaşmasında çok önemli bir mevzidir. Ama sadece İdlib dersek gözlerimizi kör etmiş oluruz. Çok geniş bir alana bakmak, çok kapsamlı önlemler almak, büyük hazırlıklar yapmak, uzun vadeli pozisyon almak zorundayız.

Her sorunu kendi özeline kilitlemek bizi zor sonuçlarla yüz yüze bırakacaktır. Türkiye içinde birileri ısrarla ülkeyi dar alanlara hapsetmeye çalışıyor. En büyük yanılgımız da, ihanet de buradadır.




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —