Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, ´Avrasya İslam Şurası Fetva Meclisi 2. Toplantısı´nın açılışına katıldı. Halkalı´da bir otelde Avrasya İslam Şurası´nın üyelerinin katılımıyla düzenlenen toplantıda konuşan Ali Erbaş, Fetva Meclisi toplantılarının Avrasya ülkeleri ve İslam dünyası için büyük önem taşıdığını söyledi. Fetva Meclisi´nin İslam´ın temel bilgi kaynaklarını ve usulünü dikkate alarak, güncel talep ve ihtiyaçlara cevaplar üretmek üzere oluşturulduğunu kaydeden Erbaş, en önemli görevinin de fetva konusundaki kargaşayı ortadan kaldırmak ve mümkün mertebe mahalli özellikler taşıyan konuların dışında, herkesi ilgilendiren ortak meselelerde ortak cevaplar üretmek olduğunun altını çizdi.
İslam dünyasının acil çözüm bekleyen ciddi problemlerle karşı karşıya olduğuna vurgu yapan Diyanet İşleri Başkanı Erbaş, "Son bir iki asır boyunca esasen rahmet vesilesi olan etnik, mezhebi ve meşrebi farklılıklar üzerinden nefret ve kavga üretilerek müminler bölünüp parçalanmaya, ümmetin ortak zemini ve değerleri zayıflatılmaya çalışılmaktadır. Nitekim bugün de Hz. Peygamber´in müjdesi ve emaneti olan Kudüs, sorumsuz ve pervasız bir yaklaşımla İsrail´in başkenti yapılmaya çalışılmaktadır. Elbette bu anlayışı kabul etmek mümkün değildir. Buradan tekrar tekrar kınıyoruz. Bu barışı engelleyip kavgayı körüklemekten öteye geçmeyen beyhude bir çabadır.Bu çaba içerisne girmşiş olan Amerika Birleşik Devletleri´nin Başkanı´nı da bu tavrından dolayı kınıyoruz" diye konuştu.
Prof. Dr. Erbaş, toplantının odak noktasını oluşturan fetva ameliyesinin ´kazai´ ve ´diyani´ olmak üzere iki önemli boyutu bulunduğunu, diyani yönünün ön planda olduğu bugünkü şartlarda özgün bir fetva konseptine, üzerinde ittifak edilen bir fetva usulüne, güncel bir dil ve üsluba şiddetle ihtiyaç olduğunu belirtti.
Erbaş, "Fetvanın, barındırdıkları ortak vasıflar sebebiyle içtihatla bir arada düşünülmesi elzemdir. Fetvada, meseleyi akli ve nakli delillerle ve hikmet boyutuyla ortaya koyan bir yaklaşımın, zamanın ruhunu yakalayan, ihtilaftan uzak, anlaşılır sade bir dilin oldukça önemli bir husus olduğunu vurgulamak istiyorum." dedi.
Din İşleri Yüksek Kurulu´nun fetva usulünü bu ilkelere uygun bir şekilde gerçekleşmekte olduğunu kaydeden Ali Erbaş, verilen fetvanın zaman zaman medya tarafından tepkiyle karşılanmasının sebebinin din-devlet ilişkilerinde yaşanan ikilemden kaynaklanmakta olduğunu ifade etti.
Erbaş, "Örneğin, devletin yürürlükte olan sistemi içerisinde yasal olan bir uygulama dini açıdan caiz olmayabiliyor. Yani haram olabilir. Bir örnek vereyim; faiz meselesi. Yasaldır ama haramdır. Ya da içki, kumar, şans oyunları... Ayetler açık açıktır. Bu konuda sorulan bir soruya ´caiz değildir´ ya da ´haramdır´ fetvası verildiğinde kimi kesimler biraz da spekülasyon katarak bu fetvaya karşı çıkıyor. Burada yasal olan bir şeyin bazen caiz olmadığı haram olduğu ortaya çıkmakta, vatandaşlarımız kurulumuzun vermiş olduğu fetvaları gördüğünde buna dikkat etmelerini özellikle istirham ediyorum" dedi.
Ali Erbaş, "Özelikle bazı kesimler, ´devletin yasal olarak yaptığı bir faaliyete nasıl haram dersin´ diyerek bir takım eleştiriler getiriyor. Burada kurulumuz ya da fetva verme görevini ifa edenlerin dayanakları Kur´an, sünnet, icma ve kıyastır. Ayrıca mezheplerin görüşleridir" ifadelerini kullandı.
Açılış konuşmalarının ardından program olarak çeşitli oturumlarla devam etti.