Ülkenin iç istihbarat servisi Federal Anayasayı Koruma Dairesi ve bazı emniyet kurumlarında aşırı sağcı gruplar içinde kullanılan muhbirlere ilişkin birçok belgenin ve bilginin 4 Kasım 2011´den sonra imha edildiğinin ortaya çıkması, tepkilere yol açmıştı.
DEVLETİN MUHBİRLERİYLE BAĞLANTILARI ÇIKTI
NSU terör örgütü, 2000-2007 yıllarında 8´i Türk 10 kişiyi öldürmek, 2 bombalı saldırı düzenlemek ve 15 banka soygunu yapmakla suçlanıyor. 3 kişilik örgüt, ilk cinayetini 9 Eylül 2000´de işledi. NSU hakkında başlatılan soruşturmada devletin muhbirlerinin NSU üçlüsü ile bağlantılarının gün yüzüne çıkması ülkede deprem etkisi yaptı. Şimdiye kadar 437 duruşmanın olduğu davada 765 tanık ve 56 uzman dinlendi. Davada 93 mağduru 60 avukat temsil etti.
ÇAVUŞOĞLU´NDAN TEPKİ
Kararın ardından hükümetten ilk yorum Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu´ndan geldi.
Çavuşoğlu, Sanıkların ceza alması yetmez, bu cinayetlerin arkasında kim varsa ortaya çıkarılmalı? dedi.
Bakan Çavuşoğlu, ?Almanya´dan beklentimiz bu davanın diğer sorumluların ortaya çıkarılması bakımından devam etmesi. Türkiye olarak takip edeceğiz.? dedi.
DIŞİLLERİ´NDEN DERİN DEVLET VURGUSU
Dışişleri Bakanlığından yapılan açıklamada, Almanya´da 2000-2007 yılları arasında sekizi Türk 10 kişinin öldürülmesi, çeşitli bombalı saldırılar ve silahlı soygun suçlarının faili olan ?Nasyonal Sosyalist Yeraltı (NSU)" isimli Neo-Nazi terör örgütünün üye ve destekçilerinin beş yıldır devam eden yargılama sürecinin bugün sona erdiği belirtilerek, "Almanya´da II. Dünya Savaşı´ndan bu yana en büyük ırkçı terör faaliyeti olarak tanımlanan davaya ait süreç, ülkemiz ve Almanya Türk toplumu tarafından en başından beri yakından takip edilmiştir. Söz konusu dava sonucunda baş sanığın müebbet hapis cezasına ve diğer dört sanığın ise değişen süreli hapis cezalarına çarptırılmalarını not ettik" denildi.
´GERÇEK SUÇLULAR ORTAYA ÇIKMAMIŞTIR´
"Bununla birlikte maalesef bugün verilen karar NSU cinayetlerinin arka planını ve derin devlet ile istihbarat içindeki bağlantılarını tüm boyutlarıyla açıklığa kavuşturmamış, gerçek suçlular ortaya çıkarılmamıştır" ifadesine yer verilen açıklamada şunlar kaydedildi:
"Bu bakımdan kararı adaletin tecellisi ve kamu vicdanının rahatlatılması bakımından tatmin edici bulmuyoruz. Soruşturmaların başlangıç aşamalarında pek çok önyargıyla karşılaşan ve mağdur edilen kurban aileleri ile Almanya´daki Türk toplumunun duyguları, henüz dinmemiş acıları milletimizce paylaşılmaktadır. Bu vesileyle NSU cinayetleri gibi 1985 yılında Hamburg, 1992 yılında Mölln, 1993 yılında Solingen´de Türklere karşı düzenlenen ırkçı saldırıların da zihinlerimizde tazeliğini koruduğunu hatırlatmak isteriz. Şansölye Merkel´in 2012 yılında verdiği söz çerçevesinde NSU cinayetlerinin ve diğer faili meçhul kalan ırkçı, yabancı düşmanlığı saikli cinayetlerin faillerinin tamamının adalete teslim edilmesi, Almanya´daki Türk toplumunun devletin güvenlik ve yargı kurumlarına güvenlerinin güçlendirilmesi bakımından önem taşımaktadır. Bundan sonraki aşamada da konunun takipçisi olmaya devam edeceğiz. Ayrıca Almanya´daki ırkçılık ve yabancı düşmanlığının zirve noktalarından birisini teşkil eden NSU cinayetlerinin benzerlerinin tekrarlanmaması ve Avrupa´da artan ırkçılıkla mücadelenin taviz verilmeden yürütülmesi için AFC makamlarından her türlü tedbiri almalarının, bu kapsamda özellikle siyasetçilerin ve medyanın popülizme kapılmadan aklı selimle hareket etmeleri gerektiğinin önemine bir kez daha vurgu yapmak istiyoruz."