Rusya’nın Ukrayna’ya saldırısıyla ilgili K24’ün sorularını yanıtlayan Türkiye’nin eski Moskova Büyükelçisi ve eski NATO Genel Sekreter Yardımcısı Hüseyin Diriöz, operasyonun çok karmaşık olduğunu ifade etti.
Operasyonun sadece Rusya ile Ukrayna, Donbas ile Donesk ve Luhansk’la ilgili olmadığını dile getiren Diriöz, “Bu çatışmalar geniş bir konunun parçasıdır. Yani uluslararası dengeler meselesidir. Özellikle Soğuk Savaş sonrası Avrupa’nın stratejik haritası görünümüyle ilgili bir harekettir” dedi.
“90’ların başında Gorbaçov ve (Boris) Yeltsin dönemlerinde Soğuk Savaş sürecine geçilirken, bir bakıma Avrupa’nın strateji haritası yeniden çizildi” diyen Diriöz, şunları kaydetti:
“O sırada Sovyetler Birliği dağıldı. Bu dağılmanın içinden Rusya Cumhuriyeti çıktı ve Sovyetler Birliği’nin, Varşova Paktı’nın dağılması planlı ekonomiden serbest piyasa ekonomisine geçişin ilk başta yarattığı sıkıntılar mafyalaşma, kronik kapitalizm, suç oranının şehirlerde artması gibi sıkıntılar ortaya çıkardı. Dış politikada da Sovyetler Birliği ‘süper güç’ ya da ‘dünya gücü’ olarak anılırken, Sovyetler Birliği yıkıldıktan sonra Rusya ‘bölgesel güç’ olarak anılmaya başlandı ve birçok Avrupa ülkesi Rusya’yı hafife almak için ‘Rusya bölgesel güçtür’ kavramını kullandı. Bütün bu sıkıntılar Rusya’da bilinip görünüyordu.”
Vladimir Putin’in devlet başkanı olarak seçilmesinin ardından ilk olarak ekonomiyi toparladığını dile getiren diplomat Hüseyin Diriöz, “Sokaklardaki suç ve sıkıntıları önledi. Dış siyaset için de ‘Ben artık dünya gücüyüm, Ortadoğu gücüyüm’ izlenimini güçlendirmeye başladı. Dolayısıyla Rusya bölgesel güç kavramının altında kalmamak için adımlar atmaya başladı” şeklinde konuştu.
“AVRUPA’DAKİ STRATEJİYLE İLGİLİ BİR OPERASYON”
Rusya’nın bu politika sonucuna 2008’de Gürcistan’a müdahale ettiğini dile getiren Diriöz, Abhazya ile Güney Osetya’nın Gürcistan’dan ayıldığını anımsatarak, şunları ifade etti:
“2014 yılında Kırım önce ayrıldı ardından ilhak edildi. Ondan sonra Rusya Suriye’ye, Ortadoğu’daki gelişmelere müdahil oldu. Hatta Suriye’nin Tarsus ve Himayemim üslerini de aldı. Rusya bu şekilde ‘Biz de Ortadoğu’da varız, buralardan gitmedik’ mesajını verdi ve kendisini ortaya koydu. Şimdi aynı stratejik haritanın Avrupa sathında nasıl toparlanabileceği, nasıl ayar verileceği ve Rusya nasıl toparlanır düşüncesiyle başladı bu operasyon. Ama şu anda karışık bir durum var ortada. Ukrayna halkının tepkisi ortada. Ukrayna halkının bir kısmı Ortodoks bir kısmı Katolik. Rusya Ukrayna halkı arasında bir yakınlık var ama bu yakınlık kardeşlik ölçüsüne varıyor mu var mı yor mu belli değil. Ukrayna’ya yakınlaşma konusunda Rusya içindeki Rus kamuoyunda bile rahatsızlık var.”
“Rusya’nın Ukrayna üzerine başlattığı bu operasyon NATO’ya olan güveni sarstığına dair bir düşünce var” diyen Hüseyin Diriöz, NATO’nun Ukrayna’yı gaza getirdiğini ve Kiev yönetimini yüzüstü bıraktığını söyleyenler olduğunu ifade etti.
“BU HAREKAT NATO’YU GÜÇLENDİRDİ”
Diriöz, “Tam tersi bu harekat birçok ülkede şu fikri ortaya çıkarttı: Ukrayna NATO üyesi olsaydı bunlar başına gelmezdi. Dolayısıyla NATO üyeliği daha kıymetli, özellikle Avrupa ülkelerinde NATO’ya daha fazla sarılma ihtiyacı duyuldu. Dolayısıyla ‘Rusya’nın bu operasyonu NATO’yu kuvvetlendirdi, güçlendirdi’ demek yerinde olur” dedi.
ABD’de eski Başkan Donald Trump başa geldiğinde NATO’nun modasının geçtiğini söylediğini anımsatan Diriöz, sözlerine şöyle devam etti:
“Fransa Cumhurbaşkanı da NATO’nun beyin ölümü gerçekleşti demişti ve bu söylemlerden sonra Rusya’nın bu operasyonu NATO’yu toparladı ve NATO’ya olan güveni arttırdı. En son Afganistan’da da NATO ya olan güven konusunda bir sıkıntı yaşanmıştı ama Rusya’nın bu harekatı NATO’yu kendisine getirdi diyebiliriz.”
Rusya’nın bu saldırıyla ne amaçladığına dair farklı değerlendirmelerin olduğuna işaret eden Hüseyin Diriöz, şunları belirtti:
“Ben de ilk değerlendirmemde ‘Rusya, Soğuk Savaş sonrası stratejik dengeyi toparlamaya çalışıyor’ diye yorumladım; çünkü Soğuk Savaş sonrası Rusya zayıf bir şekilde yakalandı, şimdi ortamını buldu. Batı’ya karşı dengeyi düzeltmeye çalışıyor diyebilirim. Bunun dışında kimisi ‘Sadece Ukrayna ile ilgili’ diyor, kimisi ‘Sadece Donbas ile ilgili’ diyor. Ama bunu ‘Ukraynalılar Rus’tur, tarihi Rusya’yı bir araya getiriyoruz, Çarlığı yeniden kuruyoruz’ diye anlatmaya kalkarsanız bu, büyük sempati toplamıyor ve sizin yaptığınız operasyonu da haklı kılmıyor. Yani stratejik dengeyi korumak mı yoksa Ukrayna’yı tamamen biz mi alalım amacı net değil.”
“RUSYA İÇİN EVDEKİ HESAP ÇARŞIYA UYMADI”
“Rusya’nın ne amaçladığı karışık” diyen Diriöz, “Planları bilmiyoruz ama Rusya için evdeki hesap çarşıya uymadı. Çünkü NATO, dayanışmasını güçlendirdi ve Rusya, ‘Ukranyalılık kimliği’ni kendisine karşı güçlendirmiş oldu” şeklinde konuştu.
“RUSYA’NIN ORTADOĞU’YA OLAN İLGİSİ DEVAM EDECEKTİR”
Diriöz, “Rusya kazanırsa ya da kaybederse Suriye’de ne yapar sorusu çok soruluyor. Rusya her iki durumda da fazla bir şey yapamaz” diyerek, şunları vurguladı:
“Zaten Rusya, Soğuk Savaş sonrası Ortadoğu’da etkisini kaybetmiş gibi görünüyordu. Suriye’deki karışıklıklardan ve Arap Baharı’ndan sonra oraya girerek ‘Ben Suriye’de, Ortadoğu’da varım’ mesajını verdi. Rusya bu tutumunu ve bu konumunu sürdürecektir Suriye’de. Rusya’nın Ukrayna’da kazanıp ya da kaybetmesi, amaçlarına ulaşıp ulaşmaması Rusya’nın büyük bir güç olduğu gerçeğini değiştirmeyecektir. Yani ne olursa olsun Rusya’nın Ortadoğu’ya olan ilgisi devam edecektir. Tabi ki Suriye’ye olan ilgisi de.”
“Şu anda Rusya ve Türkiye’nin zihnindeki en son şey Suriye’de karşı karşıya gelme fikridir diye düşünüyorum” ifadelerini kullanan Diriöz, şunları söyledi:
“Rusya Türkiye’nin ilişkileri bakımından çok önemli bir ülke, sadece Türkiye için değil, dünyada birçok ülke için Rusya önemli bir ülke. Tabi Türkiye için daha da önemli. Çünkü çok kesişme noktalarımız var. (Bu ortak noktalar) Balkanlarda, Kafkaslarda, Orta Asya’da, Karadeniz’de, Ortadoğu’da ve Doğu Akdeniz’de var. Enerji konuları ile diğer başka alışverişlerimiz var. Ve hatta bütün bu ilişkilerin yanında yüz bin ortak evlilik var, yüz bin ortak evlilik demek 200 bin kişi demek, 200 bin kişi demek akrabalarıyla birlikte düşünürsek yaklaşık bir milyon kişilik beşeri bir ilişki var. Bunun için Türkiye, Rusya ile olan ilişkilerine önem vermektedir.”
Türkiye’nin Rusya ile ilişkilerini iyi tutmasının önemli olduğuna işaret eden Diriöz, “Bu, haksız harekata karşı çıkmamak ya da tavır takınmamak demek değildir. Bu, Batı ve NATO ile ilişkileri koparmak da değildir. Tam tersi Batı’daki yerini koruyup oradaki müttefiklerini ikna etmek, ileride Rusya ile işbirliğine ve güvenlik stratejisine daha ağırlık vermesine yöneltmek için.”