Reklam Görüntülerine Tıklayarak Kitap Siparişi Verebilirsiniz

Dinin Devlete Bağlı Olduğu Yönetimler (Bizantinizm)

İlahiyatçı yazar Mehmet Gündoğdu Analiz Etti...

Dinin Devlete Bağlı Olduğu Yönetimler (Bizantinizm)

Bu yazı dizimize; 

“Din-Siyaset ya da Din-Devlet İlişikisi- Giriş”

“Dine Bağlı Devlet Yönetimi (Teokrasi)” 

“Tarihte Dine Bağlı Teokratik Devletler ve Yönetimler” 

“İslâmî Yönetimler, Teokrasi midir?” yazılarımız ile başladık, devam ediyoruz.

Din ve devlet ya da din yönetim ilişkilerinde ortaya çıkan ikinci temel tip, siyasal otoritenin dinî otoritenin önüne geçmesi ve onu himayesine almasıdır. Yani bu yönetimde din adamları teokrasinin tersine siyasi otoritenin kontrolündedir.

Bu tip örgütlenmede din adamları devlet otoritesine bağlanmışlardır ve devlet tarafından atanıp denetlenmektedirler.

Bu suretle dinin mânevî gücü denetim altına alınmış olmaktadır. Siyasî otorite dünyevî güçleri elinde bulundurmakta ve fakat sistem içinde dinin önemli işlevleri halen sürmektedir. Bu tür örgütlenme biçimi dinin yönetime bağlı olduğu sistem olarak ifade edilir. Buna Bizantinizm, Gallikanizm veya Sezaropapizm (Sezarpapacılık) denilir. 

Bu tip din devlet ilişkisinde, siyasal iktidarın dinin üstünde olması yönetim ile din arasında sıkı bir ilişkinin varlığına ve dinin kamu yönetiminde önemli işlevler görmesine engel değildir. 

Aslında yönetim belli bir dini, devletin dini olarak kabul etmekte ve bu dinden yana tavır almaktadır. Toplum nezdinde itibara sahip bulunan din adamları bu sayede bir yönden siyasal iktidarda bir nüfuza sahip olmakta, diğer yönden de siyasal iktidarın karar ve tasarruflarının, icraatlarının toplum nezdinde meşruiyetini sağlama görevi görmektedirler. 

Ancak dinin devlete bağlı olduğu yönetimlerin, ister müspet ister menfi olsun zaman zaman  dine müdahaleleri, özellikle Osmanlı’da “din elden gidiyor” sloganları ile suistimal edilerek sosyal patlamalara bir çok isyanlara neden olmuştur.

Bu tür örgütlenmeyi “yarı teokrasi” veya “ılımlı teokrasi” olarak nitelendirenler de bulunmaktadır. Bundan dolayı ağırlıklı olarak din âlimlerinden oluşan bürokrasinin genel anlamda dinî bürokrasi, adalet ve eğitim gibi kamusal fonksiyonları icra ettiği Osmanlı Devleti’ni de yarı teokratik bir devlet olarak niteleyenler mevcuttur.

Osmanlı’nın Bizans yönetimini örnek alarak,  Şeyhülislamlık Makamı ile dinin devlete bağlı yönetim şeklini uyguladığını söyleyenler de vardır.

Son dönem Osmanlı yönetimi ise kimi yazarlarca “dindar meşrutî bir rejim” olarak nitelendirilmektedir.

Bu gün itibarı ile Türkiye anayasasında, her ne kadar devlet laiklik yönetim biçimi ile  yönetiliyor olsa da, Osmanlı döneminde Şeyhülislamlık makamının karşılığı hatta devamı Diyanet İşleri Başkanlığıdır.

Ne zaman ki, Diyanet İşleri Başkanlığı, YÖK gibi özerk bir yapıya kavuşturulursa, işte o zaman devlet gerçek manada laiklik yönetim biçimi ile yönetiliyor  olacaktır. 

Diyanet mensupları da bundan pek ziyade memnun olacaklarına eminiz. Siyaset yapanların, Siyaset kurum ve kuruluşlarının temsilcilerinin bilgilerine!

Vesselam.

Kaynak: Daha geniş Bilgi için bkz. Diyanet, İLMİHAL-II,256.



Uyarı! Yapmış olduğunuz yorumlar incelendikten sonra onaylanacaktır onaylandıktan sonra gözükecektir


YAZARLAR

Resimlere Tıklayarak Kitap Satın Alabilirsiniz

HABERLER