Dikenler arasında dik durana “gül” denir.
Bu dünya salonunda imtihanların her birinin diken gibi batmasından yılmayan ve yoluna dimdik yürüyen ve belalardan sevap çıkarmaya çalışanlar cennet güllerine layık olurlar.
Belalardan bal çıkarmaktır maharet.
Allah’a kul olanları öldürmekten zevk alan ve geçmişte peygamber öldüren atalarıyla iftihar eden insanlık düşmanı insanlar da, bizim bu dünya salonunda önümüze konulan imtihan sorularından biridir.
Ya ıslah edeceğiz, ya etkisiz hale getireceğiz.
Sevgili Peygamberimiz örneğimiz olduğundan savaş meydanında bile İslam düşmanlarının son nefeste de olsa Müslüman olmasını isteyeceğiz.
Hazreti Ali örneğinde olduğu gibi son darbeyle öldüreceği insanın, Kelime-i Şehadetiyle hayatını bağışlayacağız.
“Afveden ve afvetmeyi seven” Rabbimizin kuluyuz.
İnsanları afvederek Allah katında afvedilenlerden olmaya çalışacağız.
Tarihte geçtiği şehirlerin meydanında insan başlarından kuleler yapan, sokaklarından kan nehri akıtan, afvetme mutluluğunu hiç yaşamayan Cengizhan’ın, en kısa zamanda en fazla toprağa sahip olan saltanatı, kendisi ölünce yok oluverdi.
Hazreti Ömer’in fethettiği ülkeler ise hâlâ Müslüman halklar olarak devam etmektedir.
İnsanların malına, canına, namusuna saygı duyan, bu değerlere saygısızlık yapanlara haddini bildiren, af dileyenleri af edenler kalıcı zaferler elde etmişlerdir.
Sevgili Peygamberimiz, kendi isimlerini sayarken:
“Ben, Rahmet peygamberiyim ve Harp peygamberiyim” diye kendini tanıtmıştır.
İnsanlık düşmanı insanlar, tarihin her döneminde olmuştur, olmaya devam edecektir.
Başta peygamberler olmak üzere o peygamberlere iman edenler de tarih boyunca bu insanlık düşmanı, insanlık dikenlerini temizlemeye çalışmışlardır.
Gül ile gülle aynı kelimeler gibidirler ama gül her zaman güzel ve kokar ama gülle ise ihtiyaç zamanında yararlıdır.
Zararlı insanların zararını önlemek için gülleye de ihtiyaç olur.
Onun için Rahman ve Rahim olan Rabbimiz:
“Onlara gücünüz yettiği kadar kuvvet ve besili atlar hazırlayın ki onunla Allah’ın düşmanını, sizin düşmanınızı, Allah’ın bildiği, sizin bilmediğiniz (düşmanları) ve onlardan başkalarını korkutasınız. Allah yolunda ne harcarsanız size tam olarak verilir. Ve siz haksızlığa uğratılmazsınız” (Enfal süresi ayet 8/60).
Bunu yaparken de rahmetleri gazaplarının önünde olmuştur.
Bu durum kıyamete kadar devam edecektir.
Onun için imanlı, insaflı, vicdanlı, af tarafı öfke tarafından fazla, Hakk’ın ve halkın yanında olan, Hakk’ın belirlediği sınırları aşmadığı gibi aşılmasına da izin vermeyen huzur bekçilerinin sayısını çoğaltmalıyız.
Komünizmin yetiştirebileceği en yüksek seviyedeki insan olan Lenin ve Stalin, milyonlarca insanın kanına girmişler ve insanlığı açlığa mahkûm etmişlerdir.
Kapitalizmin en üst seviyesinde baba-oğul olarak Bush’lar döneminde de dünya genelinde yine bu çağda milyonlarca insanı öldürdüklerini, Ebu Gureyb hapishanesinde, kapitalist eğitimin en iyi yetişmiş insanlarının, insanlığa nasıl kötülük yapabileceklerini gösterdiler.
Şu anda yeryüzünde, İslam’a göre yönetilen bir tek devlet olmadığından, örnek olarak göstermek mümkin değil ama şahıs olarak ve aile yaşantısı olarak İslam’ı yaşamaya çalışanlarımız dünyanın dikkatini kendi üzerlerine çekmeye devam ediyorlar.
Bu sütunda benim önümde Müslüman olan İstanbullu bir Hıristiyan’ın Müslüman olma sebebini sorduğumda, “Bu dükkân komşumun dürüstlüğü bizim kilise papazında yok. Onun dinine girmeye karar verince sana getirdi” dediğini yazmıştım.
“Dünya genelinde yükselen değer İslam’dır” diye dikkat çekilmesi de bunun delilidir.
KİNİMİZ DİNİMİZİ YÖNLENDİRMEMELİ.