Dini gruplar nereye oy verecekler, Milli Görüş camileri Saadet´i mi destekleyecek?

Sinan Eskicioğlu- 06.06.2018

Dini gruplar nereye oy verecekler, Milli Görüş camileri Saadet´i mi destekleyecek?

Almanya başta olmak üzere Avrupa´nın genelinde dini gruplar kurdukları camilerle faaliyet göstermekteler. Kimileri kiraladıkları mekanlarda sohbetler, zikir programları da icra ediyorlar.

İttifakların kurulması ve mecliste temsil konusunda kısıtlamanın ortadan kalkması yapılacak tercihlere de etki edecektir diye düşünüyorum.

Avrupa´da faaliyet gösteren camiler içinde en yaygın ve etkili olanı Ditib. Ditib´de görevli olan din görevlileri devlet memuru oldukları sebebiyle, sanıyorum ?cumhur ittifakı´nı destekleyeceklerdir. Camilerin yöneticileri de iktidarın nimetlerinden had safhada yararlandıkları için onlar da cumhur ittifakını desteklerler. Bu zaten olağan bir durum.

İsmail Ağa cemaati bünyesinde olanların da cumhur ittifakından yana oldukları açıkça beyan edildi.

Risale-i Nur cemaati içinde olanlarda durum biraz karışık. Aslında büyük çoğunluğu cumhur ittifakı dese de, Yeni Asya grubu ?hayır´ tarafında olmuştu ve bu sefer de ?millet ittifakı´ nı destekleyerek, oylarını millet ittifakından yana kullanacaklar.

Süleymancılar adı ile anılan Süleyman Hilmi Tunahan grubu tam net tavır belirlemiş değil. Görüştüğüm birçok kişi içerisinde ?cumhur ittifakı´ diyenler de var, tam aksine ?millet ittifakı´ diyenler de var. Sanırım son ana kadar gelecek yönlendirmeyi bekleyecekler.

Almanya´da irili ufaklı faaliyet gösteren birçok tarikat mevcut. Kimileri için bölgesel de diyebiliriz. Bunların hemen hemen hepsi ?cumhur ittifakı´nı destekliyorlar. Ak parti ile elde edilen kazanımlar çok önemli. Sanıyorum bu sebeple de ?Başörtüsü´ konusunu hatırlatan ?unutmadık´ reklamları işte tam bu noktayı vurgulamak için yapılmışa benziyor.

Özellikle sona bıraktığım grup: ?Milli Görüş´.

Yukarıda ifade ettiğim soru size garip gelmiş olabilir. ?MG camileri Saadet´i mi destekleyecek´?

Böyle soru mu olur diyenleriniz bile vardır sanırım. Olur. Çünkü başka gösterip, başka hareket edenler olduğu için, böyle soru da oluyor.

Avrupa milli görüş teşkilatlarını kuran ve yönlendiren merhum Necmettin Erbakan´dı. Kendisi henüz hayattayken başlayan ?güç savaşı´ artarak devam etti ve ediyor.

Kendisi hayattayken ?göstermelik´ ?Erbakancı´ olan Avrupa milli görüş teşkilatları ve yöneticileri vefatından sonra kendilerini daha özgür hissettiler ve tavırlarını da kartlarını da açık oynamaya başladılar.

Necmettin Erbakan özel ve önemli bir değer, işte bu sebeple alenen O´na karşı tavır alır gözükmekten özellikle çekinseler de, kapalı kapılar ardında başka planlar ve projeler yürütülmekte.

Kapalı kapılar ardında daha neler neler oluyor kim bilir?

Erbakan Hoca hayatta iken partiye (Saadet Partisi) maddi destek gönderme zorunluluklarından dolayı göndermekteydiler.

Camilerde ?milli gazete´ alma kampanyaları da kendisinden çekindikleri için devam ediyordu.

Ama merhum Erbakan hoca´nın vefatı ile bir boşluk oluştu ve ?gemisini yürüten kaptandır´ kabilinden, kim güç savaşlarının, ayak oyunlarının üstadı ise, işte onlar da yönetimi ellerine almış oldular.

Milli görüş ismi Milli Nizam´ın, Milli Selamet´in, Refah´ın, Fazilet´in ve bugün de Saadet partisinin tescilli, onaylı bir damgası ve nişanesidir.

Milli görüş ismini kullanarak Saadet´e karşı durmak olabilir mi? Oluyor.

Referandum´da ?evet´ diyeceklerini ifade eden Avrupa milli görüş grubu, bunu da ustalıkla-kelime oyunlarıyla ortaya koymuştu.

Yönetim olarak değil de, ?milli görüşçüler´ böyle düşünüyor denilerek bir bakıma top vatandaşlara atılarak, alınan tavır alenen dile getirilmişti.

?Milli görüşçüler konuyu ülke ve vatan meselesi´ olarak görüyorlar cümlesi altında aslında açıkça ifade edilemeyen resmi bir tavır vardı.

Bugün de aynı durum mevcut.

İsimleri ?milli görüş´ olsa da, kendilerini milli görüşçü lanse etseler de, 24 Haziran seçimlerinde ?Saadet Partisi´ne değil de, ?cumhur ittifakı´na oy verecekleri ve oyların bu ittifaka verilmesi noktasında vatandaşlara telkinde bulunacakları kanaatindeyim.

60´lı yıllardan günümüze kadar faaliyet göstermekle ve 500´ü aşkın caminin mevcudiyeti ile övünülen ve adı ?milli görüş´ olan bir yapının bugüne kadar ?Adil Düzen araştırma merkezi´ açmamış olması ve bu konuda ciddi çalışmalar yapmamış olması da, aslında ne olduğunu net olarak göstermekte.

Kişiler gelip geçer aslolan geleceğe yönelik programlar ve sistemdir. Sistem kurmak için de kişilere endeksli düşünceden, sisteme endeksli düşünceye geçiş olması gerekir.

Sadece ülkemizde değil, Avrupa´da ve hatta dünyada müslümanlar hala daha ?kişiye endeksli´ düşünce yapısına sahipler. Başarı olmamasının sebebi de aslında bu. Çünkü İslam kişiye endeksli düşünce yerine ?sistem´ kurma zihniyetine sahip bireyler/kullar/müslümanlar olmasını istemekte.

Elli yılı geçkin zamandır ellerinde ?Adil Düzen sistem denemesi´ örneğine sahip müslümanlar/milli görüşçüler neye sahip olduklarının pek farkında değiller. Sebebi de ?sistem´ endeksli düşünmemeleri?

Kim bilir belki bir gün Avrupa´lılar ?Adil Düzen´ çalışmalarında ivme kazanırlar, ondan sonra da müslümanlar ?bunun aslı bizdeydi´ nidasıyla sahip çıkmak isterler. Kim bilir?

 

Sevgi ve Bilgiyle kalın.