Enes, Fırat Üniversitesi’nde tıp tahsili yapıyordu. Okuduğu fakültenin zorluğuna karşın istikbal vadetmemesi karşısında buhran yaşadığı anlaşılıyor. Kaldığı cemaat evinde dertleşecek birilerini bulamadığı belli. Aksine içinde karşılığı olmayan yoğun dini söylem karşısında çıkış yolu bulamıyor. Sonrasını herkes biliyor. Enes, yaşadığı bunalımın nedenlerini videoya çektikten sonra intihar ederek canına kıydı. Neresinden baksanız yürek parçalayan, insanı kahreden bir haber. Toplum olarak ellerimizi şakaklarımıza yaslayarak düşünmemiz gerekiyor. Gençlerin yalnızlığı, mutsuzluğu ve tatminsizliğini körükleyen etkenler neler? Elbette hiçbir vaka tek bir sebebe indirgenemez. Sosyal vakalar büsbütün böyledir. Peki, ne yapmalı? Gençleri yaşadıkları bu anafordan kurtarmak için nasıl bir acil eylem planı uygulanmalıdır acaba? Benim durduğum yerden bakıldığında görünenleri sıralamaya çalışayım:
• Çocukluk dönemini doğru düzgün yaşayamadan ergenliğe giren ve erken büyüyen çocuklar gençlikle çocukluk arası doğal bir geçişten mahrum yetişiyorlar.
• Gençlere çok ağır yüklemeler yapılmakta. Realitelerin icbar ettiği sevmedikleri koşullarda okuyup çalışıyorlar.
• Hiç teneffüse çıkmadan yaşayan bir kuşak var. Okula değil hayata özgü teneffüsü kastediyorum.
• Anne babalar gençlerden başarı ve kariyer bekliyor. Buna karşılık gençler ebeveynlerden sevgi, ilgi ve şefkat bekliyor. Anne babaların beklentisi evlatlarınca karşılanırken, evlatların beklentileri ebeveyn tarafından hep erteleniyor.
• Tıp fakültelerinin öğrencilerin ruh sağlığı üzerindeki negatif etkileri bir an önce masaya yatırılmalıdır. Zira bu bir ilk değil, böyle giderse korkarım son da olmayacaktır.
• Öğrencilerin maddi sıkıntıları giderilmeli, kimsenin yanında sığınmacı gibi barınmasına bırakılmaması lazımdır.
• Üniversite sınavları yüz metre koşusudur. Gençlerimizin daha ileriye koşmaları bu sınavların yoğunluğu sebebiyle sınırlanmaktadır. Bütün hesaplar kazanılacak bir fakülte üzerinden yapılmaktadır. Bu kazanınca hayal kırıklıklarını kaybedince ise hüsranı artırmaktadır.
• Din eğitimi insanidir. İlk önce buradan başlanmalıdır. İnsanlığınızı fark etmeyenlerden hiçbir öğüt dinlemeyi aklınız kabul etmez, mideniz de.
• Değerler eğitimi yaşanılabilir bir atmosfere dönüştürülmeli. Değerler eğitiminin nutukla, cilalı sözlerle varabileceği fazla bir yer yoktur.
• Büyüklere anlama eğitimi verilmeli. Zira alt kuşakları anlayarak hareket etmeleri için bu çok gerekli.
• Gençlere daha çok söz hakkı verilmeli, daha çok itiraz hakları olmalı.
• İçindeki gençliği öldürmüş insanların kaç yaşında olursa olsun gençlere hiçbir şey veremeyeceği bilinmeli.
• Fert olmadan, şahsiyet kurmadan cemaat olunamayacağı konusunda aydınlanmaya ihtiyaç var.
• Gençlere zengin, varlıklı ve de lüks hayat yaşayan kesimlerce kitap bursu ve ihtiyaç bursu verilmeli.
• Camilerin bünyelerinde gençlik lokalleri, kıraathaneler ve kütüphaneler olmalı. Sessiz tebliğ ve sakin telkinin gücüne güvenilmelidir.