‘Hiç cezalı Üniversite olur mu? ‘Bu ne biçim başlık?’ diye yazının başlığını yadırgayabilirsiniz.
Anlaşılan siz ‘devletin tokadını’ yememiş ve yiyenleri de görmemiş ve dahi duymamışlardansınız!
Cezalı şehirlerden bile haberiniz yok!
‘Cezalı şehirler olur da’ ‘Cezalı Üniversiteler olmaz mı!
1925 yılındaki Şeyh Said Olayından sonra isyana destek verdikleri gerekçesi ile vilayet statüsünde olan ve TBMM’de milletvekilleri bulunan Ergani Madeni (Bakır Maden), Genç (Darahini) ve Siverek; 1930’da sona eren Ağrı İsyanı’ndan sonra ise Beyazıt (Doğu Beyazıt) ilçeye dönüştürüldü.
Dersim’in (Tunceli) kaç sefer adının ve vilayet merkezinin değiştirildiğini, kaç sefer vilayetten ilçeye düşürüldüğünü Dersimliler de unuttu!
Osman Bölükbaşı’na inadına oy verdikleri için Kırşehirliler de ilçe olarak Nevşehir’e bağlandılar ve ‘Nevşehirli’ oldular!
Sizin anlayacağınız Kırşehirli olarak yattılar, Nevşehirli olarak uyandılar!
Anlı şanlı Diyarbekir Lisesi de Şeyh Said Olayından sonra 1926’dan 1932’ye kadar kapalı tutuldu.
Diyarbakır’ın üniversite sevdası çok eskilere dayanıyor. 1960’ta kurulan üniversite yaptırma derneğinin yoğun çabaları sonucu 1966 yılında Diyarbakır Tıp Fakültesi Ankara’da öğrenime başlıyor, 1969 yılında Diyarbakır’a şimdiki Ticaret ve Sanayi Odası’nın bulunduğu binaya taşınıyor.
1973 yılında Diyarbakır Üniversitesi kuruluyor, sonradan adı Dicle Üniversitesi oluyor.
Aşağıda 2020 yılına ait öğrenci sayılarını verdiğim Üniversitelerden bir tek Erzurum Atatürk Üniversitesi 1957 yılında Dicle Üniversitesi’nden önce, Anadolu ve Çukurova Üniversiteleri ise Diyarbakır ile aynı gün (30.11.1973) kuruldu.
Birçokları ise 1990’lardan 2000’lerden sonra kurulan Diyarbakır Dicle Üniversitesi’nin yanında ‘dünkü çocuk’ sayılabilecek üniversiteler.
Ancak ‘dünkü çocukların’ hepsi öğrenci ve öğretim üyesi sayıları bakımından Dicle’yi fersah fersah geride bırakmış durumdalar.
Bu Üniversitelerin öğrenci sayılarına baktığınızda çok şey anlatmama gerek kalmıyor.
Aydın Adnan Menderes Üniversitesi 74.075
Antalya Akdeniz Üniversitesi 69.523
Erzurum Atatürk Üniversitesi 69.222
Balıkesir Üniversitesi 37.259
Sivas Cumhuriyet Üniversitesi 53.940
Çanakkale Onsekiz Mart Üni. 48.965
Adana Çukurova Üniversitesi 54.403
Diyarbakır Dicle Üniversitesi 28.703
Kayseri Erciyes Üniversitesi 63.686
Elazığ Fırat Üniversitesi 41.658
Gaziantep Üniversitesi 49.448
Malatya İnönü Üniversitesi 40.299
K.Maraş Sütçü İmam Üni. 35.656
Karabük Üniversitesi 49.071
Kırıkkale Üniversitesi 37.648
Kocaeli Üniversitesi 80.331
Manisa Celal Bayar Üni. 51.557
Mersin Üniversitesi 43.850
Muğla Sıtkı Koçman Üni. 44.412
Sakarya Üniversitesi 76.852
Isparta Süleyman Demirel Üniversitesi 81.053
Edirne Trakya Üniversitesi 45.630
Dicle Üniversitesi’nin neden bu denli ihmal edildiğini, bunun sadece ‘ihmal’ ile izah edilemeyeceğini ve derin sebeplerinin olduğunu bizzat TBMM kürsüsünden defalarca dile getirdim.
Ne yazık ki kendi partimden olanlar da dahil hiçbir Diyarbakır milletvekilinden destek almadım/alamadım.
Diyarbakır’ın il merkezindeki 4 ilçeden Kayapınar ve Bağlar’ın her birinin nüfusları 400 bini geçiyor (Diyarbakır şehir merkezi 1 milyon 100 bin, İl nüfusu ise yaklaşık 1 milyon 800 bin).
Nüfusları 400 binin altında birçok ilin Üniversitelerindeki öğrenci sayısı Diyarbakır Dicle Üniversitesi’nden fazla.
Diyarbakır il merkezi 1 milyon 100 bin, üniversite öğrencisi sayısı ise yaklaşık 30 bin.
Isparta şehir merkezi 230 bin üniversite öğrencisi sayısı 81 bin!
Ortalama olarak her 10 bin öğrenci için üniversitelerde bin kişinin istihdam edildiği göz önünde bulundurulacak olursa Diyarbakır’da 100 binin üzerine çıkacak bir öğrenci sayısı aynı zamanda 10 bin kişilik bir ilave istihdam demek. Bunun sağlayacağı müteselsil istihdam ile Diyarbakır ekonomisinin ne kadar nefes alacağı açık.
Peki!
Dicle Üniversitesi yaklaşık 50 yılı bulan yaşına rağmen neden bir türlü ayağa kalkarak yürüyemiyor, koşamıyor?
Neden sadece bölgenin değil, Ortadoğu’nun bilim sanat ve kültür merkezi olmuyor/olamıyor?
Bunun cevabını ben biliyor ve yıllardır da hemen her fırsatta haykırıyorum!
Bir kaç yıl önce bir AK Parti milletvekilinin bürosuna babasının vefatı nedeniyle taziye için gittiğimde Dicle Üniversitesi’nin eski rektörlerinden biri ile karşılaştım.
Söz döndü dolaştı bu mevzuya, Dicle Üniversitesi’nin serencamına geldi.
Eski rektörün lafı dolandırmadan ve fazla da uzatmadan verdiği cevap her şeyi özetledi:
‘Arkadaşlar, devlet Diyarbakır’da büyük bir bölümü siyasallaşmış 100 bin öğrenci istemiyor!’
‘Neden, nasıl, kim, kimler, ne zamana kadar… ?’
Kürt Sorununun yakıcı etkileri nerelere kadar uzanıyor düşünün!
Kaynak: Farklı Bakış