Tunus’ta Cumhurbaşkanı Beci Kaid Sibsi’nin ölümü üzerine erkene alınan cumhurbaşkanlığı seçiminin ilk turu geçen Pazar günü gerçekleşti.
Nahda adayı Abdulfettah Moro -yüzde 12 küsûr ile- üçüncü oldu; ikinci tura kalamadı, elendi.
İkinci tura kalanlar:
Oyların yaklaşık yüzde 19’unu alan anayasa profesörü Kays Said ve yüzde 15 civarında oy alan medya patronu Nebil Karvi.
***
“Tunuslu Berlusconi” diye anılan ve bazı mali suçlar işlediği iddiasıyla bir müddettir hapis tutulan Karvi, kendi kurduğu Tunus’un Kalbi partisinin lideri.
Said ise partisiz, bağımsız.
İkisi de ana akım siyasetin dışından gelerek tırmandı zirveye.
“Seçmen geleneksel siyaseti cezalandırdı” deniyor.
Devrimin üzerinden daha sekiz sene bile geçmedi, Tunus demokrasisi daha sekizinci yaşını bile doldurmadı; “geleneksel siyaset” ne de çabuk oluştu ve ne de çabuk cezaya müstehak oldu.
İngiliz gazetesi The Guardian, statükoya isyan eden seçmenlerden birinin şöyle dediğini aktarıyor:
“Şu son sekiz sene boyunca siyasi partiler koltuklarını ve iktidarlarını korumaktan başka bir şey yapmadı. Suç ve işsizlik oranı yükselip değerler irtifa kaybederken onlar sadece yolsuzlukla meşguldü.”
Nispeten iyimser bir seçmene de mikrofon uzatmış The Guardian:
“Evet, son sekiz sene halkın umduğundan kötü geçti, ama eskisi (devrim öncesi) kadar değil.”
Aday çeşitliliğinin olağanüstülüğüne işaret ederek devrimle gelen bu bereket için şükrünü de ifade ediyor o nispeten iyimser seçmen.
***
Seçime tepki oyları damga vurdu.
Şükür ki tepki oylarının çoğu devrime sadakati ifade ediyor.
İlk turun galibi Kays Said, Arap dünyasının en demokratik anayasası olan devrim sonrası Tunus Anayasasının mimarlarından.
Said’in 1 numaralı vaadi: Devrimin hedeflerini hayata geçirmek.
Ana sloganı: Halk istiyor (Devrimdeki “Halk rejimin yıkılmasını istiyor” sloganından mütevellit).
Temel çerçevesi: Kamu işlerinin idaresinde kanunlara ve halkın iradesine bağlılık.
“Ahlaklı siyaset” diyor...
Yolsuzlukla etkili bir mücadele taahhüt ediyor…
Bu sözlerini muteber kılan bir duruşu var.
Seçim kampanyasında hiçbir siyasi partiyle ittifaka yanaşmadığı gibi, iş dünyasından gelen yardım tekliflerini de reddetti.
Üstelik, kamunun hakkına girmek korkusuyla, devletin seçim kampanyası destek ödeneğini de geri çevirdi.
***
Said, programının teferruatını açıklamayıp ‘genel konuştuğu’ için eleştiriliyor.
Tunuslu siyasi analist Muhammed Hadi Cibali’nin yorumu:
“Said’in söylemlerinde devrimin değerleri ve izleri var. Bu, seçmeni ikna etmeye yetti.”
Cibali’nin, Said’i tercih edenler hakkındaki şu cümlesi de kayda değer:
“Partisinden dışlanmış veya uzaklaşmış, solculardan İslamcılara kadar her kesimden isme rastlamak mümkün.”
(Kaynak: Anadolu Ajansı)
***
Peki Said’in kendisi ne diyor seçim zaferi hakkında?
Katıldığı bir radyo programında söylediklerinin hülasası:
“Bu başarı bana halkın hayal kırıklıklarını umuda dönüştürmek için büyük bir sorumluluk yüklüyor… Tunus tarihinde yeni bir aşama bu… Adeta yeni bir devrim…”
Sevgili Tunus’umuza ve bütün İslam dünyasına hayırlı olsun.
Allah, Arap devrimlerinin son kalesini korusun ve güçlendirsin.
Said’in ikinci turda da galip gelip cumhurbaşkanı olması buna hizmet edebilir.