Tarih: 26.12.2020 17:15

Devlet Bahçeli'nin Akşener'e 'evine dön' çağrısı ne manaya geliyor?

Facebook Twitter Linked-in

Cumhur İttifakı ortağı MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, zaman zaman ilginç çıkışlarıyla bilinen bir siyasetçi. Mesela, erken seçim ilanı genellikle Bahçeli’den gelen açıklamalarla şekillenir. Memlekette erken seçim olacak mı, olmayacak mı tartışmalarında gözler genellikle Devlet Bahçeli’ye çevrilir.

Bahçeli böyle ilginç bir çıkış daha yaptı. İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’e bir çağrıda bulunarak, “Diyorum ki; dön evine bitsin bu çile!” açıklamasında bulundu. Peki, bu çağrı ne anlama geliyor?

Milli Gazete yazarı Necati Tuncer bugünkü yazısında Devlet Bahçeli’nin bu ilginç çağrısının ne anlama geldiğini esprili bir dille kaleme aldı.

İşte Tuncer’in, “Havada seçim kokusu var” başlıklı yazısının ilgili bölümü:

“Ya ortakları da evlerine dönerse

AKP iktidarının ittifakçısı, kimileri büyük ortak diyor, MHP’nin Genel Başkanı sayın Bahçeli’nin beyanatından bir cümleyi haber başlığı yaptığı medya türleri.

“Dön evine, bitsin bu çile!”

Davet edilen diyemeyeceğimiz, zira ifadede sertlik havası vardır, emre taraf kişi, İyi Parti’nin Genel Başkanı Meral Akşener hanımefendidir.

28 Şubat’tan sonraki ilk seçimde, 28 Şubat’a karşı durmuş yegane parti RP’ni ürkeklikle suçlamış ve itirazsızlıklarını erkeklik iddialarıyla kapatmış bir MHP’nin tüm karakteristik özelliklerini taşıyan bu Bahçeli cümlesine, muhatap sayın Akşener ne der bilmeyiz ama, biz neler söyleyebiliriz; bir bakalım.

60’lı yıllarda Almanya yollarına düşen insanlarımızın “çile”lerinden birinin, parçalanmış aile ızdırabının seslendirildiği Ali Ercan türküsündeki “Dön gel Zeyneb’im, soğan ekmek yiyelim” yakarmasının bir siyasinin dilinde hayat bulmasıdır.

Sayın Bahçeli’nin konuşmalarını yazan partili edebiyatçılar, yapılacak eylemi söyledikten sonra, bitenin ne olacağının izahını neden “çile” kelimesiyle yaptılar?

“Bitsin bu ayrılık” dememeleri, ayrılık kelimesinin morfolojisine işlenmiş, bir gün kavuşulacak ihtimalinin canlılığının bir olumsuzluk çağrıştırmasından korktuklarından mıdır? Siz demeseniz de zaten bitecekti bu ayrılık; niye acele ediyorsunuz? Bir örnektir mesela.

“Bitsin bu hasret” deselerdi MHP yazıcıları, aralarında bayağı bir sevgi varmış veya hâlâ birbirlerini seviyorlarmış gibi mi algılanacaktı da, istemediler.

Bu Bahçeli cümlesinin en önemli, en vurucu ve Yahya Kemal’in “Ok uçtu, hedefin kalbine düştü” diye tanımladığı “çile” kelimesini böyle konumlandırdıktan sonra mecburen mânâ âlemine dalacağız.

Dilbilimcilerimizin dediği gibi Türkçemize Farsça’dan gelmesi değildir “çile”yi bugün önemli kılan. Sayın Bahçeli’ye konuşma metni yazanların aklına nerden geldiğindedir.

"Orta öğrenim çağımızda “yedi manalı” diye bildiğimiz “çile”, ittifakçı parti olmanın zahmetini, sıkıntısını mı anlatmaktadır?
Yoksa AKP ile ittifak yapmayı çilehaneye kapanmak sandılar veya saydılar da artık çıkmak mı istiyorlar; bitsin demekle.
Gömleksiz buldukları AKP’lilere “çile” “çile” iplikler kullanarak çorap ördüler, pardon kazak ördüler de, yorulduklarını mı beyan ediyorlar?

Yay kirişi yahut bülbül ötüşü de kastetmeleri olamaz. Bu sertliğe ne yay dayanır ne de bülbül yüreği.

Tohumun toprakta “çile”nmesi de olamayacağına göre MHP yazıcılarının muratları, bir tek ihtimal kalıyor geriye. Sayın Bahçeli’nin asabiyetinin Kandilli rasathanesi kağıtlarına benzemesi.

İyi Parti Genel Başkanı sayın Meral Akşener’e “Dön evine, bitsin bu çile” diyen sayın Bahçeli “Beni çileden çıkarma” da demiş oluyor.”




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —