Geçen cumartesi günü İstanbul’daki Taxim Hill Hotel’de düzenlenen bir basın toplantısında, “Kürtlerin yeni bir alana ve yeni bir siyaset biçimine ihtiyacı”nı karşılamaya matuf bir siyasi hareketin başlangıcı ilan edildi.
Adı üstünde: Destpêka Nû / Yeni Başlangıç.
Toplantıda okunan “Siyasi Tutum Belgesi”nde partileşme niyeti açıklandı ve mutasavver partinin çerçevesi çizildi.
Şöyle:
“Hedefimiz, herkesin beklentisi olan ama bir türlü oluşturulamayan, Kürt halkının sosyolojisine uygun, demokratik, şiddetten uzak, sivil, legal ve merkezi bir Kürt kitle partisinin temellerini atmaktır. Türkiye siyasetindeki mevcut partilerden herhangi bir nedenle memnun olmayan ve bundan dolayı da siyasetin dışında kalmak zorunda bırakılan insanlarımızı seçeneksiz, çaresiz ve umutsuz bırakmamak için onlara, hangi ideolojiden ve inançtan olurlarsa olsunlar, içselleştirebilecekleri ve kendilerini rahatça ifade edebilecekleri yeni bir kapı aralamak istiyoruz.
“Mevcut Anayasal sistemi, Türkiye’nin siyasal, sosyal ve ekonomik sorunlarının temel sebebi olarak görüyoruz. Özgürlüğü, eşitliği, demokrasiyi ve sosyal adaleti temel alan, başta Kürt halkı olmak üzere, bu ülkedeki tüm farklılıkların haklarını güvence altına alacak yeni bir kurucu Anayasa’ya acil ihtiyacımız olduğunu düşünüyoruz.
“Şiddet, devletin meşru hak taleplerini terörize edip bastırmada kullandığı bahanelerin başında gelmektedir. Bu nedenle siyasal mücadelemizde şiddeti kategorik olarak reddediyor ve hak arama mücadelesinde meşru bir araç olarak kabul etmiyoruz…”
***
Beyannamede “Bugün burada temel ve hayati bir ihtiyacı kamuoyu ile paylaşıyor ve bu ihtiyaca cevap verecek bir partinin kuruluşu için bizlerle aynı ya da benzer anlayışa sahip Kürt toplumunun en geniş kesimlerini bu ortak ihtiyacı birlikte örmeye çağırmak için ilk adımı atıyoruz” deniliyor.
Peki kimlerdir bu iddialı çağrıda bulunan “bizler”?
Destpêka Nû’nun medyadan isimlerini öğrenebildiğimiz kurucuları: Engin Yılmaz (Göz Hastalıkları Uzmanı, Operatör Doktor), Enes Atila Pay (Mimar), Ramazan Tuncer (Avukat) ve Mahmut Koyuncu (Avukat).
Bunların hiçbiri kamuoyunda bilinen isim değil.
Engin Yılmaz, Gazete Duvar’dan Ferhat Yaşar’a verdiği beyanatta diyor ki:
“…biz bir kadro hareketiyiz. Aramızda daha önce siyaset yapmış ve kamuoyunca çok bilinen kişiler yok. Kadrolarımız daha çok eğitimli, donanımlı ve birikimli yeni yüzlerden oluşuyor. Bu özellikle tercih ettiğimiz bir strateji. Kürt siyasetinde “yeni bir hikaye”nin ancak yeni yüzlerle oluşturulabileceğine inanıyoruz. Çalışmalarımız esnasında aldığımız prensip kararı gereğince herhangi bir partinin aktif üyesi olanlardan, ismi tartışmalı olanlardan, toplumsal tartışmalara neden olmuş kişilerden hatta çok popüler kişilerden bile olabildiğince uzak durduk. Başlangıçta böyle bir yol tercih ettik ama elbette ki ileri aşamalarda Kürt siyasetinin bütün bilinen tecrübeli isimlerini bu sürece davet edeceğiz. Çünkü onların tecrübelerine ve yol göstericiliğine de ihtiyacımız olacak. Dolayısıyla süreci şimdilik siyasette yıpranmamış yeni isimlerden oluşturmaya gayret gösteriyoruz. Daha az bir oranda olmakla beraber aramızda kamuoyunun bildiği tecrübeli isimler de var. Ama şimdilik isimler üzerinden bir tartışma yürütmeyi erken buluyoruz.”
İyi ama kamuoyunda bilinmeyen kimselerin siyasi seferberlik çağrısı nasıl etkili olacak?
‘Yepyeni olduğu için kitlelerin ilgisini çekebilir’ diyebileceğimiz bir “Siyasi Tutum Belgesi”yle ortaya çıkmadı bu hareket.
Destpêka Nû’nun başka hareketler ve partiler tarafından da benimsenen ve fakat siyasette güçlü bir rüzgâr estirmeye yetmeyen siyasi tutumunun ilamı, “Kürt toplumunun en geniş kesimlerini” nasıl harekete geçirecek?
‘Söz konusu hareketler ve partiler kamuoyunda bilinen kimselerle yola çıktı ve böyleleri hep tartışmalı yahut yıpranmış kimseler olduğu için kitlesel karşılık bulamadı’ diye düşünülüyor ise, tek başına fikrin gücüne dayanan bir hareketle karşı karşıyayız demektir.
O gücü nasıl kuvveden fiile çıkaracaklar, merak konusu.
***
Destpêka Nû’nun Türkiye siyasetine hayırlı olmasını dilerim.