Dergi dünyası çok zor durumda, çook!

Milli Gazete’den Adnan Öksüz, PTT Kargonun, dergi dağıtım ücretlerine yaptığı fahiş fiyata dikkat çekip, konunu mecliste ele alınmasının daha doğru olacağını belirtiyor.

Dergi dünyası çok zor durumda, çook!

* PTT Kargo dergi taşıma fiyatlarını astronomik olarak artırdı.

* Eskiden bir dergi 9 TL’ye gönderilirken -kaldı ki bu fiyat bile çok fazla iken- PTT öyle bir şey yaptı ki, bu fiyatı 20 TL dolaylarına yükseltti!

* Yani, PTT Kargo, dergi taşıma ücretine yüzde yüzden daha fazla zam yaptı. 

* Abartmıyorum; dergi dünyası tam anlamıyla şokta!

* Böyle devam ederse arkasında güçlü holding/ler olmayan tüm dergiler batacak!

* Zira dergi satış fiyatı kadar kargo ücreti ödemek, derginin kapısına kilit vurmak demek! Sadece kargo ücreti 20 TL olursa, bunun matbaa masrafı, personel masrafı, telif ücretleri, diğer masraflar ne olacak, nasıl ödenecek? Çark nasıl dönecek?

***

Alanında önemli bir boşluğu dolduran Edebiyat Ortamı dergisini uzun süredir Server Vakfı bünyesinde yayımlayan eski milletvekili Av. Mehmet Ali Bulut da bu gelişmeden rahatsız olanlardan. Şunları ifade ediyor, Mehmet Ali Bey;

 

* “PTT Kargo, Türkiye Dergiler Birliği (TÜRDEB) ile anlaşmalı olarak dergilerin tanesini 19.25 TL’ye götürüyor. Adres kapalı ise 5.75 TL de iade getirme parası alıyor! Bu şartlarda dergi yayınlamak imkânı ortadan kalkıyor.”

*“Devlet her alanda teşvik vermektedir. Dergi ve kitaba da teşvik vermelidir. 2-3 TL gibi sembolik ücretle PTT Kargo, dergi ve kitabı okura ulaştırmalı, taşımalıdır.”

*“Dergi, kitap gübreden daha önemsiz değildir!”

***

Uzun lafın kısası; konu acil ve kısa zamanda el atılması gerekiyor… Aksi halde başta edebiyat dergileri olmak üzere dergi dünyası büyük bir bataklığın içinde yerle yeksan olacak! Özellikle Anadolu dergileri…

 

PTT KARGO’DA İŞ TBMM’YE DÜŞÜYOR!

* Peki, yapılması gereken ne? PTT Kargo ile astronomik ücretle dergi gönderilmesi meselesi nasıl halledilecek?

* Çözüm şu; PTT Kanunu’na bir madde eklemek. Yaklaşık şöyle bir madde;

* “Kültür, sanat, edebiyat dergileri ile kitapların PTT Kargo ile dağıtımı …TL gibi sembolik ücret ile dağıtılır. Hazine sübvanse eder.”

* Yani, iş milli iradenin tecelli ettiği yere, Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne (TBMM) düşüyor.

(Erbakan sanayi fotosu aşağıdaki yazıda…)

 

“SEN YAPARSIN EVLADIM! HEM DE EN İYİSİNİ YAPARSIN!”

Önceki akşam TRT Belgesel kanalında yayımlanan “Savunma Sanayiinin Yalnız Dehaları” programında Erbakan Hoca’mızın sanayi alanında attığı adımları ve mücadelesini izledim. Programı sonuna kadar takip ettim.

Aldığım notları sizlerle de paylaşmak istiyorum; 

* Yeditepe Üniversitesi Öğretim Üyesi Furkan Kaya ve Savunma Teknolojileri Analisti Kadir Doğan, Erbakan Hoca’nın farklı dönemlerdeki adımlarını ve atılımlarını anlattılar, analiz ettiler. 

* Öncesinde dikkatimi çekmemiş; Hasan Özfidan ismi anlatıldı, programda. Özfidan için, “Ülkemizde ilk yerli motoru yapan isim. İsmet İnönü tarafından ödüllendirildi. Erbakan Hoca Hasan Özfidan’la tanıştı. Hatta Gümüş Motor’a davet etti, kanaatlerini aldı…” bilgileri paylaşıldı. (Başka bir yazıda, Hasan Özfidan hakkında daha ayrıntılı satırlar kaleme almak isterim, nasip olursa…)

* Erbakan Hoca’nın Alman bilim adamları ve teknik insanları ile diyalogları uzun uzun yansıtıldı.

* Almanya’da Başmühendis Necmettin Erbakan ve ekibinin Leopar Tankları için neler yaptığı, hangi yeniliklere imza attığı, Alman mühendislerin yapamadığını başardığı dile getirildi. Ve Erbakan Hoca’nın asıl bu atılımları kendi ülkesinde, Türkiye’de yapmak arzusunda olduğu kaydedildi. 

* Programda, Erbakan Hoca’nın, Mehmet Zahid Kotku Hazretleri ile sanayi sohbeti dikkat çekti ve Kotku Hazretlerinin Erbakan Hocaya, “Sen yaparsın evladım, hem de en iyisini yaparsın...” dediği ekrana yansıdı. Kotku’nun, “Ne yaparsanız tüm toplum için yapın...” cümlesi de… Gümüş Motor’un bu konuşmadan hemen sonra nasıl kurulduğu, hangi engellerle karşılaştığı ama sonuçta başarılı olduğu çarpıcı anekdotlarla geldi ekrana!

* TRT Belgesel kanalında yayımlanan “Savunma Sanayiinin Yalnız Dehaları” programının yapımcısı Aytaç Akdağ, Yönetmeni Alper Mestçi. Erbakan'ı tiyatro sanatçısı Murat Anıl Soykök canlandırdı.

* Programda, bağımsız, milli ve güçlü Türkiye için Erbakan hocanın mücadelesi, çarpıcı kesitlerle ekrana taşındı.

* Belgeselde Türkiye'nin bağımsız sanayi hamlesini gerçekleştirme idealiyle yola çıkan ve kurduğu Gümüş Motor fabrikasında Türkiye'nin ilk yerli motorunu üreten Erbakan Hoca’nın, döneminin şartlarında büyük engellerle karşılaşarak durdurulmaya çalışıldığı net olarak ifade edildi.

* Belgesel güzeldi ama dört dörtlüktü diyemeyiz! Eksik parçalar çoktu! Örneğin, Erbakan Hoca’nın Başbakan Yardımcılığı ve Başbakanlığı döneminde attığı ve açtığı fabrika temelleri, denk bütçe oluşturması, bölgesel sanayi yatırımları vb. efsane hizmetleri ekrana yansımadı.

* Yine de emeği geçenlere çok teşekkürler…

 

MESAJ PANOSU

* “Selamünaleyküm. Kafkas Kartalı Şeyh Şamil, Erbakan Hoca’mızın ana tarafından dedesi. Bak hele! Sevdiklerini, sevdire bize... Erbakan’ın babası Sinop’ta hâkimken, Erzurumlu ilk eşi ölünce, Sinop'ta evlenmiş. Erbakan Hocam da Kamer hanımdan doğmuş… Kamer ve yıldız/Necmettin bir araya gelmiş. Bayrak olmamış mı? Tesadüf yok, evrende...” (Bahaddin Elçi)

* Bir okur şöyle bir mesaj yolladı; “İyi günler. 1 Şubat tarihli gazetede köy okulları ile ilgili yazınızı okudum. Köy okullarında ABD’nin süt tozu yerine kendi sütümüzün dağıtılacağını yazmışsınız. Marketlerde süt diye satılan şeyin tadı süt değilken, dediğiniz nasıl olacak?..”

Okur böyle diyor. Haksız mı?

Siz ne diyorsunuz?