Eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, 24 Haziran seçimleri sonrasında cezaevinden kaleme aldığı mektubunda Baş ile Atay´ın HDP´den ayrılması konusunda gündeme gelen iddialara dair, Kimse HDP´de kendini misafir olarak görmemeli, herkes HDP´nin tam da içinde ve sahibi olarak bulunduklarını idrak etmelidir" yorumunda bulunmuş ve Türkiye´nin yeni bir muhalefet partisine ihtiyacı olmadığını savunmuştu.
Eski TKP Genel Başkanı Erkan Baş ile o siyasete yakın bir sanatçı olan oyuncu Barış Atay´ın HDP´den ayrılması sürpriz bir haber değildi. İki milletvekilinin Meclis´te TİP´i temsil edeceği, seçimler öncesinde tahmin edilse de temmuz ayı sonunda ?görece´ resmiyete kavuşmuştu.
T24´e konuşan konuya yakın kaynaklar, Baş ile Atay´ın TİP saflarına katılmasıyla ilgili HDP´yle görüşmelerin gerçekleştirildiğini belirterek, ?Sorunlu bir ayrılık değil, iki tarafın da haberdar olduğu bir durum? yorumunda bulunmuştu. Yapılan resmi açıklamada da, HDP ile seçim öncesinde imzalanan protokol metninde ?ayrılma hakkı´nın bulunduğu ancak bu hakkın kullanılıp kullanılmayacağına ilerleyen günlerde karar verileceği belirtilmişti.
Peki, HDP´nin yaklaşık 2 yıldır Edirne F Tipi Cezaevi´nde tutuklu bulunan eski eş genel başkanı Selahattin Demirtaş bu konuda ne düşünüyor? Demirtaş, 10 Ağustos´ta yazdığı mektubunda, 24 Haziran seçimleri sonrasında partisini ?atalete düşülmemesi´ konusunda yer yer sert tespitlerle uyarmış ve Baş ile Atay´ın partiden ayrılması konusuna da değinmişti.
Demirtaş: Tüm vekil arkadaşlarımız HDP´yi büyütmenin arayışı içinde olmalıdır
Her ne kadar cumartesi günkü basın toplantısında konuşan HDP Eş Genel Başkanı Buldan, "Şimdi TİP´in yeniden Meclis´e dönme zamanı. İki arkadaşımız partilerine dönerek, partilerini mecliste temsil edecektir. Bu asla bir ayrılık, ayrışma değildir. HDP projesine uygun bir şekilde bir arada durma kararlılığıdır" dese ve diğer Eş Genel Başkan Temelli "TİP´in yeniden Meclis´e girmesi bu yolculuğa en büyük, en özgün katkılardan birini sağlayacak. Nasıl ki HDP bu mirasa sahip çıkıp, geçmişten gelen birikimi kendi mücadelesi içinde yapılandırıyorsa, TİP´in mücadelesi de siyaseti, mücadelemizi toplumsallaştıracaktır" yorumunda bulunsa da, Demirtaş´ın Ağustos ayında gönderdiği mektupta konuya dair şu ifadeler yer almıştı:
"Son zamanlarda, bazı milletvekili arkadaşlarımızın HDP´den ayrılıp kendi siyasi geleneklerinde çalışmalarına devam edeceklerini okuyoruz. Doğrusu, bu arkadaşlarla adaylık döneminde ne konuşulduğunu bilmiyoruz ama bize göre tüm milletvekili arkadaşlarımız HDP´yi kendi öz partileri olarak görmeli ve HDP´yi büyütmenin arayışı içinde olmalıdır.
"Kimse HDP´de kendini misafir olarak görmemeli, herkes HDP´nin tam da içinde ve sahibi olarak bulunduklarını idrak etmelidir. HDP yönetimi de bütün farklılıkların yönetimde etkili bir şekilde söz, karar ve eylem gücüne sahip olmasının önünü açmalı, en demokratik katılım ve temsiliyete imkan sağlamalıdır. Bileşen ve bileşen hukuku yerine, HDP´li kimliği ve HDP´li kurumsallığı giderek daha ciddiyetle tartışılmalı ve yerli yerine oturtulmalıdır.
"Arkadaşların hep birlikte ortak bir perspektifle hareket etmesi halkın beklentisidir"
"Türkiye muhalefetinin yeni bir partiye değil, daha güçlü bir hedefe ihtiyacı vardır. HDP bunu yapabilecek potansiyele sahip, güçlü bir halk tabanı olan, son derece önemli bir siyasi güçtür. Önemli olan bu potansiyeli doğru örgütlemek ve harekete geçirebilmektir. HDP´nin yeni Meclis grubu son derece deneyimli, birikimli, dürüst ve cesur arkadaşlardan oluşuyor. Şimdi bu farklı kesimlerden ve deneyimlerden gelen arkadaşların, hep birlikte ortak bir perspektifle hareket etmesi ve ezilenlerin öncü gücü olması halkın beklentisidir. HDP yönetimi de bu değerli ve etkili bileşeni doğru bir şekilde koordine etme ve planlama becerisi gösterebilmelidir."