Seçime doğru giderken her yanı bir sessizlik bürümüş. Bir basınç var bir itiraz, bir öfke? Yeter artık demenin saati adım adım yaklaşıyor sanırım. Buna ister dip dalga diyelim, ister öfke, ister demokratik bir isyan ne dersek diyelim bir değişim havasına ülkemiz girmiş durumda. Kaçınılmaz olarak bu dalga ile yüz yüze olacağız. Dalganın yönü neresi bilinmez ancak bu dip dalga üzerimize bütün cesareti ile geliyor burası muhakkak.
Nerden mi biliyorum bir dip dalganın geldiğini? Birçok emaresi var iktidarın yapmış olduğu mitingler taşıma seçmenlerle bile dolmaz oldu. Hele başbakanın yapmış olduğu mitingler içler acısı bir durum. İktidar artık oyun kuramıyor. Gele gele iş kek muhabbetine geldi ancak millet bu sefer keklenmemekte kararlı. Bu yüzden ne kek ne bedava çay ne yazın dağıtılan kömür ne de seçim için verilen onlarca ekonomik vaat millet artık yeter demenin vakti geldiğine inanmaya başladı.
Evet, bir dip dalga geliyor zira muhalefetin yaptığı her adım, her video her çalışma milyonlar tarafından görüş ve fikir ayrılıklarını aşarak paylaşılıyor destekleniyor. Evet, bir dip dalga geliyor zira gençler meseleye el koymaya başladı. Artık metal yorgunluğundan kurtulmanın parça değişikliği ile değil bir bütün olarak değişimle olması gerektiğinde herkes hem fikir.
Peki, bu dip dalga engellenebilir mi? Gayet mümkün ama zor. İktidar ne yapabilir? Yapabileceği şeyleri anlamak için iktidarın neye ihtiyacı var bunu sorgulamamız gerekiyor.
Anlaşılan iktidar denklemi milliyetçi ve muhafazakâr (Kürtler hariç) oyları alma noktasında kurdu. Milliyetçi oylara yönelmesinin en önemli gerekçesi Akşener ve İyi Parti´nin günden güne ivme kaybetmesi ve bu yöne giden oyların gün be gün MHP´ye geri dönmesi olsa gerek. Meral Hanım kusura kalmasın bütün hürmetimle birlikte bu söylem bu dil, itici bir dil bu söylem kucaklayan değil ötekileştiren bir dil ne yazık ki?
Ayrıca İyi Parti de oluşan erimenin bir diğer sebebi Muharrem İnce´nin beklenenden epey yukarda performans göstermesi. Öyle ki CHP´den İyi Parti´ye giden bütün oylar geri dönmüş durumda. Ancak seçime çok var ne olur belli olmaz.
Mezkûr gerekçeler iktidarı bir kandil operasyonuna yönlendirdi. Bu operasyon ne zaman planlandı bilinmez ama seçimde milliyetçi seçmene yönelik bir hamle olduğu ne yazık ki aşikâr. Son dönemde oluşturulacak milliyetçi dalga bakalım ne kadar başarılı olacak merakla bekliyoruz?
İktidarın ikinci hamlesi kuşkusuz muhafazakâr seçmene yönelik olmalı. Mesela Ayasofya´nın açılması, mesela hac ve umre fiyatlarında devasa indirimler, mesela muhafazakârlara yönelik geçmişte zulüm yapmış meşhur patronların tutuklanma ya da yakalanma kararının alınması. Bu hamle kuşkusuz Saadet Partisi´nin oluşturduğu kusursuz hamlenin geri dönüşü için yapılacak. Ancak başarılı olacağa benzemiyor. Zira seçmen kararını verdi ve artık bir Saadet dalgası geliyor.
Bir de hükümetin sessiz kaldığı bir konu var, FETÖ konusu. Bunun iki sebebi olabilir. Birincisi; kendilerinin görüşme arşivinin ortaya çıkma durumu var ise alan yumuşatmak isteyebilirler. İkincisi ise; son anda son birkaç gün kala öksüz biri adil sistemimize teslim edilebilir. Bunun etkisini artırmak için susuyor olabilirler.
Son olarak ise iktidar bir Yunan gerginliği üzerinden Batı karşıtlığı oluşturabilir. Bu karşıtlığın ederi çok. Bu karşıtlığın alıcısı her kesimden var. Bu yüzden bir batı karşıtlığı oluşturulmak için adalar meselesi kullanılabilir. Ancak bunun kampanyaya çevrilmesi biraz zor görünüyor.
Peki, muhalefet ne yapacak?
İlk önce hata yapmayacak. İkincisi iktidarın yukarıda sayılan olası hamlelerinin seçim yatırımı olduğunu yüksek sesle vurgulayacak. Üçüncüsü milletine güvenecek. Dördüncüsü ülkesi için gerektiğinde devletinin yanında durma erdemini gösterecek.
Kürt seçmene ve gençlere ulaşmanın imkânını arayacak. Kürt seçmen ve gençlerle buluşacak. Bu iki seçmen grubu kim ne derse desin seçimin sonucu belirleyecek. Kürt seçmen ülkenin hem kederi hem kaderi? Bu keder bitip saadetli günlerin gelmesi gerekiyor. Ülkenin kaderi olmaları ise kader zira mazlumlar tarihi yazar.
Başka?
Başka bir şeye gerek yok zira iktidar artık yorgun bir dövüşçü gibi hamle yapmakta zorlanıyor ve yapılan hamlelere cevap vermek için uzun süre düşünmek zorunda kalıyor.
İktidar muhakkak bir hata yapacak. Telafisi olmayan bir hata bu? Seçmene yeter artık dedirtecek bir hata? Bu yüzden sakin olun ve sadece düşünün ve çalışın.
Değişimin olacağı muhakkak. Konuşulması gereken değişimin ne zaman olacağı ve etkisinin ne kadar olacağıdır. Biz etkisinin devasa olmasını umut ediyoruz. Bir değişim geliyor kabul etsinler ya da etmesinler. Bütün olarak Anadolu bütün olarak halklar bir değişimin gerekliliğine inanmış durumda. Haydi hayırlısı. Sessizlik ilk defa hayra alamet olacak.
