Tarih: 22.11.2017 11:42

DEAŞ bittiğine göre, YPG silahları geri versin

Facebook Twitter Linked-in

Ne DEAŞ´mış arkadaş. Orta Doğu´da her kapıyı açan anahtardı. Her olay DEAŞ´la ilişkiliydi. Öyle büyük bir tehlikeydi ki, ABD ve Batı için varoluş mücadelesiydi. Barack Obama zamanında başlayarak öyle bir abartıldı ki, sanırsın DEAŞ tüm zamanların en büyük terör örgütü gibiydi.
2014 yılının sonlarından itibaren DEAŞ terör örgütü ortaya çıktı. Geri kalan bütün terör örgütleri fıs diye sönerken, DEAŞ neredeyse her taşın altından çıkıyordu. Boko Haram, El-Kaide´nin esamesi okunmuyordu. Bütün örgütler DEAŞ´a biat etmişlerdi. Batı öyle abartıyordu ki, her gün kafa kesmeler, infazlar, görüntüler yayınlanıyordu. Dünya tarihine böyle terör örgütü gelmemişti.
Batılı liderler DEAŞ´tan çok korkuyordu. Kanada´dan, İngiltere´den, Fransa´dan, her yerden akın akın insanlar DEAŞ´a katılıyordu. Ebubekir el Bağdadi değişik bir teröristti. Yöntemleri kimseye benzemiyordu. Sosyal medyayı, teknolojiyi iyi kullanıyorlardı. Mesela DEAŞ ele geçirdiği yerlerde fırınları sabaha kadar işletiyor, insanları aç bırakmıyordu. Biz bu ve buna benzer PR cümlelerini Batı medyasından okuduk. Hiçbir terör örgütünün PR´ı bu kadar yapılmadı.
Hepimiz ürktük DEAŞ´tan. Vay be dedik. Ne enteresandır, DEAŞ Irak´ta, Suriye´de ilerlerken kimse dur demedi. Ne zaman Kobani´ye geldi, ABD kıpırdadı. Kobani´ye gelene kadar niye diğer şehirlerde durdurmadınız diye kimse sormadı. 7 Haziran seçimlerinden önce Kobani olayları patlak verdi ve AK Parti seçimlerde yüzde 40´a düştü. HDP büyük güç kazanmıştı.  
John Bass giderayak gazetecilerle bir söyleşi yapmıştı. Orada kendisine şöyle bir soru soruldu: ?PKK ve YPG aynı şey Türkiye´ye göre. Bir terör örgütüne desteği aklınızda nasıl meşrulaştırıyorsunuz??
Bass cevaplamış: ?Bence 2-3 yıl öncesine geri dönüp hepimizin karşı karşıya kaldığı durumu hatırlamamız önemli. DEAŞ, Tel Abyad´da sınırın ötesinden traktörler dolusu gübre alıyordu. Ve bu gübreleri bomba yüklü kamyonlar yapıp onları Ramadi´de Irak hükûmetini devirmek üzere kullanıyordu. Biz o zamanlar bu gübrelerin Türkiye sınırına erişimini ve örgütün elemanlarını gönderip; Türkiye, ABD, Avrupa´da saldırılar düzenleme kapasitesini engellemek için kısa vadede başarılı olabilecek Suriyeli kuvvetler bulabilmek için çok uğraştık. Hükûmetim, aciliyet nedeniyle sahada o zaman elimizde olan kuvvetleri kullanmaya karar verdi. Bu, kalıcı bir anlaşma değil...?
Bakın Bass´ın söyledikleri ne kadar önemli. ?Suriyeli kuvvetler bulabilmek için çok uğraştık? ifadesi her şeyi özetlemeye yetiyor. "DEAŞ öyle büyük bir terör örgütü ki, ona karşı diğer bir örgütü silahlandırmak zorunda kaldık" diyor Bass. 
Yani ABD bilerek ve isteyerek DEAŞ´a yol verdi. Onu bahane edip YPG´yi silahlandırdı. Suriye´nin kuzeyinde bir ?devletçik? vadetti. Bizim en hassas olduğumuz konuda, bize ihanet ediyorlar. PKK´ya 3.500 tır silah verdiler. 
3-4 yıldır şunu işlediler: ?DEAŞ devasa bir terör örgütü. Ona karşı YPG´ye silah verdik.? Gelen haberlere göre geçtiğimiz ekim ayında DEAŞ, Irak ve Suriye´de etkisiz hâle getirildi. Aşırı abartılan DEAŞ bir anda havagazı oldu! Madem DEAŞ da  bitti, o zaman YPG´ye verdiğiniz silahları geri alın. Acil durumdan dolayı müttefik aradınız ve buldunuz. Sürekli bu yalanı söylüyorsunuz. 
Silahların numaralarını biliyorsunuz, geri alacağız dediniz ama almıyorsunuz. Biliyoruz ki bu silahları Türkiye´yle savaşsın diye verdiniz. Ama avucunuzu yalarsınız. YPG, ABD´ye güvenip Türkiye´ye saldırırız diyorsa sonucuna da katlanacaktır. 
Bu arada DEAŞ, koalisyon ülkelerine karşı varlık gösteremedi. Hani elinde ağır silahlar vardı? Yakıp yıkıyorlardı. Batı´nın işi kolay değildi. Bu kadar güçlü olduğu söylenen DEAŞ gibi bir terör örgütü, tek kurşun atmadan teslim bayrağını çekti. 
Meğer hepsi yalanmış. Bir palavraymış. Abartıymış. Oynanan oyunun bir parçasıymış. Uzun vadeli bir planın ayaklarından biriymiş DEAŞ. Bütün dünyayı bu yalana inandırdılar. Bakalım sonraki hamleleri ne olacak?..
 
 
Kaynak: Türkiye



Orjinal Habere Git
— HABER SONU —