Bundan önceki yazımızın başlığından da anlaşılacağı üzere, dayanışmalı ortaklık düzeni üzerinde durduk ve dedik ki; ?karşılıklı yardımlaşma ortaklık düzeni gelecektir.´
Dayanışma ortaklığı şudur. Birimize beklemediğimiz bir musibet isabet ederse birlikte ona karşı çıkacağız. Onu borçlandırmadan musibeti def edeceğiz. Hasta olursam bana yardım edilir, sağlamsam da ben yardım ederim.
Bu ortağın adı ?mümin?dir, çünkü diğer ortaklara güven sağlamıştır, kendisini de güvene almıştır. Dört çeşit iman vardır.
-İlimde iman, bilgisizlikten doğan zararları sigortalar.
-Ahlakta yani dinde iman, ihmalden doğan zararları güvenceye alır.
-Amelde yani ekonomide iman, meslekte yapılan zararları güvenceye alır.
-Siyasette/idarede yani yönetimde iman, kasten yapılan zararları güvenceye alır.
İşte sayılan bu sebeplerden dolayı herkes bir dayanışma ortaklığı içine girecek ve yaptığı işte bir zarar doğarsa birlikte tazmin edeceklerdir. Dayanışma ortaklığında salihat amel edilirken güvence verilecektir. Aksi halde salihat olmayan bir amel esnasında yapılan hatalar güvence içinde değildir.
Ayette (Enbiya, 94) ?sa´yi için küfran yoktur? ifadesi vardır. ?Küfran? nankörlük demektir. Birisi bir iyilik yapar da sen onu görmezsen ?küfür?dür. Biri sana bir iyilik yapar, sen de ona karşılık iyilik yaparsan, o da ?şükür?dür. Herkes topluluktan yardım alır, şükrünü de ona yapar. Başkasının yaptığını inkâr edip bunu ben yaptım demek küfürdür.
Bugün tüm insanlık küfür içindedir. Allah bana bunu filanın aracılığı ile yaptı diyeceksin. Ona teşekkür etmeyeceksin ama ben yaptım havasına girmemek için Allah kimin eliyle yapmışsa onu zikredeceksin. Sa´y ile ameli de karşılaştırmamız gerekir. Burada yalnız kıssalar anlatılmıyor. Bu vesile ile birçok kurallar öğretiliyor. Kur´an´ın kullandığı kelimelerle bize birçok bilgiler veriyor. Amel başkalarının yararlanması için yaptığın işlerdir. Sa´y her türlü çabadır. Amel başkaları için sa´ydır. Burada ameli salihin de sa´y olduğunu ifade etmiş olur.
Her insanın sağında bir melek, solunda bir melek vardır, kişinin sa´yini yazmaktadırlar. Yaptıkları işleri derecelendirerek günah ve sevap puanı vererek yazıyorlar. İhtilaf olursa üçüncü melek hakemlik yapar.
Biz de bu dünyada herkesin yaptığını genel hizmet olarak yazmalıyız, değerlendirerek yazmalıyız. Muhasipler arasında ihtilaf çıkarsa hakem muhasibe başvurmalıdırlar. Kayda öyle geçilir. Alacaklı yazar. Muhasibine verir. Borçlu da yazar ve muhasibine verir. Baş muhasipler muhasiplere anlatır ve kaydederler. İki kayıt uygunsa sorun kalmaz. İki muhasibin hesapları tutuyorsa kayıtlar kesinleşir. Borçlu ve alacaklı her zaman hesapları görürler. Mağdur olan hakemlere gider. Evet, bu ayet ortaklık ekonomisinin muhasebesini de ortaya koymaktadır. Kimsenin sa´yi kayıtsız kalmamalıdır. Muhasebe açık olmalıdır.
Diyelim ki Kur´an düzenine inanan biri belediye başkanı oldu. İlk yapacağı iş her yüz evin bulunduğu sokakta bir ortaklık kooperatifini kuracaktır. Bu kooperatiflerin çalışması için baştan sorumlunun yanında bir muhasip görevlendirilmelidir. Yüz ailenin tüm hesaplarını tutmaya başlamalıdır.
Her semt böylece kişilik kazanmış olacak ve burada insanların borç ve alacakları her zaman kayıt altına alınacaktır O semtteki insanlar biraz sonra zengin olmaya başlayacaklar. Herkes öyle semtlerde oturmak ve ortak olmak isteyecektir.
Diyelim ki o belediyede aşırı yolsuzluk var. Siz bunu önlemek istiyorsunuz. Önleyemezsiniz. Başbakan Bülent Ulusu; ?Biz kaçakçıların cezasını artırdık, kaçakçılık azalmadı, rüşvetin baremi yükseldi, daha çok rüşvet almaya başladılar, kaçakçılık da artarak devam etti? demişti. (Seminer notlarımızın devamında çözümler yazılmıştır...)
Yazımızı ayetin meali ile sonlandıralım: ?Kim mümin olarak salihatı amel ederse onun sa´yine küfran yoktur ve biz onun kâtibiyiz? (Enbiya, 94).