Bolu'da kurmayları ile bir araya gelen Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, "Erken seçim her an olabilir. Gelecek Partisi de erken seçime hazır olmalıdır" diyerek uyarıda bulundu. FETÖ, Pelikan, PKK ve DEAŞ'a karşı mücadelenin esas olduğunu vurgulayan Davutoğlu, bağış iddiaları ile gündeme gelen Kızılay üzerinden hükümeti eleştirdi: "Yolsuzluğa karşı iktidara gelenlerin, bugünkü yolsuzluklar karşında sessiz kalması nasıl kabul edilebilir. Bu insanların Kızılay'a sessiz kalması nasıl kabul edilebilir?"
Davutoğlu'nun açıklamalarından satır başları şöyle:
"Öyle günlerden geçiyoruz insanlar düşündüklerini saklıyorlar. Çok güzel farklı çevrelerden gelen insanları bir araya topladık. Bundan kaygı duymuyorum. Aynı çevreden gelip düşüncelerini saklayanlar arasında olmaktansa, farklı çevrelerden gelen insanlarla tartışmaya açık bir ortamda olmayı tercih ederim.
Bir parti toplumun tüm kılcal damarlarına nüfuz etmişsse amacına ulaşır. Yaklaşık 2 ay içinde 36 il başkanımız atandı. 20’ye yakın ilimizde de il binamız tutuldu, teşkilat yapılanmamız tamamlanmak üzere.
"SESİ KISILMAK İSTENEN BİR PARTİYİZ"
Sesi kısılmak istenen bir partiyiz, ama toplumla ilişkilerimiz bakımından mecliste gurubu bulunan partiler gibi çalışmalarımızı sürdürüyoruz.
Ülkenin geleceğine ilişkin kaygılar ve ülkemiz için ilkeler çerçevesinde bir araya geldik. Onun için adımızı ‘Gelecek’ koyduk. Başta Gelecek Parti kurucular kurulu kurulamaz deniyordu.
"İLKESİZLİKLE KARŞI KARŞIYAYIZ"
Bizim için dolandırıcı diye bir ifade kullanıldı. Vicdan kalmadığını görüyoruz ama akıl da mı kalmadı. Bugünlerde de her gün birkaç arkadaşımızdan baskıya uğradıkları mesajı alıyoruz. Sonunda Konya'da açılış yapıyoruz diye bize konvoy yasağı getirdiler. Hani yasaklara karşıydık.
Partimizin kuruluşundan bu yana korku iklimini sonlandırmak için elimizden geleni yaptık. Parti kuruluşumuz devletle başlamadı, insanla başladı. İlkesiz ve savrulma ile karşı karşıyayız. Temel hak ve özgürlük konusunda tam bir ilkesizlik var.
"PELİKAN'LA MÜCADELEMİZ ESASTIR"
Şu salonda Türkiye’nin her köşesinden, sınır ötesinden, farklı kökenden gelen, bütün gönül coğrafyasından insanlar var. Birinci Meclis'te böyleydi.
Benim asla kabul edemeyeceğim şey tutuklu yargılanmaktır. Bugün adeta normal yargılanma istisna haline geldi. FETÖ, Pelikan, PKK ve DEAŞ’a karşı mücadele esastır.
Kimsenin adalete talimat verir gibi konuşmaması lazım. Türkiye’de bir takım insanlar tutuklandı, Rahip Brunson ve Deniz yücel gibi. Sonra bir takım tehdit tweetleri atıldı, Brunson ve Yücel serbest bırakıldı. Hukuk bir takas meselesi değildir. Bir insanı serbest bıraktıktan sonra gözaltına alırsanız bu ilkesizliktir.
"KIZILAY'A NASIL SESSİZ KALIYORLAR"
Siyasi ahlak konusu nasıl bir savrulmadır. Yolsuzluğa karşı iktidara gelenelerin, bugünkü yolsuZluklar karşsında sessiz kalması nasıl kabul edilebilir. Bu insanların Kızılay konusunda olduğu gibi sessiz kalması nasıl kabul edilebilir. Akraba kayırmacılığının bu kadar yayıldığı bir dönem olmadı.
Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminde işini kaybedenler 1 milyon 200 bin. Hani Cumhurbaşkanlığına geçtikten sonra ekonomi uçacaktı. Çünkü ekonomiyi yönetenlerin derdi bir sonraki dönemde kimin Türkiye’yi yöneteceği konusunda PR yapmak. Enflasyon tahmini ve hedefi arasındaki farkı dahi bilmiyorlar.
Devlette bazı kimseler beş yerden maaş alıyorlar. Bu siyasi ve ekonomik yolsuzluktur. Seçilemeyenlere yada bazılarına konuşmasın diye makam veriliyor.
Faiz ve enflansyon konusunda önemli olan millete güven vermektir ama rakamlarla oynayarak millete güven veremezsiniz. TÜİK rakamları gerçeği yansıtmıyorsa, o krizi yönetmek mümkün değil. Dünya’da Türkiye’nin imajı istatistiklerle oynayan bir ülkedir.
"BEN OLSAM DERHAL GÖREVDEN ALIRDIM"
Dalgalı bir dış politika var. Dış politika tamamen Erdoğan’ın Trump ve Putin’le ilişkilerine bağlı.
Pelikan, iktidara geldiğinde Trump'a reis diyordu. Bu dönemin yüz karası Trump'ın, Erdoğan’a yazdığı mektuptur. Ben görevde olsaydım bu mektubu getiren, bu mektubu taşıyan herkesi görevden alırdım ve o mektubu o an iade ederdim.
"CUMHURBAŞKANLIĞI KRİZİ TIRMANDIRDI"
Rusya ile uçak düşürme krizi yönetilebilirdi. Ama o krizin yönetilememesinin sebebi, talimatlarıma rağmen cumhurbaşkanlığından yapılan açıklamayla krizin tırmandırılmasıydı. Rusya ile ilişkilerde daha sonra suçluluk duygusuyla hareket edildi.
Eğer Mayıs 2016’da bir genel başkanın partisi tarafından maruz kaldığı olaylar olmasaydı Türkiye’ye vize serbestisi tanınacaktı.
Son dönemdeki büyükelçi atamalarına bakanız. Milletvekili yapılamayanlar ya da tatmin edilemeyen insanların büyükelçi olarak atanırsa devlet ciddiyeti kalmaz.
"ERKEN SEÇİM HER AN OLABİLİR"
Gelecek Partisi'nde görüş ayrılıklarımız olacak ama görüş ayrılıklarımızdan korkmayalım. Ama önemli olan bunu yönetebilmek çünkü biz bir fikir kulubü ya da homojen bir topluluk değiliz.
Erken seçim her an olabilir. Gelecek Partisi de erken seçime hazır olmalıdır.
Genel merkezimiz mart sonunda açılmış olacak. Cemre Konya’da toprağa düşecek sonrası da bahar."