Başbakan Ahmet Davutoğlu, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Deniz Baykal görüşmesini olumlu bulduğunu söyleyerek, ?Görüşme koalisyon görüşmesi değildir. Sayın Cumhurbaşkanımız koalisyon müzakerelerinin parçası değildir, müzakereleri yapacak kişi değildir. Parçası haline getirmek de doğru değildir. Bu, işin doğasına aykırı olur. Koalisyon müzakerelerinde olabilecek bir tıkanmayı aşabilecek bir makamdır. Şöyle böyle kanalları açabilir, yardımcı olabilir ama koalisyon müzakereleri partiler arasındır? dedi.
Halkın koalisyon dediğini söyleyen Davutoğlu, ?Ben kırmızı çizgi tabirini hiç kullanmadım. Çünkü siyaset çizgiler değil, istikametle yürür. Hiçbir ihtimali dışlamıyoruz. Her türlü müzakereyi de açık yüreklilikle yapmaya hazırım? diye konuştu.
AK Parti?NİN DENKLEM DIŞI KALMASI TÜRKİYE?Yİ PARÇALAR
?Bütün vatandaşlarımızın, aydınlarımızın, siyasi partilerimizin başını iki elinin arasına alıp şöyle bir haritaya bakması lazım. AK Parti?nin tek başına hükümet kuramamasından dolayı zil çalıp oynayanlar için söylüyorum, şöyle bir haritaya bakın. Bu harita ne söylüyor? Türkiye?nin bütününde var olan tek parti hala AK Parti. Bir parti doğu, bir parti batının kenarına sıkışmış. AK Parti, 56 vilayette birinciyiz. CHP takriben 37 vilayette vekil çıkaramadı, MHP 35 vilayette, HDP 55-56 yerde çıkaramadı. AK Parti?nin denklem dışına çıkması, Türkiye yarı Irak, Lübnan gibi etnik ve mezhep kimlikleri gibi politika inşa eden partilerin eline kalır ki, böyle bir şey Türkiye?nin zihnen parçalanması anlamına gelir.
MİLLETE KÜSÜLMEZ
Biz iddialı bir partiyiz. Bizim hiçbir zaman beklentimiz, tek parti iktidarından daha az olmaz. CHP için yüzde 35 başarıdır. Şu an 10 puan gerisinde. Bizim hedefimiz tek parti hükümetiydi. Ama milletimiz ne derse o. Millete sitem edilmez, küsülmez, millet ne derse doğru olan odur. Yani AK Parti?nin 49?lardan, yüzde 43,5 civarında oylarının yüzde 41?e gerilemiş olması, bizim muhasebe etmemiz gereken bir olgudur. Hiçbir seçim neticesi dolayısıyla, millete sitem duygusu içinde olmadık. Milletimizin verdiği karar doğrudur.
YÜZDE 41 BAŞARIDIR
Hiçbir arkadaşımızın millete dönük bir sitem cümlesini duymak istemem. Milletimiz doğru karar vermiştir. Bunu doğru okumamız lazım. Yüzde 41 başarıdır, kimsenin kendi yenilgisinden başarı çıkarmaması lazım. Yüzde 26?da istifa ederim diyen Kılıçdaroğlu, 25?e başarı diyorsa, başkasının başarısından hisse çıkarıyor demektir. 16 puan fark var, bu batı demokrasilerinde büyük bir farktır. 1960?tan bu yana yüzde 40?ı bizim dışımızda sadece Ecevit ve Özal geçti. Dolayısıyla onların tarihi zaferi olarak gördüğü oran, AK Parti?ye şimdi yenilgi gibi gösterilemez. Mesela yüzde 41 oranla biz, CHP yüzde 30, MHP 20 alsaydı, HDP barajdan geçmemiş olsaydı, AK Parti 310 vekil çıkarırdı. 12 yıllık bir iktidardan sonra, yedi cephenin saldırısı altında AK Parti?nin elde ettiği netice önemli bir başarısıdır. Hükümet kurma sorumluluğunu AK Parti?ye vermiştir milletimiz.
HİÇBİR İHTİMALİ DIŞLAMIYORUZ
Yeni günün gereği ne? O tabloyu realist şekilde alırız. Meşruiyet sınırları içinde, Türkiye için en doğrusu neyse onun arayışına girdik. Hiçbir ihtimali de dışlamıyoruz. Aynı gece sayın Bahçeli bütün kapıları kapattı. HDP bütün kapıları kapattı. CHP ?AK Parti dışında kapı açık? dedi. Ben bütün bu açıklamalara rağmen bunu söylüyorum.
HERKES EVİNDE RAHAT UYUSUN
Bir anlık dahi kaotik bir tabloya izin vermeyiz. Buradan halkımıza seslenmek istiyorum, müsterih olsunlar. Bakın, bir taraftan Bakanlar Kurulu olarak toplandık, bir taraftan da bakanlarla toplanıp ekonomiyle ilgili alınması gereken talimatı verdim. Nerede kaldık deyip yola devam ederiz. Yeter ki en ufak, bir dakika bile kayıp olmasın. Hükümet işleyişinde hiçbir aksama olmayacak. Piyasalara söylüyorum, iş adamlarımıza söylüyorum, STK?lara sesleniyorum herkes evinde rahat uyusun. O tecelli eden şeyi doğru anlayıp yolumuza devam ederiz. Süreklilikte sıkıntı olmaz.
BİR TEK BÜROKRAT İŞİNİ AKSATIRSA
Cumhurbaşkanımıza istifayı verdim, tekrar görevlendirildim. Bu geçici hükümet falan değil. Bürokrasiye de talimat verdim. Bir tek bürokrat işini aksatırsa, işini aksatan bürokrat, veya yavaşlatan bürokrat veya herhangi bir kesim, buna izin verilmeyecektir. Son ana kadar biz görevimizi yapacağız.
ÜLKENİN KADERİ BİZİM ELİMİZDE
Bütün partiler, hepsi açıklama yaptılar AK Parti ile olmaz türünden. Onların açıklamalarına rağmen söylüyorum. O gün CHP?ye oy vermiş vatandaşlarım, takdiriniz başımızın üstündedir. İster koalisyon ister hükümet. Nihayet iktidar olmadan hizmet edilmesi. HDP ise var olan zafer sarhoşluğu içinde kendi şeylerini dikte etmeye çalışıyor. Kurulları işlettim. Biz başarılıyız. Ülkenin kaderi de bizim elimizde. Şimdi koalisyonu da ancak ve ancak biz yürütürüz. Diğerleri yol kapatmayı denerse, her ihtimali de düşünürüz. Diğer partiler işbirliği yaparsa bunu konuşuruz. Hiçbir opsiyonu dışlamadan. Ama bu olmuyorsa, onlar kendi aralarında bir şey yapacaksa ona da açığız. Önemli olan meşruiyet sınırları içinde kalmak.
KIRMIZI ÇİZGİMİZ YOK
Samimiyet olmalı. Kimsenin tiyatro oynamaması lazım. Her muhalefet partisi ile görüşmemi ilkeli yapacağım. Her türlü müzakereyi de açık yüreklilikle yapmaya hazırım. Ben kırmızı çizgi tabirini hiç kullanmadım. Çünkü siyaset çizgiler değil, istikametle yürür. Bize rağmen birisi kaosa oynarsa karşılarında dururuz. Uzlaşı gerekiyorsa koalisyon için ona da hazırız. Kırmızı çizgilerden daha çok, ahlaki, siyasi ilkelerimiz var.
BENİM DIŞIMDA KİMSE ŞU İHTİMALE KAPALIYIZ AÇIĞIZ DİYEMEZ
Biz şunu yapmayız, bunu yaparız, köşe yazarı üzerinden, partinin yetkili organları ve benim dışımda, çok açık söylüyorum, kimse şu ihtimale kapalıyız, açığız diyemez. Ama ahlaki ilkelerimiz var, siyasi ilkelerimiz var.
HALK KOALİSYON DEDİ
Burada da en önemli şeylerden birisi, siyasetin normalleşmesi lazım. Gerilim ortamından, çatışma ortamından çıkılması lazım. Yeni bir gün doğdu. Artık yeni şeyler söylemek lazım cancağızım diyor Mevlana. Bizim için seçim dönemindeki tartışmalar bitmiştir. Herkesin kendi muhasebesini yapması lazım. Biz her zaman koalisyona karşı çıktık. Halkımıza da bunu anlattık. Koalisyonlarla ülke 90?lı yıllarda zarar etti. Koalisyon iyi değil dedik. Ama halk dedi ki, sen böyle diyorsun ama benim tercihim koalisyondur.
KOALİSYONUN OLABİLECEK EN İYİSİNİ YAPARIZ
Önce halkın tercihinin gerektiğini yaparız. Ama bu tercihi uygun gördüğümüz anlamına da gelmez. Koalisyonlar Türkiye?ye zaman kaybettirir. Ancak, koalisyonsa en iyisini yapmaya çalışırız. O olmadığında, yine meşruiyet sınırları içinde neyi yapmak gerekiyorsa onu yaparız. Ama tek parti hızında gitmek mümkün değil koalisyonlarda. İki bürokratın bile çalışması zaman alır ama olabileceğin en iyisini yapacağız.
HDP TERÖRÜ KABUL ETMİYORUM DEMELİ
HDP, büyük bir şenlik içindeler. Hayırlı olsun yüzde 13. Şimdi ispat vakti. Seçim kampanyası döneminde yapmadıklarını şimdi yapmaları lazım. Nişantaşı?nda en yüksek oyu almışsa, Marksist Leninist çizgiden yönünü değiştirip, tek tipçi anlayıştan yönünü değiştirip, Türkiyelileşme noktasına gidecekse, ?ben şiddeti terörü kabul etmiyorum? demeli. PKK?yı seçim döneminde bile kullandılar. Baskı yaptılar vesaire. Ama yeni tabloda demesi lazım ki, şimdi dönüp ?ey PKK artık ben meşru bir partiyim, silahları bırak? demesi lazım. Ben HDP?ye fırsat gibi bakan bütün aydınlara, seçmenlere söylüyorum, şimdi senden silahları bırak demeni bekliyorum. Eğer bunu demezse, verilen ödünç oylara ihanet etmiş olur. Türkiye?de artık hiç kimse terör istemiyor.
HDP TEK BAŞINA SÜRECİ DEVAM ETTİREBİLİR
Biz siyasi bedeli ne olursa olsun, çözüm sürecini devam ettirdik. Çözüm sürecinin devamı, koalisyonu kiminle yapacağımıza bağlı. HDP?nin de düşünmesi lazım. Şimdi adım atabilirler. Bir tek onların elinde, biz tek başımıza şu veya bu yönde bir şey söylemeyiz. Yeni hükümet kurulana kadar aynen devam ettiririm. Ama yeni koalisyon nasıl olacaksa onlarla konuşacağız. Ama HDP yapabilir, ben artık terörün yanında değilim diyebilir. HDP?nin yapacağı bir şey var, o çok güzel şeyler söylemlerle kendini barış sembolü olarak gösteren HDP eş başkanları çıkıp PKK silah bıraksın demeliler.
GEREKİRSE TEKRAR MİLLETE GİDERİZ
Bu seçim bir sonuç üretmedi hemen erken seçime gidelim demek milletin verdiği göreve saygısızlık olur. Diğer partiler bütünüyle kapatırsa yolları o zaman millete dönerim. Meclis kapalı kalacak değil, yeni talimatın ne diye millete sorarız.
BAŞKANLIK SİSTEMİNE HALK YETKİ VERMEDİ
Parlamenter sisteme karşı değilim hiçbir zaman da olmadım. Türkiye?de 12 Eylül yönetimi çarpık bir sistem kurdular. Yetkiler öylesine paylaşılmıştır ki parlamentonun dışındadır bütün yetkiler. Başkanlık sistemine geçmek istedik ama buna halk yetki vermedi. Şu anda yeni bir tablo var, herkes bu tabloyu var olan sistem içinde yönetmekle zorunludur.
SİSTEM DEĞİŞMEDİĞİNE GÖRE TAŞLAR YERİNE OTURMALI
Cumhurbaşkanlığı makamının tartışma konusu yapılmaması lazım. Cumhurbaşkanının herkesi sorumluluğa davet ettiği tutumunun karşılık bulması lazım. Cumhurbaşkanını yok saymak, mekan tartışması yapmak belirsizliği artırır. Cumhurbaşkanımızın pazartesi günkü yapmış olduğu açıklamayı bütün partilerin iyice okumasını dilerim. Sayın Cumhurbaşkanımız bu tutumuyla krizi çözen bir makamdır. Rolleri dağıtacak ve yönetecek kişi Cumhurbaşkanıdır. Kişi nerede ise makamı orasıdır. Sistem değişmediğine göre artık taşların yerine oturtulması lazım. Herkes kendi görevini yetki ve sorumlulukları dahilinde üzerine düşeni yaparsa bir uzlaşı doğar.
CUMHURBAŞKANINI KOALİSYONUN PARÇASI YAPMAK DOĞRU DEĞİL
Sayın Cumhurbaşkanımızın Sayın Baykal ile, ilk meclisi açacak olan kişiyle görüşmesi, olumludur. Ha koalisyon partiler arası olur. Sayın Cumhurbaşkanımız krizi çözmek için gerektiği anda devreye girer. Koalisyon müzakereleri AK Parti ile CHP, MHP arasındadır. HDP ile diğerleri arasındadır vs. Koalisyon müzakeresi olmaz bu. Koalisyon müzakerelerinin doğası partiler arasındadır. Cumhurbaşkanımız koalisyon müzakerelerinin parçası değildir. Müzakereleri yapacak kişi de değildir. Parçası haline getirmek de doğru değildir. Bu, işin doğasına aykırı olur. Cumhurbaşkanımız koalisyon müzakerelerinde olabilecek bir tıkanmayı aşabilecek bir makamdır. Şöyle böyle kanalları açabilir, yardımcı olabilir ama koalisyon müzakereleri partiler arasındadır ve partiler arasında olması parlamenter demokrasinin bir gereğidir. Onun için herkesle biz görüşürüz, herkes de bizle görüşür. Ama Cumhurbaşkanımızın Baykal ile görüşmesi, koalisyon müzakeresi değildir. Herhangi bir şekilde mesaj iletme de değildir. Bu işin doğasına da aykırı olur. Yeni meclisin en yaşlı üyesi vasfıyla yürütülen bir toplantıdır.?