Davutoğlu Şırnak'ta konuştu: Anadilde eğitim lütuf değil bir haktır

Şırnak'ta STK ve kanaat önderleri ile bir araya gelen GPGenel Başkanı Ahmet Davutoğlu, anadilin önemine vurgu yaparak, "Anadilde konuşma, eğitim yapma insanlara verilen bir lütuf değil, Allah tarafından verilen bir haktır." dedi.

Davutoğlu Şırnak

Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, Şırnak'taki temasları kapsamında sivil toplum kuruluşları ve kanaat önderleri ile bir araya geldi. Davutoğlu burada yaptığı konuşmada, "Ortadoğu otoriter düzenlerine benzer şekilde, ülkeyi yönetenlerin resimlerinin, isimlerinin her yere yazılıyor, gerçekten hicap duydum bugün Şırnak'ta, daha önce Diyarbakır'da, Samsun'da, birçok yerde gördüm" dedi.

Cumhurbaşkanı'nın resimlerinin her yerde sokaklarda, sürekli ve daimi olarak bulunmasının demokratik sistemlerde görülen bir uygulama olmadığını söyleyen Davutoğlu, "Biz bunu Suriye'de, Mısır'da başka yerlerde gördük. 12 Eylül döneminde de gördük. Nedir bu merak? Ne zaman çıkar bu merak biliyor musunuz? Sistem otoriterleşmişse, milletin özünden, ruhunda kopulmuşsa, milletin kalbine ismini yazdıramayanlar dağa, taşa, binaya, çevreye isimlerini, resimlerini asmaya başlarlar" ifadelerini kullandı.

"Tek tipçiliğe karşı çoğulcu, tek adama karşı ortak akılla davranan bir kültür, ötekileştirmeye, dışlamaya karşı kapsayıcı bir demokrasi anlayışı, yolsuzluklara karşı siyasi ahlak, dünyaya kapalılığa karşı özgürlükçü, demokrat yeni bir Türkiye" ifadeleri kullanan Davutoğlu, gelecek seçimlerde oyların sadece partilere verilmeyeceğini ifade ederek, şöyle dedi:

"Özellikle bunu Doğuda ve Güneydoğuda zikrediyorum, çünkü Türkiye'de otoriterleşmeyi tahrik edenler, kökleştirmek isteyenler önce Doğuda, Güneydoğuda gerginliği tırmandırmayı tercih ettiler geçmişte de, şimdi de."

"GELECEK PARTİSİ'NİN VİZYONU AÇIK"

Gelecek Partisi'nin vizyonunun açık olduğunu ileri süren Davutoğlu, "Vatandaşların eşit vatandaşlık ilkesi etrafında bir araya geldiği, insan hak özgürlüklerinin teminat altına alındığı, kültürel hakların hiçbir ayrımcılık olmadan yaşandığı, yolsuzlukların engellendiği bir yeni Türkiye vizyonu. Bir taraftan bugün çok sevindim, İdil'de, Şırnak'ta ve şimdi Cizre'de, büyük bir muhabbet ortamı gördüm. Bu diyarlara aşık birisi olarak gördüğüm muhabbetten, sevgiden büyük bir mutluluk duydum. Buralara ilim adamı olarak geldim, Dışişleri Bakanı olarak geldim, Başbakan olarak geldim, Başbakanlığı bıraktıktan sonra konferanslar için geldim ve şimdi Gelecek Partisi lideri olarak geldim. Her seferinde bu yöre insanının misafirperverliğini, asaletini gördüm. Üzüntü duyduğum husus ise şu; her yere sirayet etmiş bir karamsarlık gördüm. 'Nerede okuyorsun' dediğim gençlerde, 'Sonra ne olacağımız önemli' diyen soru işaretleriyle karşılaştım. İdil'de esnaf Abdullah bey, öğlen 3'e kadar tek bir siftah yapmadım dedi" dedi.

"BU ÜLKEDE BARIŞ OLACAKSA..."

"Türkiye'de, Ankara'da öyle çevreler var ki, sanki devletin sahibi onlar, bu ülkenin geleceğinin ne olacağını tayin etme hakkına sahip onlarmış gibi hepimize parmak sallıyorlar. Parmak sallayarak vatandaşlardan üstün bir yerde olduğunu iddia etmeye çalışıyorlar" diyen Davutoğlu, "Sayın Erdoğan'a ve Sayın Bahçeli'ye buradan sesleniyorum, sizler bu ülkenin sahibi değilsiniz, sizler 84 milyonun kaderine tek başına hükmetme hakkına da sahip değilsiniz. Sizin bu ülkedeki hakkınız 84 milyonda birdir. Her şeyi tekleştirmeye çalışanlara karşı, biz herkesi birleşmeye çağırıyoruz. Birinci ilke, eşit vatandaşlık bilinciyle buluşmamız. 'Milli beka', 'Beka tehdidi' dedikleri hususta da şunu zikredelim; evet, zor coğrafyalarda askeri gücün olması lazım, ama bekamızı koruyacak olan sadece askeri güç değildir, ortak aidiyet bilincidir, hepimizin bu ülkeye kendimizi ait hissetmemizdir" dedi.

Davutoğlu, "Bu ülkede barış olacaksa -ki olacak- kalıcı olacaksa -ki kalıcı olacak- Kürtlerin haklarını Türkler, Alevilerin haklarını Sünniler korumaya ve savunmaya başladıkları zaman olacak" dedi.

ANADİL VURGUSU

Konuşmasında anadilin önemine vurgu yapan Davutoğlu, "İlk defa bir partinin programına, anadilde eğitim hakkı amasız ve fakatsız bir şekilde yazıldı. Anadilde konuşma, eğitim yapma insanlara verilen bir lütuf değil, Allah tarafından verilen bir haktır ve bu hak tartışma konusu yapılamaz" dedi.