Doğru Haber Gazetesi'inden Yusuf Can'ın 'konuya dair' haber yorum'u...
Herhangi bir seçim yaşamadığı için usta kaptanlardan olup olmadığı daha tam netleşmeyen eski başbakanlardan Sn. Ahmet Davutoğlu Karar Gazetesine verdiği bir röportajda ilginç şeyler söylemiş.
Yaptığı değerlendirmelerde;
"Dokunulmazlıkların kalkması sürecinde nisan-mayıs aylarında, çünkü kamu düzenini yok eden 6-8 Ekim’de olduğu gibi ve en çok da bölgedeki Kürt vatandaşlarımızın haklarını ihlal eden çukur barikatlara karşı bir terörle mücadele yürütüyorduk.”
Derken az sonra konu Selahaddin Demirtaş’ın tutukluluğu konusuna gelince şu cevabı vermiş:
“Onların siyasal haklarını savunmak da benim görevim. Ve bu onlarla ihtilaf etsem bile onlara oy veren vatandaşlara saygımın bir gereği olarak haklarını savunurum. Bütün bunları şunun için söylüyorum; ister Demirtaş olsun, ister kim olursa olsun bu ilkeler onlar için geçerlidir.
Bu bağlamda tutuklu yargılamaya zaten esastan karşı olduğum için ve siyasi mücadelenin siyasal alanda olması gerektiğini düşündüğüm için Demirtaş’ın tutuklu olmasına ne ben ne partim bu çerçevede onay vermez yani olumlu görmez."
Bu röportajda birbirine aykırı gibi duran iki yorum var. Sn. Davutoğlu bir yandan
“Kamu düzenini yok eden 6-8 Ekim’de olduğu gibi ve en çok da bölgedeki Kürt vatandaşlarımızın haklarını ihlal eden çukur barikatlara karşı bir terörle mücadele yürütüyorduk” diyor, diğeri yandan,
“Demirtaş’ın tutuklu olmasına ne ben ne partim bu çerçevede onay vermez yani olumlu görmez" diyor.
Eskilerin deyimiyle “Bu ne perhiz ne lahana turşusu!” diyesi geliyor insanın.
6-8 Ekim olaylarının baş müsebbibinin Demirtaş ve ekibi olduğunu en iyi bilmesi gereken Davutoğlu iken ve çıkan olayların yıkıcı etkisini en iyi kendisi biliyor iken şimdi çıkıp Demirtaş’ın tutuksuz yargılanması gerektiğinden bahsediyor.
6-8 Ekim olaylarında Türkiye genelinde meydana gelen olaylarda milyarlarca liralık zarar bir yana resmi makamların açıklamalarına göre 50’den fazla insan hayatını kaybetmiş, bunların içinde Yasin Börü ve arkadaşlarının hunharca katledilişleri hafızalarda ayrıca yer edinmişti.
Yasin Börü ve arkdaşlarının isimlerini her platformda kullanıp onlara yapılan bu zulmün hesabını sormaya gelince “Demokrasi” deyip sus pus kesilmek biraz ilginç değil mi?
Şehid aileleri davacı olup, Demirtaş’ın asli olarak 6-8 Ekim olaylarının faili olarak yargılanması gerektiğini her platformda dile getirmelerine rağmen o gün yaşanan olayların Ankara’daki canlı takipçisi olan Sn. Davutoğlu’nun “SİYASİ RANT” uğruna bu söylemi gerçekleştirmediği umulur.