Ebû Hureyre (r.a) anlatıyor. Efendimiz (s.a.s) buyurdu ki:
Kıyamet günü üç kişinin hesabı öncelikli olarak görülür. Bunlardan birisi Allah´ın kendisine dünyadayken her çeşit mal, nimet ve imkân verdiği bir zengindir. Bu zengine kıyamet günü sorgu sual esnasında dünyadayken kendisine verilen mal ve imkânlar hatırlatılarak, Allah´ın verdiği bu nimetlere karşılık olarak ne yaptığı sorulur. O da verilen nimetleri hatırlar ve itiraf eder, ?Allah´ın rızasını kazanmak için hiçbir yerden esirgemedim, harcadım ve dağıttım? der. Ona ?yalan söylüyorsun! Evet, malını dağıttın ve harcadın ama bütün bunları ne de cömert bir adam desinler diye yaptın? denir. Zaten sana da dünyada ne de cömert bir adam dediler. (Yani yaptığının karşılığını dünyada bu övgüyle elde ettin, zaten asıl hedefin de Allah´ın rızası değil, insanlardan bu övgüyü duyabilmekti.) Emredilir ve bu adam yüzüstü cehenneme atılır.
Hesabı ilk olarak görülecek bu üç kişiden birisi de Allah´ın kendisine ilim verdiği bir âlimdir. (İlim adamıdır, hafızdır veya hocaefendidir.) Ona da dünyadayken Allah´ın kendisine verdiği bu ilim nimetine karşılık olarak ne yaptığı sorulur. O da ?Allah´ın rızasını kazanmak için ilim öğrendim, öğrettim (talebe yetiştirdim), Kur´an okudum? der. Ona da ?yalan söylüyorsun! Evet Kur´an okudun, ilim öğrettin ama bütün bunları ne de bilgili bir âlim, ne de güzel Kur´an okuyor desinler diye yaptın? denir. Zaten sana da dünyada ne de büyük bir âlim dediler. (Yani yaptığının karşılığını dünyada bu övgülerle elde ettin, zaten asıl hedefin de Allah´ın rızası değil, insanlardan bu övgüleri duyabilmekti.) Emredilir ve bu adam da yüzüstü cehenneme atılır.
En son, şehit edilmiş birisi huzura getirilir. Dünyadayken kendisine verilen nimetler hatırlatılır ve bu nimetlere karşı en yaptığı sorulur. O da şehit düşünceye kadar Allah yolunda cihad ettiğini, çalıştığını söyler. Ona da ?yalan söylüyorsun! Evet, sen tüm bunları yaptın ama ne de kahraman (fedakar, yiğit, cesur) bir adam desinler diye yaptın? denir. Zaten dünyada da sana ne de kahraman bir adam dediler. (Yani yaptığının karşılığını dünyada bu övgülerle elde ettin, zaten asıl hedefin de Allah´ın rızası değil, insanlardan bu övgüleri duyabilmekti.) Emredilir ve bu adam da yüzüstü cehenneme atılır. (Müslim)
Efendimiz´in (s.a.s) bu hadisinde belirttiği gibi dava damlarını bekleyen en büyük tehlike, yaptıklarını Allah için değil de, görsünler, bilsinler, sevsinler, övsünler ve desinler için yaparak tüm ömrünü boşa tüketmesidir.
Dava adamlarını bekleyen en büyük tehlike, koca bir ömür boyunca cennetini biriktirdiğini düşünürken, ihlas ayarlarındaki sapma nedeniyle yüzüstü cehenneme atılmasıdır.
Dava adamını bekleyen en büyük tehlike, milyonlarca lira harcamasına, el uzatmadık fakir, fukara bırakmamasına, yüzlerce talebe yetiştirmesine, binlerce konferans, vaaz ve sohbet vermesine ve hatta canını dahi ortaya koymasına rağmen yüzüstü cehenneme sürüklenmesidir.
Dava adamını bekleyen en büyük tehlike, saçını sakalını bu yolda ağartıp, yıllarca çile çekip, kırk yıllık dava adamı olarak anılmasına rağmen niyet frekansındaki milimetrik sapma nedeniyle cehenneme düşmesidir.
Dava adamının en büyük sermayesi ihlasıdır. İhlasını kaybedenin kaybedecek bir şeyi kalmamış demektir. Allah bizi bu korkunç sondan muhafaza eylesin.
