Daren Acemoğlu ile Şirin Payzın’ın T24’teki sohbeti uluslararası tanınırlığı haiz ekonomistimizin Boğaziçi Üniversite’sindeki kitap tanıtımından önceye sığmış.
Daha basılmamış son kitabın taslak metni, Payzın’ın elindeydi. D&R’ı yandaş medyaya satan Aydın Doğan’ın, Doğan Kitap’ı muhafaza ederek bu kabil eserlere hayat vermesini önemsiyorum.
Gerek mağaza gerekse internet satışında ‘İktidar Yancısı’ medyanın yarattığı antipati, bizi kitaptan soğutmasa iyi olacak.
Bu konuda en taze gelişme çok sayıda yayınevinin ortak girişimi olan YayKoop.
Kitap sektörünün AKP ile imtihanını ayrı bir yazı konusu olarak kenara koymak lazım.
Daron Hoca’nın, Şirin Payzın’a anlattıklarını zamanı olan olmayan herkes 4 kulak dinlemeli.
Ben 2 kez dinledim/izledim.
Her gün yazmamın üzerine bana zaman zaman eleştiri getiren dostlarıma, hiçbir zaman hak vermedim. Benim için her gün yazmak ülkenin ekmek su gibi ihtiyaç duyduğu kavramlara, değerlere kavuşması için bir mecburiyet.
Daron Acemoğlu’nun değindiği konuların şükür ki tamamına da ben hergün yazmanın konforu ile değinmişim.
‘Sözde merkez özde merkezden kumandalı medya’nın yazarları için Daron Acemoğlu ile kesişmek ne kadar uzak bir olasılıksa, benim için de o kadar kolay bir iş.
Sonuçta; dünyanın hakkını teslim ettiği Daron Hoca mı sahibinin sesi, TV ve Gazeteler mi? Tabii ki ilki.
Daron Acemoğlu konuya devlet mi toplum mu çelişkisinden giriş yaptı. Açıkçası “sessiz çoğunluğun sesiyiz” diyerek toplumun sözcülüğüne soyunanların ifşa olduğu bu halde, toplumu mümkün olduğunca güçsüzleştirmeye çalışan siyasi iktidara ciddi mesajlar vardı.
Devleti eğitimde neredeyse sıfıra indiren sağlıkta ise kamusal kaynakları tüketmeyi tercih eden anlayışları sorguladı.
Daron Hoca’nın hem devleti hem toplumu güçlü kılmak üzerine ortaya koyduğu perspektife dair, ben de bolca yazmıştım.
Devlet-Toplum tartışması bizi dünyanın öbür ucuna götürdü. Örnek Çin’dendi. Uygurlar için bile ABD kadar tepki gösteremediğimiz Çin (ya da Rusya) modelinin hiç de matah olmadığının, üretimin yaratıcı yönüne prim vermeyen Çin ve benzeri otoriter modellerin sürdürülebilir olmadığının altını çizdi.
Ben de Çin’e özenen iktidarın çelişkilerini yazıya dökmüştüm.
Toplumun ancak özgür bir medya ile özgürleşebileceğinin altını çizen Acemoğlu’nun, bu hassasiyetini zaten adı yandaş olan medyanın paylaşması bir hayal. Bense neredeyse onlarca yazı yazdım buna dair.
Ülkemizde medya sefaletine eşlik eden bitmez tükenmez komplo senaryoları da gündeme geldi. İyiliği kendinden sıkıntıyı dıştan belleyen iktidar anlayışının manasızlığı da başlıklar arasında zikredildi.
Herşeyi Bizans Oyununa bağlayanlar için son derece net bir yüzleşme oldu bu; ifade etmek lazım.
Dünyaya ayar verip, kendi çifte standardını dikkate almayanlar yani tekliğe prim verenler de, Hocanın üzerinde durduğu başlıklar arasındaydı.
Bu konu benim için aslında her zaman iç sıkıntısı olan dünya 5’ten büyük ama iş Türkiye’ye gelince “benden büyük yok” tavrının sorgulanması idi.
Bir iktisatçi olarak bu konuda söyleyeceklerine kulak kabartılması gereken bir kişi varsa o da Daron Hoca olmalı. İnşaat ekonomisini ve gelir eşitsizliğini kalıcılaştıran politikaları kısa cümlelerle işaretledi. Ben ise bu konulara defalarca yazılarımda yer vermenin ve daha verecek olmanın hüznü içindeyim. Aklın yolu neden dünyada tek de, bizde bu kadar çapraşık.
Sohbetin sonunda konu dönüp yine özgürlüğe geldi. Ülkeyi geçici vergilerle; yaratıcı, üretken ve sermaye birikimi potansiyeli olan insanlardan uzaklaştıran mantık, bir kez daha sorgulandı. Tıpkı benim de çokça yazdığım gibi.
Dünyada esen yeni sol rüzgarın aslında insanın özgürlük arayışından ibaret olduğunu anlatarak sözlerini nihayetlendirdi. Ben bu durumu Tunceli’de TKP belediyeyi kazanırken, ülkenin karanlık reel sosyalizm günlerine özenen yönetme anlayışı ile tasvir etmiştim.
Devlet ve Toplum arasındaki dar koridorda belirsizlik içindeki güncel karmaşıklığı, Daron Acemoğlu’ndan mutlaka dinleyin.
Ülke gündemine dair her gün yazma kaygımın, Daron Hoca’nın işaret ettiği her alana değmiş olmasına bir taraftan sevinirken, diğer taraftan alınacak yolun büyüklüğü ile gözüm korkuyor.
Haklı olmanın umutsuz olmaya izin vermeyeceğini düşünüyorum.
Umutsuz olmaya hakkı olmayanlar arasına, kendi adımı büyük harflerle yazıyorum.
Not: Her gün yazan bir yazar olarak Daron Hocanın anlattıkları ile kesişen yazılarımından ilk aklıma gelenleri başlıklara göre tasnif ettim. Meraklısına;
DEVLET –TOPLUM İLİŞKİSİNE DAİR
https://www.ocakmedya.com/vergilerle-kredi-karti-borcu-odeyip-konser-dinletmek-ezelden-ebede-devlet-ana/
https://www.ocakmedya.com/cihangirde-gokkusagi-iftari-kamusal-griye-karsi-muhabbetin-renkleri/
ÖZGÜR MEDYAYA DAİR
https://www.ocakmedya.com/ortada-medya-da-yok-tehdit-de/
https://www.ocakmedya.com/yuzemez-yunuslar-havuz-icinde-bir-mahsuni-sarkisindan-ozgur-basina-yol-cizmek/
DÜNYA SİSTEMİ VE OTORİTERLİĞE DAİR
https://www.ocakmedya.com/cin-irana-demokrasi-ve-insan-haklari-dersi-veriyor/
https://www.ocakmedya.com/tarihin-sonu-ve-dejavu/
https://www.ocakmedya.com/gucleri-sadece-helene-yetiyor/
KOMPLO TEORİLERİNE DAİR
https://www.ocakmedya.com/anguslar-da-bizans-oyunu-mu/
DÜNYANIN KÜRESEL EŞİTLİĞİNE DAİR
https://www.ocakmedya.com/tesekkurler-bay-cerf-ve-bay-kahn-dunya-sizinle-gurur-duyuyor/
TEKÇİ SİYASETE DAİR
https://www.ocakmedya.com/dunya-5ten-turkiye-ise-1-veya-2den-buyuktur/
EKONOMİYE DAİR
https://www.ocakmedya.com/secimin-betona-diyecegi-var-mi/
https://www.ocakmedya.com/bize-acil-ekonomiye-giris-kitabi-lazim/
https://www.ocakmedya.com/sizi-hur-tesebbuscu-sanmistik-siki-devletciymissiniz/
https://www.ocakmedya.com/ey-sagcilar-bunu-da-aciklayin-bakalim-enerji-ve-insaat-sektorunde-46-milyarlik-delik/
https://www.ocakmedya.com/boyle-mi-vatansever-olunur/
BEYİN GÖÇÜNE DAİR
https://www.ocakmedya.com/secimlere-giderken-endiseli-vatandasin-hali/
ÖZGÜRLÜĞE DAİR
https://www.ocakmedya.com/bir-pazar-yazisi-martilar-kadar-ozgur-insanlarin-sehri/
YENİ İDEOLOJİK ANLAYIŞLARA DAİR
https://www.ocakmedya.com/ulkeye-hem-komunizm-hem-reel-sosyalizm-beraber-geldi/
