Alparslan Arslan hükümlü bulunduğu Maltepe Cezaevi’nde intihar etti. Avukatlık yapan Alparslan Arslan, 17 Mayıs 2006 tarihinde Danıştay 2. Dairesi’ne silahlı saldırı düzenlemişti. Arslan’ın saldırısında dört Danıştay üyesi yaralanmış ve hâkim Mustafa Yücel Özbilgin hayatını kaybetmişti.
Kaldırıldığı Kartal Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde kurtarılamayan Arslan’ın çöp poşetlerini birleştirerek kendisini tavana astığı öğrenildi.
Halk TV’den Seyhan Avşar, Başsavcılık kaynaklarına dayanarak Arslan’ın uzun bir süredir öz bakımını dahi yapmadığını yazdı.
Danıştay 2. Dairesi üyelerine yönelik silahlı saldırıyla ilgili davanın görülmesine, 11 Ağustos 2006’da başlandı. Ankara 23. Ağır Ceza Mahkemesi, Danıştay saldırısının faili Alparslan Arslan’a, Danıştay üyesi Mustafa Yücel Özbilgin’e yönelik eylemine ilişkin “kamu görevlisini yerine getirdiği görev nedeniyle tasarlayarak öldürmek” suçundan “ağırlaştırılmış müebbet”, silahla yaraladığı dönemin Danıştay 2. Daire Başkanı Mustafa Birden, üyeler Ayla Gönenç ve Ayfer Özdemir ile tetkik hakimi Ahmet Çobanoğlu’na yönelik eylemlerine ilişkin “kamu görevlisini tasarlayarak öldürmeye teşebbüs” suçundan 72 yıl hapis cezası vermişti.
Bu kararın temyiz edilmesi üzerine dosya ikinci kez Yargıtay 16. Ceza Dairesine gitmiş, temyiz incelemesini tamamlayan daire, Alparslan Arslan’a verilen cezayı onamıştı.
İdris Arslan: “Oğlum intihar etmedi, öldürüldü”
Öte yandan, SuperHaber internet sitesi muhabiri Mevlüt Yüksel’e konuşan baba İdris Alparslan oğlunun öldürüldüğünü iddia etti. İdris Arslan şöyle konuştu:
“Bu gece saat 23:00 sıralarında Silivri’de yaşayan kızım cezaevinden aranmış ve oğlumun intihar ettiği söylenmiş. Ben bunun üzerine Kartal Lütfi Kırdar Eğitim ve Araştırma Hastanesi morguna gittim. Burada oğlumun cenazesinin Adli Tıp Kurumu’na götüreceklerini öğrendim. Ben oğlumun intihar ettiğine inanmıyorum. Bana göre oğlum öldürüldü. Parçalarını birleştirdiğimde ben bunun gerçek olduğuna inanıyorum. Bundan önce birçok kez, her yere başvurarak oğlumun suçsuz olduğunu anlatmaya çalıştım. Ama sesimi kimseye duyuramadım. Biz Alparslan Arslan’ın tahliyesini beklerken ölümünü öğrendik.”