29 Ekim Cumhuriyet Bayramı vesilesiyle siyasetçisinden, bürokratına sivil toplum kuruluşu yöneticisinden, hocasına birçok Müslüman şahsiyet Cumhuriyet’in kuruluşunu kutlama, “başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk” olmak üzere cumhuriyeti kuran kadrolara rahmet okuma yarışına girmiş!
İktidar partisine mensup siyasetçiler, iktidar partisinden kopan muhalif siyasetçiler; karşısındakileri ehl-i sünnet düşmanı görüp savaş açan hocalar, o hocaların savaş açtığı “indirilmiş din”in yegane mümessili “uydurulmuş din”in düşmanı hocalar! Her siyasi çizgiden, her meşrepten siyasetçisi, bürokratı, STK temsilcisi, hocası 29 Ekim ortak paydasında buluşmuş!
Görevdeki siyasilerin durumunu “ikrah” ile açıklasak bile “Gazi Mustafa Kemal Atatürk”e selam çakmaları da mı şarttı? Hadi iktidarın temsilcileri “devletin sahibi olduk” anlayışıyla devletin kurucusunu da sahiplenme yanlışı içinde muhalefetteki siyasilere ne oluyor? Hadi onlar siyasetçi, dolayısıyla bazı kesimleri karşılarına almamak adına bu yanlışın içine düşüyorlar, STK temsilcisi, hoca olan diğerleri ne diye kendine vazife edinip 29 Ekim’i kutlar?
Kendi aralarındaki ihtilaflarından dolayı yolları ayrılan siyasetçiler Mustafa Kemal konusunda fikir birliği içindeymiş, ilmi konuları tartışırken birbirlerine son derece tahammülsüz hocalar için Cumhuriyet Bayramı “muttefikun aleyh” bir konuymuş bu vesileyle görmüş olduk. Ne diyelim, Bayramınız da, Allah’a inanmayan kimseler için Allah’ın rahmetini dileyişiniz de mübarek olsun!