Cumhurbaşkanlığı Başdanışmanı Prof. Dr. Gülnur Aybet, Batıda liberal müesses nizamla içe doğru korumacı politikalar yapan iki ideolojinin, birbiriyle çatıştığını belirterek, “Amerika’da hiç bu kadar ciddi bir çatışma görmedim. Beyaz Saray’ın tamamen daha izole bir şekilde çalışması, kongre desek ayrı bir yerde, askeriyenin içinde de ayrılıklar var” dedi.
Barış Pınarı Harekâtı’nın başlamasından bir hafta sonra ABD ile Ankara'da yapılan anlaşmaya göre; ABD’nin daha önce terör örgütü YPG’ye verdiği silahların toplanması, tahkimatının ve bütün muharip mevzilerinin kullanılmaz hale getirilmesi gerekiyor.
ABD’nin güvensizliğe sebep olan daha önceki pek çok tutumu sebebiyle, “ABD, YPG’ye verdiği silahları geri alacak mı?” sorusu da gündemde...
Cumhurbaşkanlığı Başdanışmanı, Güvenlik ve Dış Politika Kurulu Üyesi Prof. Dr. Gülnur Aybet, CNN Türk’te katıldığı bir programda Amerikalıların YPG’ye bu silahları verirken bir envanter (liste) tuttuğunu düşündüğünü söyledi. Kendi verdikleri silahları geri alacaklarına dair taahhüdün, Türkiye ile vardıkları 13 maddelik mutabakatta yer aldığını hatırlatan Aybet, şöyle konuştu:
“Zaten kendileri 2017’de söz vermişlerdi. Evet yani bazıları hani aradan kaçabilir mi? Ama bu biraz da Amerikalıların kontrol etmesi gereken bir şey; çünkü böyle bir söz zaten vardı; şimdi artık bu anlaşma gereğince de fiilî olarak yerine getirilmesi gerekiyor. Bununla birlikte YPG’nin bizim Güvenli Bölge olarak belirlediğimiz 32 kilometre derinliğinde 440 kilometre uzunluğundaki alandan YPG’nin çekilmesi… Bunların hepsi var o anlaşmada.”
“ABD, adeta ‘müttefikim’ dediği YPG’den vazgeçer mi?’ sorusu üzerine de Aybet, şu değerlendirmede bulundu:
"İKİ İDEOLOJİ ÇATIŞIYOR"
“Liberal müesses nizamla içe doğru korumacı politikalar yapan iki ideolojinin, Batıda çekişmesini görüyoruz şu anda ve buradan çıkan boşluklardan bilhassa ABD’de kurumlar arası bir uyumsuzluk, çatışma da görüyoruz. Amerika’da hiç bu kadar ciddi bir çatışma görmedim. Beyaz Saray’ın tamamen daha izole bir şekilde çalışması, kongre desek ayrı bir yerde, askeriyenin içinde de ayrılıklar var.
Bakın şimdi bu bölgeden sorumlu olan Amerikan askeriyesinin komutası CENTCOM’dur. (ABD Merkez Komutanlığı) Biz NATO olduğumuz için EUCOM’la (NATO Avrupa Kuvvetleri) çalışırız. Avrupa bacağına bağlıyız. CENTCOM burada, belki de CENTCOM’un içinde başka bir unsur. Yani bunu bu şekilde planladı ve hatta bunun bir sunumu vardır. 2015 miydi? Hatırlamıyorum ama bu operasyondan sorumlu olan sivil kişinin yaptığı. Diyor ki işte, ‘DAEŞ’i nasıl yeneceğiz, Suriye’de ve Irak’ta?’ Sanki Suriye, Irak yok. Sanki başka hiçbir şey yok, sadece DAEŞ’le YPG’yi nasıl ayıracağına dair bir çizgi var; ama bu yanlış politikanın Suriye genelinde, Irak genelinde, bütün bölge genelindeki etkileri üzerinde hiçbir şey düşünülmemiş. Bu kadar dar görüşlü bir politika ve bunu uygulamaya başladılar maalesef. ‘Şimdi vazgeçerler mi?’ Ben geçen sene Amerika’ya gittiğimde temas kurduğum birçok kişi diyordu; ‘Bu iş fazla ileriye gitti. Bunu sarmanın zamanı geldi. Amerikalılar da bu konuda rahatsızlar. Yani YPG’yi silahlandırmanın kötü bir politika olduğunu söyleyen birçok üst düzey yetkili var.”
MUHALİF SESLER ÇOĞALMAYA BAŞLADI
Bir soru üzerine, Amerika’da YPG’yi silahlandırmanın yanlış olduğu görüşünü savunanların sayısının giderek arttığını dile getiren Aybet, sözlerine şöyle devam etti:
“Eskiden pek duymuyorduk. Aslında hep vardılar. Şimdi sesleri biraz daha duyulmaya başladı. Yani ne zaman Trump, gerçekten bu geri çekilme politikasını ve artık YPG ile iş götürme işini sonlandırma kararlılığını masaya koyunca, YPG’yi silahlandırmanın yanlış bir politika olduğunu savunanların da sesi daha çok çıkmaya başadı.”