Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, Cumhurbaşkanlığı Sarayı´nda düzenlenen basın toplantısında konuştu. Kalın, Afrin´e giren Esad yanlısı güçlerle ilgili olarak, "Dün yaşanan hadise, Halep civarından gelip Afrin´in güney uçlarına, oradan da şehre girmeye çalışan 40-50 araçlık konvoyun girme teşebbüsünü gördük, bu topçu atışları ile püskürtüldü. Burada iddia edildiği gibi bir anlaşma söz konusu değil" dedi.
Kalın, "Ankara-Şam arasında temas olur mu?" sorusuna da yanıt vererek, "Dolaylı bir trafiğin olduğunu biliyoruz fakat olağanüstü şartlar gerektirdiğinde istihbarat birimimiz doğrudan ya da dolaylı belli temaslar kurabilir" diye konuştu.
(Çocuğa yönelik cinsel istismar) Kimyasal hadım dahil bütün opsiyonlar değerlendirilecektir. Mevzuatla ilgili düzenlemelerin yanı sıra toplumsal farkındalığın da önem arz ettiğini ifade etmek istiyorum.
(Ekonomik gelişmeler) Çevremizde yaşanan hadiseleri, Zeytin Dalı Harekatı´nı dikkate aldığımız zaman bu Türk ekonomisinin ne kadar güçlü olduğunu gösteriyor. Son bir yıllık dönemde 1.5 milyon istihdam ile son yıllarda önemli bir başarıya da imza atmış bulunuyor hükümetimiz. Afrin´le ilgili olabilir, eksik, kasıtlı haberlerin piyasalara farklı şekillerde yansıdığını görüyoruz. Bazen olumsuz etkiler de yapabiliyor. Bizim buradan çağrımız, açıklamaları resmi makamlardan almak suretiyle takip etmeleridir
TSK´nın bu sabah yaptığı açıklama ile de etkisiz hale getirilen terörist sayısı 1780´e ulaştı. Zeytin Dalı Harekatı, Afrin ve civarındaki terör unsurları etkisiz hale getirilene kadar devam edecektir. Esad rejimi ile YPG arasında anlaşma imzalandı mı diye haberler çıktı. Biz ihtiyatla yaklaşılması gerektiğini ifade ettik. Dün yaşanan hadise, Halep civarından gelip Afrin´in güney uçlarına, oradan da şehre girmeye çalışan 40-50 araçlık konvoyun girme teşebbüsünü gördük, bu topçu atışları ile püskürtüldü. Burada iddia edildiği gibi bir anlaşma söz konusu değil. Anlaşma olsa bile Türkiye olarak bir harekatla ilgili planlarımızı aynı kararlılıkla uygulamaya devam edeceğiz. Rejim veya başka unsurların bu adımlarının çok ciddi sonuçları olacaktır.
Yeni veriler bizim baştan beri verdiğimiz kararın doğruluğunu teyit etmektedir. Ele geçirilen bilgilerde aslında bölgenin yeni bir Kandil yapılmak istendiğini açıkça ortaya koyuyor. Harekatın meşruiyeti açısından da bu yönde yeni verilerin elimize geçtiğini ifade edebilirim. Bu Suriye´den teröristlerin temizlenmesi ile ilgili sürecin önemli birini oluşturmaktadır.
İdlib´de askeri gözlem noktalarının tesis edilmesi süreci devam ediyor. Bunu 12´ye çıkartacağız. TSK, Astana´da alınan kararla bu süreci hayata geçirmektedir.
Doğu Guta´da 2 günde 160´tan fazla sivilin ölümü ile gerçekleşen saldırılar gerçekleştirildi. Suriye rejimine saldırıları durdurma çağrısında bulunuyoruz. Diplomatik girişimlerimiz de yoğun bir şekilde devam ediyor.
Geçen hafta 10 Şubat´ta başlayan McMaster´ın Türkiye ziyareti ile başlayan daha sonra Mattis ile yapılan görüşme ve Tillerson´ın kabulü çerçevesinde bir süreç yaşadık. Biz bu konuda iyimser bir bakış açısına sahibiz. Üzerinde mutabık kaldığımız çerçevenin Türk-Amerikan ilişkilerindeki gerginliği aşacak şekilde olduğunu görüyoruz. YPG´ye desteğin sonlandırılması, Münbiç´ten çıkarılması konusunda beklentilerimiz çok açık ve nettir. Artık PYD-YPG ile işbirliğinin sona erdirilmesi gerekmektedir. Türk-Amerikan ilişkilerinde FETÖ meselesinde de biz Amerikan yönetiminde somut adımlar bekliyoruz. Ne Obama, ne Trump döneminde netice verici uygulama görmedik.
Şu anda Amerika´da bulunan bu kişilerin Türkiye´ye iade edilmeleri ve yargı önüne çıkmalarıdır bizim beklentimiz. Trump yönetimi de somut adımlar atmalı. Bunlar gerçekleştiği taktirde hem ikili ilişkiler normalleşme sürecine girecek hem de Türkiye´nin güvenlik kaygıları giderilmek suretiyle bölgenin de istikrarı için önemli adım atılmış olacaktır.
ANKARA-ŞAM TEMASI OLUR MU?
(Ankara-Şam teması olur mu?) Bizim Şam rejimi ile resmi temasımız söz konusu değil. Astana çerçevesinde 3 garantör ülke olarak bizim Suriye sahasında yaşanan gelişmeleri koordine etmek için kurduğumuz bir mekanizma var. Zaman zaman bu mesajlar, Rusya ve İran üzerinden Şam rejimine de iletilmekteydi. Dolaylı bir trafiğin olduğunu biliyoruz fakat olağanüstü şartlar gerektirdiğinde istihbarat birimimiz doğrudan ya da dolaylı belli temaslar kurabilir. Doğrudan Ankara-Şam arasında siyasi veya diğer alanlarda temas trafiğimiz söz konusu değil.
Biz AB Komisyon Başkan Yardımcısı´na bu konu ile ilgili kağıdımızı gönderdik. Bizim beklentimiz kriterin tamamlandığın AB Komisyonu tarafından da tasdik edilmesi. Schengen düzenlemesi yıllar önce yapılması gereken bir konudur. Bu konu hep ötelendi. Son iki yılda da bu iş sürüncemede bırakıldı. ilgili birimlerimiz çalışmayı, bu kağıdı AB´ye ilettik. Komisyonda bunun değerlendirmesi yapılıyor. Şu anda değerlendirme devam ediyor. Bizim beklentimiz Avrupa ile, Almanya, İtalya gibi ülkelerle komisyonun da artık bunu bir sorun olmaktan çıkartması. Afrin meselesine gelince, o konuda bizim kimseye izahat borcumuz yok.
Cumhurbaşkanımızın güzel isimlendirmesi ile ´Cumhur´ ittifakı olarak Türk siyasi hayatında yeni bir sayfa açılmış oldu. Şu anda AK Parti ile MHP arasında ittifak üzerinde mutabık kalındı. Bununla ilgili de arkadaşlarımız Meclis´e gerekli kanuni düzenlemeyi verecekler. Detayları oradan takip etmekte fayda var. Bu konuda katılmak isteyen başka aktörler olursa, herkese açık. Bütün cumhuru kapsaması beklenir.
(Esad yanlısı güçlerin Afrin´e girdiği iddiası) Bu haberlerin bir kısmı propaganda amaçlı yapılıyor. Dünkü görüntüler de 40 araçlık konvoyun gitmesi vs. biraz şov amaçlı yapıldığı anlaşılıyor. Hedefi neyse biz bunları dikkate alırız. Hesaba katılır ama bizim Afrin üzerindeki kararlılığımızda en ufak etkisi söz konusu değildir.
Cumhurbaşkanımız bu konu ile ilgili çalışma yapılması talimatını verdi. Adalet Bakanlığımızın çalışmasının detaylarını paylaşırız.
20 bin öğretmen alımı ile ilgili takvim açıklandı. İlave alım olur mu, olmaz mı ile ilgili net bir şey yok. Gelişme olursa MEB gerekli açıklamayı yapar.
ABD ile yapılan mutabakat konusuna gelince, muhalefetin şöyle bir tavrı var. Ne yapsanız tersini söylemeyen bir tutum içerisinde. Amerika ile ilişkileri rayına oturtmayı hedeflediğimizde, "bu doğru bir mutabakat değildir". PYD konusunda, FETÖ konusunda, terörle mücadele konusunda ne tür adımlar atılması gerektiğini ifade ettim. Sahadaki somut adımları görmek istiyoruz. Daha önce de bize defalarca sözler verildi. Biz somut adımları görmek için teyakkuz halinde adımları takip edeceğiz.
Görüşmede mütercimin bulunmaması konusu da artık gülünç bir yorum. Kılıçdaroğlu, devlet devre dışı bırakılmıştır diye bir ifade kullandı. Devlet not tutucu mudur? Devletin Dışişleri Bakanı görüşmede, görüşmeye verilen öneme binaen tercüme yapmaktadır. Devlet bir mütercim midir? Bazen bu tür görüşmelerde tercüman alınmaz, bu görüşmeye verilen önemin ifadesidir. Bazen bakan arkadaşım yapar, ben yaparım tercümeyi. Maalesef devlet tercümesinden bihaber olan kişilerin yaptığı yorumlar olarak görülüyor. Konuşulan tüm konular not ettirilmiştir. Her görüşmede o anda bir not tutucu olmak zorunda değildir. Başka ülkelerde de gördüğümüz bir uygulamadır. Bu oranın şartlarına göre karar verilen bir konudur.
Mattis´in yaptığı açıklama... Ne benim McMaster ile görüşmemde ne Tillerson´ın kabulündeki görüşmelerde böyle bir şey gündeme gelmedi. Böyle bir teklifi başka hiçbir Amerikan yöneticisinden de duymadık. Bu tartışma PKK ile YPG arasındaki organik bağın ne kadar güçlü olduğunu anlaması bakımından ders olur diye ümit ediyoruz.