Reklam Görüntülerine Tıklayarak Kitap Siparişi Verebilirsiniz

Cumhurbaşkanı seçimine gidilirken muhalefete biçilen aday senaryoları

Fehmi Koru Yazdı;

Cumhurbaşkanı seçimine gidilirken muhalefete biçilen aday senaryoları

Her ay içlerinden birinin ev sahipliğinde bir araya gelen ‘6’lı masa’ partileri arasında görüş ayrılığı denilebilecek bir farklılaşma var mı?

Dışarıya yansıyan -biraz da yansıtılan- izlenimlere bakılırsa bu soruya “Evet, var” cevabı vermek gerekiyor.

Özellikle de CHP ile İYİ Parti arasında temel bir konuda görüş ayrılığı olduğu anlaşılabiliyor.

CHP’den İstanbul’a büyükşehir belediye başkanı seçilmiş Ekrem İmamoğlu’na verilen ve üst mahkemeler tarafından onaylanırsa kendisini ‘siyasi yasaklı’ hale getirip cumhurbaşkanlığı seçimi öncesinde adaylık yarışından düşme noktasına getirecek ceza sonrasında yaşananlar bu kanaati pekiştirdi.

İYİ Parti lideri Meral Akşener kararın açıklandığı gün İmamoğlu’na partisinin lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nu geçecek kadar fazla sahip çıktı.

Akşener ile İmamoğlu’nun birbiri ardına verdikleri samimi fotoğraflar unutulacak gibi değil.

Zaten İyi Parti sözcülerinin, CHP içinden yükselen “Bizim adayımız Kılıçdaroğlu” kesin açıklamalarına karşı, kendilerinin “Aday seçilebilecek biri olmalı” diye belirledikleri bir şartı birkaç kez hatırlattıkları ve bununla “Bu şarta uygun başka birini aday olarak düşünün” mesajını vermeye çalıştıkları biliniyor.

Kesin kararın çıkacağı 6’lı masa toplantısında, CHP, liderinin cumhurbaşkanı adaylığında ısrar ederse, İYİ Parti ile diğer dört partinin liderlerinin nasıl bir tepki verebileceğini bugünden kestirmek kolay değil.

Uzaktan baktığımda, ben, İYİ Parti’nin nihai karar toplantısına kadar CHP’yi yumuşatmaya çalışacağını ve bir başka isim üzerinde uzlaşma arayışına girişeceğini sanıyorum.

Tabii, Kılıçdaroğlu’nu darıltmadan bunu sağlamanın yolu aranacaktır. 

O yolun yine CHP’den bir başka isim teklif edilerek aşılması düşünülebilir.

İmamoğlu mu olacaktır o isim?

Mahkeme kararının ilan edildiği gün, belediye başkanlığı binasındaki makam odasından ve ardından bina önünde otobüs üzerinden verilen samimi görüntüler, o görüntülerin İYİ Parti’nin tercihini yansıtma amaçlı olabileceğini akla getiriyor.

Akşener ve partisi sözcülerinin adayın ‘seçilebilir biri olması’ ısrarına uyan bir isim İmamoğlu. AK Parti’nin kalesi bilinen İstanbul’da, iktidarın en yetkili ağzının her fırsatta tekrarladığı “İstanbul’u kaybeden Türkiye’yi de kaybeder” uyarısına rağmen bugün CHP’den seçilmiş belediye başkanı konumunda olan o. 

Hem de ilkinin iptali üzerine ikinci kez yapılan seçimi de kazanarak bu konuma gelmeyi başardı İmamoğlu.

Rakip olarak karşısında, AK Parti’nin ağır topu Binali Yıldırım’la birlikte, İstanbullu seçmene “Unutmayın, oyunuzu bana vereceksiniz” telkiniyle bizzat kendisine oy talep etmiş Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan bulunduğu halde…

Az bir başarı değil bu.

Kemal Kılıçdaroğlu 2009 yerel seçiminde İstanbul’da CHP’nin büyükşehir belediye başkanı adayı olmuş, oyların ancak %37’sini alabilmişti. [AK Partili rakibi Kadir Topbaş %44.7 oy oranıyla yeniden İstanbul belediye başkanı seçilmeyi başarmıştı.]

CHP’ye genel başkan olduktan sonra yapılan 10 kadar irili ufaklı seçimde partisini tabanının beklediği çapta bir başarıya ulaştıramadığı da belli Kılıçdaroğlu’nun…

Normalde ‘seçilebilir aday’ arayışına CHP içerisinden bulunabilecek en göze çarpan ve ismi ilk akla gelebilecek adayın Ekrem İmamoğlu olması doğal.

Mahkeme eliyle ‘siyasi yasaklı’ hale getirilme tehlikesi de İmamoğlu’nun imajını olumlu etkilemiş durumda. Benzer bir mahkeme tehdidinin 2002 genel seçiminde aynı duruma düşürülen Tayyip Erdoğan’ın başında bulunduğu AK Parti’nin lehine çalıştığı görülmüştü.

AK Parti’nin de, kararın kamuoyu tarafından nasıl algılandığının anlaşılması üzerine, İmamoğlu’nun ceza almasına sebep olan yasayı onu ‘siyasi yasaklı’ olmaktan çıkaracak biçimde elden geçirmeyi -hatta gerekirse bu amaçla anayasa değişikliğine gitmeyi- düşündüğü, iktidar cephesinin itibarına sahip medyada haberleşti. [Bugün Türkiye gazetesinde bu hazırlığı ilk sayfasından duyuran geniş kapsamlı bir haber var.]

Seçimden önce İmamoğlu’nun ‘siyasi yasaklı’ olmasını getirecek yasal süreç mi yoksa onu ‘siyasi yasaklı’ olmaktan kurtaracak yasa-anayasa değişikliği süreci mi sonuçlanır, göreceğiz.

Her halükarda AK Parti’yi seçim öncesi zorlayacak bir yeni durum, İmamoğlu’nun aday olma ihtimali…

Muhalefet bu durumu İmamoğlu’nu aday göstererek değerlendirmeyi düşünebilir.    

Onun seçimden önce ‘siyasi yasaklı’ ve bu sebeple kazansa bile mazbatasını alamayacak hale getirilmesi ihtimaline karşı birden fazla tedbir bulunabilir… 

Niyet bu mudur?

Meral Akşener mahkeme kararı sonrası tanık olunan samimi görüntülerle böyle bir yola gidilmesi mesajını mı vermek istemiştir?

İYİ Parti’nin Kılıçdaroğlu yerine düşündüğü isim İmamoğlu mudur, yoksa onunla kazanılan moral üstünlüğü de arkasına alabilecek bir başka isim midir?

Bu soruların cevapları şimdilik meçhul.

[Akşener’in gönlündeki adayın CHP’den Ankara’ya büyükşehir belediye başkanı seçilmiş, kendisinin MHP’deyken yol arkadaşı Mansur Yavaş olduğu görüşümü daha önce belirtmiştim. O isim üzerinde bir uzlaşmanın sonunda‘6’lı masa’ya getirileceği düşüncem devam ediyor.]

Karar gazetesi yazarı Ali Bayramoğlu, bugün, farklı bir senaryoyu gündeme taşıdı.

Bayramoğlu’nun teklifi ve gerçekleşmesini arzuladığı beklentisi, ‘6’lı masa’nın Kemal Kılıçdaroğlu’nun cumhurbaşkanı adaylığı ile birlikte masanın diğer paydaş partileri liderlerinin de cumhurbaşkanı yardımcısı ilan edilmesi modeli üzerinde bir uzlaşmaya gidilmesidir.

Okuyalım:

“Tek yol görünüyor. / Bu yol, bir başkan, beş başkan yardımcısıyla altı partiden oluşan bir yönetim kademesinin kurulması, bunun işlerliğine dair masa çalışmalarının öne alınması ve en kısa zamanda bu modelin kamuoyuna ilan edilmesidir. / Kılıçdaroğlu’nun başkan, diğerlerinin başkan yardımcısı olacakları bu model, en gerçekçi ve en işlevsel olanıdır. / Bugün gelinen noktada, artık önemli ve acil olan budur.”

Böyle bir model CHP’ye ters düşmez.

İtibarlı yorumculardan edindiğim AK Parti’nin beklentisiyle ilgili özet izlenimim şu: Adayları karşısında ‘seçilecek biri’ olmasın da ister tek ister topluca bir rakiple seçime gidilsin, onlar için fark etmiyor. 



Uyarı! Yapmış olduğunuz yorumlar incelendikten sonra onaylanacaktır onaylandıktan sonra gözükecektir


YAZARLAR

Resimlere Tıklayarak Kitap Satın Alabilirsiniz

HABERLER