Reklam Görüntülerine Tıklayarak Kitap Siparişi Verebilirsiniz

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın dün sarf ettiği iki cümle bana çok şeyler düşündürdü

Fehmi Koru, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın dünkü konuşmasında dile getirdiği 2012 yılında ilan edilen hedeflere ulaşıldığını, ama gerçeğin ise bambaşka olduğunu rakamlarda dile getiriyor.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın dün sarf ettiği iki cümle bana çok şeyler düşündürdü

Kısa süre sonra yeni bir yıla gireceğiz. 2023 yılına yalnızca 20 gün kaldı. Bütün dünyada olduğu gibi bizde de geride bırakılacak yılın hesabı ile girilecek yıl için beklentiler hakkında kapsamlı değerlendirmeler yapılıyor.

Ben de bu alanda her söylenen ve her yazılanı dikkatle izliyorum.

En son açıklama AK Parti genel başkanı da olan Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’dan geldi. Kendisinin bir dönem daha seçilme niyetini de paylaştığı açıklamasında, Erdoğan, ilginç cümleler sarf etti. 

Okuyalım:

“12 yıl önce, 2023 hedefleri ile milletimizin huzuruna çıktığımızda birileri kıt aklınca bizimle dalga geçmişti. Aradan geçen yıllar boyunca bu hedefleri hayata geçirerek bugünlere geldik. İnşallah, 2023’te milletimizden kendi adımıza son defa istediğimiz destekten alacağımız güçle Türkiye yüzyılının inşasını başlatıp, bu kutlu bayrağı gençlerimize teslim edeceğiz.”

Açıklamanın ilk ilginçliği, 12 yıl önce paylaşılan AK Parti’nin 2023 beklentilerine dair hedefleri ile bugün arasında övünülecek bir ilinti kurulmasında. AK Parti lideri, partisinin 2023 hedeflerinin son 12 yıl içerisinde ‘hayata geçirildiğini’ iftiharla ilan ediyor.

Acaba öyle mi? Gerçekten AK Parti’nin 2023 hedefleri geçen 12 yıllık süre içerisinde hayata geçirildi mi?

O günlerde konulmuş ‘hedefler’ ile bugün karşı karşıya kalınan tabloyu zihnimde tarttığımda, öncelikle ‘övünülecek’ bir yön göremezken, biraz arşiv karıştırması sonucunda bugün o hedeflerin çok gerisinde kalındığını fark ediyorum.

Tek haneye indirilmesi öngörülen enflasyonun üç haneli olmaya ramak kalması, yüksek teknoloji ürünlerinin %20’ye çıkması beklenen oranının %3 civarına takılıp kalması, fazlaya geçecek cari açığın azması, 50 milyar dolara çıkacağı vaat edilen turizm gelirlerinin o rakamın yarısına ulaşamaması, %5 olarak öngörülen işsizlik oranının onun bir misli yukarısında dolaşması bugünün gerçeği.

Yalnızca fert başına milli gelire (FBMG) bakmak bile bugün 12 yıl önceden ne kadar geride olduğumuzu anlamak için yeterli: 12 yıl önce FBMG 10.504 dolardı; 2021 yılında bu rakam 9.528 dolara indi, bugün ise onun da gerisinde.

Oysa, 2012 yılında ilan edilmiş hedeflere göre, 2023 yılına 25 bin dolara ulaşmış FBMG ile girecektik.

Kısacası, 12 yıl önce ilan edilmiş hedeflerin o süre içerisinde hayata geçirilmesi bir yana, o hedeflerin çoğunun yanına bile varılamadığı gibi, en önemli konularda 2012 yılı değerlerinin çok gerisine düşüldüğü görülüyor.

Tayyip Erdoğan‘ın ikinci kez cumhurbaşkanı seçilmesinden bir yıl önce -2017 yılında- yapılan ve “Türkiye’yi uçurması için gerekli olduğu iddialı” kendisini olağanüstü yetkilerle donatacak anayasa değişikliği referandumuna gidilirken, doların 4 TL üzerine çıkmayacağı iddiası da seslendirilmişti.

Referandum günü -16 Nisan 2017- 1 dolar 3.64 TL’ydi; bugün 1 dolar 18.64 TL.

Aynı dönemde -2017 nisan ayında- enflasyon %16’ydı. Geçen hafta açıklanan ve bir önceki aydan azaldığı müjdesiyle duyurulan kasım 2022 enflasyonu ne kadar? 

Cevap veriyorum: %84.39.

Kusura bakılmasın ama, kendisinin ‘son kez’ cumhurbaşkanı seçilmesine imkan verilmesini de istediği dünkü konuşmasında, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, partisi tarafından 12 yıl önce ilan edilmiş 2023 hedeflerinin o süre içerisinde hayata geçirildiğine dair sözleri gerçeklerle tam uyuşmuyor.

Yine de yukarıda alıntıladığım dünkü açıklamasındaki esas sorun, 2023 hedeflerine dair cümlesinde değil, o cümlenin hemen devamındaki ‘son defa’ olduğunu duyurduğu yeniden cumhurbaşkanı adayı olacağına dair cümle daha fazla sorunlu.   

Tayyip Erdoğan ilki 2014 ve ikincisi 2018 yıllarında olmak üzere tam iki kez cumhurbaşkanı seçildi. Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’na göre (m. 101), bir kimse en fazla iki defa cumhurbaşkanı seçilebiliyor. Bu madde anayasa metninde yerini koruduğu sürece kendisinin 2023 yılı haziran ayında yapılacak seçime aday olarak katılabilmesi ve üçüncü defa cumhurbaşkanı seçilebilmesi mümkün değil.

Mümkün olabilmesi için anayasadaki bu maddenin değiştirilmesi şart.

Anayasada bu sorunu aşmanın bir başka yolu da, “Cumhurbaşkanının ikinci döneminde Meclis tarafından seçimlerin yenilenmesine karar verilmesi halinde, cumhurbaşkanı bir defa daha aday olabilir” diyen 116. maddede gösteriliyor: Seçim tarihinin TBMM tarafından erkene alınması…

Cumhurbaşkanı seçilmeyi iki defa ile sınırlayan madde değiştirilmez veya seçim tarihi TBMM tarafından erkene alınmazsa, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın aynı makama yeniden aday olabilmesi imkansız.

AK Parti sözcüleri ve bizzat Cumhurbaşkanı Erdoğan seçim tarihinin erkene alınmayacağını birkaç kez tekrarlamış bulunuyor.

Bu durumda, kendisinin dün yaptığı ve benim yukarıda alıntıladığım açıklamasının ikinci cümlesi de, 2023 hedefleriyle ilgili ilk cümlesi gibi, gerçeklerle bağdaşmıyor. 

Anayasanın başka türlü anlaşılmaya müsait olmayan ifadesine rağmen mi aday olabilecek Cumhurbaşkanı Erdoğan?

Nasıl yani?

Kararları nihai olan Yüksek Seçim Kurulu’nu oluşturan herbiri mesleki hayatlarının zirvesinde yargı mensuplarından oluşan üyeler, önlerine gelen adaylık başvurularını incelerken, AK Parti Meclis grubu üyelerinin imzasıyla sunulmuş Tayyip Erdoğan’ın üçüncü kez aday olmasıyla ilgili başvurusunu onaylar mı?

TBMM başkanı Mustafa Şentop -kendisi anayasa hukuku profesörüdür- bu soruya “Evet” cevabı veriyor, ama galiba ondan başka aynı görüşü paylaşan başka bir anayasa hukukçusu yok.  

Daha da önemlisi şu:

İktidarın devamını desteğiyle sağlayan MHP’nin lideri Devlet Bahçeli de sanki TBMM başkanıyla aynı görüşte değil. 

Şu cümleler on gün önce partisinin grup toplantısında MHP lideri tarafından sarf edildi:

“Cumhur İttifakı milletin ittifakıysa iki yetmez üç olsun dersek ne yapacaksınız? Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi beşer yıllık üç dönem olsa da yeni yüzyılın 25 yılını tamamen lider ülkeye doğru hızla götürsek.”

Belli ki, MHP lideri Bahçeli de, önümüzdeki seçim sonrasının ‘üçüncü dönem’ olacağı kanaatinde.

O cümleyle üçüncü defa adaylığı imkansız hale getiren anayasanın 101. maddesine atıfta bulunma ihtiyacı duyulduğu anlaşılıyor.

Meclis’e başörtüsü konusunda anayasa değişikliği teklifi sunuldu; acaba müzakereler sırasında Tayyip Erdoğan’a üçüncü kez adaylık yolu açmaya yarayabilecek bir cümlenin teklife yerleştirilmesi de düşünülüyor olabilir mi? 

Seçime beş kala bu konuyu daha çok konuşacağımız açık.

Daha neler neler konuşulacak, göreceğiz.



Uyarı! Yapmış olduğunuz yorumlar incelendikten sonra onaylanacaktır onaylandıktan sonra gözükecektir


YAZARLAR

Resimlere Tıklayarak Kitap Satın Alabilirsiniz

HABERLER