Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) 22 Aralık 2020 Salı günü duyurduğu kararla, Türkiye’yi haksız bularak eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın tutukluluğuna son verilmesine hükmetti.
AİHM, Demirtaş’ın ifade özgürlüğünün de kısıtlandığını ifade ederek, Türkiye’yi 10 bin euro manevi tazminat ile 15 bin euro yargılama gideri ödemeye mahkum etti.
AİHM, Demirtaş’ın tutukluluğunun devam etmesi halinde Türkiye’nin Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nde yer alan “mahkeme kararlarına bağlı olma yükümlülüğünü” ihlâl edeceğine dikkat çekti.
Erdoğan: AİHM’nin verdiği kararlar bizi bağlamaz
AİHM’in Demirtaş kararını değerlendiren Adalet Bakanı Abdülhamit Gül, “Takdir edecek makam yargı makamıdır. AİHM iç hukukun bir parçası. Takdir yerel mahkemenindir” ifadelerini kullanırken, AK Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ise Meclis kulisinde yaptığı değerlendirmede “AİHM’nin verdiği kararlar bizi bağlamaz” dedi ve bu görüşünü AK Parti Grup Toplantısında da daha ağır ifadelerle tekrarladı.
Daha önce 3 kez AİHM’e başvurmuştu
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bu sözlerinin ardından, kendisinin daha önce AİHM’e yaptığı başvurular gündeme geldi.
İlk başvuru adil yargılanma içindi
Recep Tayyip Erdoğan Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne ilk başvurusunu kendisine verilen hapis cezası için yapmıştı. 12 Aralık 1997 günü Siirt’te bir miting sırasında yaptığı konuşmada okuduğu şiir sebebiyle Diyarbakır Devlet Güvenlik Mahkemesi (DGM) tarafından yargılanan Erdoğan, “halkı din ve ırk farkı gözeterek kin ve düşmanlığa açıkça tahrik etmek” suçunu işlediği gerekçesiyle 1 yıl hapis ve para cezasına çarptırılmıştı. Daha sonra sanığın mahkemedeki ve duruşmadaki iyi hali göz önüne alınarak cezası 10 ay hapis ve 177 milyon TL para cezasına indirilmişti.
Erdoğan Diyarbakır DGM kararına temyiz başvurusu yapmış, ancak Yargıtay 8. Ceza Dairesi 24 Eylül 1998 günü Erdoğan’ın cezasını onamıştı. Erdoğan bunun üzerine 1999 yılında AİHM’e başvurarak adil yargılama talep etmişti.
İkinci başvuru sicil kaydının silinmesi için
Hapisten çıkan Recep Tayyip Erdoğan, AB Uyum Yasaları çerçevesinde hüküm giydiği suçun ortadan kalktığı tezine dayanarak, milletvekili adayı olabilmek amacıyla adli sicil kaydının silinmesi için 2001 yılında Diyarbakır 3 No’lu DGM’ye başvurmuştu. Mahkeme, Erdoğan’ın başvurusuna olumsuz yanıt verince temyize gitmiş ve bir üst mahkeme olan Diyarbakır 4 No’lu DGM’ye başvurmuştu. Bu kez mahkeme, Erdoğan’ın sicil kaydının silinmesine karar vermişti. Ancak Yargıtay Başsavcısı Sabih Kanadoğlu karara itiraz etmiş ve Yargıtay 8. Ceza Dairesi, Diyarbakır 4 No’lu DGM’nin kararını “yok hükmünde” saymıştı. AK Parti avukatları 2002 yılında Erdoğan’ın sabıka kaydının silinmesini kabul etmeyen Yargıtay kararı aleyhinde AİHM’ye başvurmuşlardı.
Üçüncü başvuru milletvekili olabilmek için
Recep Tayyip Erdoğan, Yüksek Seçim Kurulu’nun milletvekili olamayacağı yönündeki kararını da Eylül 2002’de Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne götürmüştü.
Erdoğan, 2003 yılında başbakan olduktan sonra AİHM’de beklemekte olan bu üç başvuruyu da geri çekti.