AK Parti ile MHP arasında yerel seçimlerde ittifak olmayacağının açıklanması muhalefet cephesinde de hesapları karıştırdı.
Muhalefet liderleriyle konuştum. Perde arkasına bakıp muhalefetin yerel seçim stratejisini öğrenmeye çalıştım. Görünen o ki bu yerel seçimlere iktidarı ve muhalefetiyle tüm partiler genel seçim havasında yaklaşıyorlar.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, liderlerin çatıda kuracağı bir ittifak yerine yerelde sağlanacak ?belde ittifakı?nı önemsiyor. Kılıçdaroğlu iki ayaklı bir strateji izliyor. Yerelde muhalefetle güç birliği yapılacak yerlerde ona göre adaylar belirlemenin, diğer yerlerde ise CHP´nin oyunu arttıracak isimleri koymanın peşinde. CHP Lideri stratejisini ?AK Parti´ye kaybettirme´ üzerine kurmuş durumda. O nedenle her türlü ittifaka kapıyı açık tutuyor.
İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener ise ?Hiçbir siyasi parti ile kurumsal bazda ittifak yapmayı düşünmüyoruz. İttifakı seçmen kendi yöresinde yapıyor? dedi. Ancak İYİ Parti´de seçimlere ittifakla mı ittifaksız mı girileceği konusu kesin karara bağlanmış değil. Yüzde 50 yüzde 50 durumu.
Kılıçdaroğlu da Akşener de bu seçimlerin liderlikleri açısından hayati derecede önemli olduğunun farkındalar. Yaşanacak bir seçim hüsranının 31 Mart gecesinde tehlike çanlarını çalmaya başlayacağının farkındalar. 31 Mart yerel seçimleri bu anlamda Kılıçdaroğlu ve Akşener için varlık ya da yokluk seçimlerine dönüştü.
SP Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu ise ?Yerel seçimlerde ittifak yapmayacağız. İl ve belde bazında teşkilatlarımız dirsek temasında bulunurlar? dedi. Üç liderin açıklamasındaki ittifak yapmayacağız sözü önemli ama asıl anahtar cümle ?yerelde işbirliği?sözünde yatıyor.
EKONOMİYE DİKKAT
Bu seçimlerde iktidar ve muhalefetin adaylarına odaklandık ancak seçim kazanmak için bir gösterge daha önplana çıkmaya başladı. Ekonomiyi kast ediyorum. AK Parti´nin yaptırdığı kamuoyu araştırmalarında ekonomi birinci sırada gelirken, onu eğitim, işsizlik ve terör takip ediyor. Terörde gerileme umut verici ancak ekonominin diğer başlıklara göre açık ara önde olduğunu söylemek mümkün. Bir gösterge daha var. O da kararsızların oranındaki artış. Yerel seçimlere 5 ay kalmasına ve aday isimlerinin konuşulmaya başlanmasına rağmen kararsızların oranı yüzde 20 seviyesini geçmiş durumda. Seçimlere giderken AK Parti bir yandan muhalefetle, diğer taraftan ekonomiyle mücadele etme durumunda.
İKİ SİHİRLİ SÖZCÜK
Peki, AK Parti´de ne oluyor?
AK Parti mevcut belediye başkanlarından yoluna devam edecekleri 2 hafta içinde belirleyecek. Eski Teşkilat Başkanı Mustafa Ataş´ın Kızılcahamam kampında kabul edilen önerisine göre tekrar aday gösterilmeyecek isimler ise tebliğ edilecek. Onlar yeniden aday olmayacaklarını açıklayacaklar. Böylece rencide olmalarının önüne geçilmiş olacak.
Yerel seçimler, AK Parti açısından ?değişim ve yenileşme? seçimleri olacak. Belediye başkan adaylarının önemli bir bölümünün değişmesi bekleniyor. Kabine ve parti yönetiminden sonra, Erdoğanbelediye başkan adaylıklarında da ağırlığı yeni isimlere verecek. Değişim ve yenileşme seçimin anahtar sözcükleri oldu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan´ın cuma günü yapılan AK Parti Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı´nın kapalı bölümünde verdiği mesajlar bir anlamda yeni dönemin ipuçlarını veriyor.
Erdoğan, ?Partimizin ?ak´ olan o isminin güzelliğini kimsenin lekelemeye hakkı yok. AK Parti, kapısından içeri gurur, kibir, fitne, fesat, hizipçilik, bencillik, haram, yalan kesinlikle girmeyecek bir partidir? demişti. Kapalı bölümde Erdoğan daha güçlü vurgularla bunu dile getiriyor ve ?Belediye başkan adayları dürüst olacak, mütevazı olacak? diyor. Ardından ekliyor: ?Müteahhit olmayacak. Müteahhitlik yapıyorsa işini kapatacak. Kimi kardeşini, kimi gelinini işe koymuş. Bunlar olmayacak?.
O günden beri düşünüyorum, Cumhurbaşkanı Erdoğan, ?müteahhit? uyarısını neden yaptı diye.