Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Pullman İstanbul Airport Hotel And Convention Center´da düzenlenen Parlamenterlerarası Kudüs Platformu İkinci Konferansı´ndaki konuşmasında, parlamenterleri medeniyetlerin ve kıtaların kavşak noktası olan, Hazreti Muhammed´in övgüsüne mahzar olan İstanbul´da ağırlamaktan duyduğu memnuniyeti dile getirdi.
Kalbi Kudüs için çarpan, yüreğinde Harem-i Şerif´in, Kubbet´üs Sahra´nın, Mescid-i Aksa´nın sızısı, hüznü ve aşkı bulanan misafirlere "hoş geldiniz" diyen Erdoğan, konferansta bulunan, Filistin meselesini kendi milli meselesi görüp, adalet ve barışın tesisi için gayret gösteren Kudüs sevdalılarına, Filistin meselesine destek verdikleri ve Kudüs davasına sahip çıktıkları için teşekkür etti.
Erdoğan, topraklarını işgale karşı savunurken can veren Filistinli şehitlere Allah´tan rahmet dileyerek, ciğerparelerini korumak için İsrail´in kurşunlarına göğüslerini siper eden babaları, Gazze sahilinde top oynarken bombalarla minik bedenleri parçalanan Filistinli çocukları, sabah namazına giderken siyonist yerleşimciler tarafından yakılarak şehit edilen Filistinli gençleri, Kudüs´ü namusları bilerek canları pahasına sahip çıkan Filistin´in cesur kadınlarını rahmetle yad etti.
16 Mart 2003´te 24 yaşında, daha ömrünün baharındayken İsrail buldozerlerinin ezdiği Rachel Corrie´yi saygıyla anan Erdoğan, "Mücadeleleriyle Kudüs´le beraber insanlığın onuruna da sahip çıkan, işgalciler karşısında Ümmet-i Muhammed´in izzetini çiğnetmeyen kahramanlara, ülkem ve milletim adına şükranlarımı sunuyorum." dedi.
Erdoğan, Cahit Zarifoğlu´nun şiirinde "Filistin bir sınav kağıdı/Her mümin kulun önünde" dediğini ifade ederek, Kudüs Platformu´nun yaptığı çalışmalarla, toplantı ve konferanslarla bu imtihanı alnının akıyla vermenin mücadelesini yürüttüğünü kaydetti.
Konferansa katılanların buradaki mevcudiyetleriyle Filistin davasına sadece kendi şahsi desteklerini değil aynı zamanda temsilcisi oldukları milyonlarca kardeşin muhabbetini de ortaya koyduklarını vurgulayan Erdoğan, gerek ülkelerinde yaptıkları faaliyetlerin, gerekse Kudüs Platformu´nun üyeleri olarak icra edilen programların son derece değerli ve kıymetli olduğuna inandığını söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu vesileyle Filistinli kardeşlerin işgal, zulüm ve yıkıma karşı sürdürdükleri şanlı direnişe verilen güçlü desteği tekrarladığını belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Kudüs davası, yalnızca Filistin´deki bir avuç Müslüman´ın davası değildir. Kudüs, 1,7 milyarlık İslam aleminin onuru, namusu, harim-i ismetidir. Bu dava, hepimizin ortak davası, hepimizin ortak meselesidir. Kudüs bize Hazreti Davud´un, Hazreti Süleyman´ın, Hazreti Zekeriya´nın, Hazreti Yahya´nın hediyesidir. Kudüs, insanlığa Hazreti Meryem´in Hazreti İsa Efendimizin armağanıdır. Kudüs, peygamberler sultanı Hazreti Nebi´nin ´şayet oraya gidemez ve orada namaz kılmazsanız bari oranın kandillerini aydınlatacak yağ gönderin.´ diyerek emanet ettiği kutlu beldedir. Bu şehrin her bir taşında, her bir sokağında, yüzyıllardır ayakta duran her bir ibadethanesinde Selahaddin Eyyubi gibi Müslüman idarecilerin emeği, alın teri vardır. Haçlı seferleriyle yakılan bu şehri tekrar ayağa kaldıran, 400 yıl boyunca tüm inanç mensupları için tekrar bir barış yurdu haline getiren ecdadımızdır. Bizim için Kudüs, arzın üstünde bir sancak, görkemli bir çınardır. Yüreğimizin yarısı Mekke, geri kalanı da Medine´dir. Bunların üstünde bir tül gibi Kudüs vardır. Allah Resulü´nün Miraç´a yükseldiği bu kutlu şehri, İstanbul´dan, Kahire´den, Bağdat´tan, Mekke ve Medine´den ayırt etmeden seviyoruz. İşte bunun için biz, ´Kudüs kırmızı çizgimizdir´ diyoruz."
Erdoğan, Kudüs´ü savunmanın insanlığı savunmak, barışı, adaleti, bağımsızlığı savunmak olduğu inancıyla bu meseleye en güçlü şekilde sahip çıktıklarını anlatarak, "Bu süreçte sizlerin ülkemize verdiği destek, sadece bugünümüz adına değil geleceğimiz adına da hayati öneme sahiptir. Mücadelemiz ´La ilahe illallah, İbrahim halilullah´ ifadesinde tecessüm eden saygı, hürmet ve hoşgörü ikliminin tekrar Kudüs-ü Şerif´te hakim olması içindir. Bu ifadelerim ayrıcı bir dinin değil, bütünleştirici bir dinin mensubu olduğumuzun ifadesidir." şeklinde konuştu.
"İsrail son 50 yıldır kasıtlı bir şekilde Kudüs´teki İslam mirasının izlerini silmeye çalışıyor. Silemeyeceksiniz." diyen Erdoğan, şunları söyledi:
"Buralara birkaç tane büyükelçilik getirmek suretiyle, başkonsolosluk taşımak suretiyle eğer Kudüs´ün şahs-ı manevisini yok edeceğinizi zannediyorsanız, kendinizi aldatıyorsunuz.
İsrail´in işgal faaliyetlerini bu denli pervasızca yapabilmesinin en önemli sebebi, bazı BM Güvenlik Konseyi üyelerinden aldığı destektir.
İsrail´in şımarıklıklarına tepki göstermek, asla antisemitzm değildir.
Holokost nasıl insanlık dışı suçsa Gazze sahilinde top oynayan çocuklara bomba yağdırmak da aynı derecede ağır bir insanlık suçudur.
Amerikan yönetimi yanında bazı Avrupa ülkeleri, 2. Dünya Savaşında yaşanan sahnelerin utancıyla İsrail´in işgal politikalarına ses çıkarmıyor"
"Cemal Kaşıkçı, (Suudi Arabistan) Başkonsoloslukta ne yazık ki alçakça bir operasyonla şehit edildi." ifadesini kullanan Erdoğan, şöyle konuştu:
"Bunlar dünyayı enayi zannediyor, insanları enayi zannediyor. Bu millet enayi değil, hesabı sormasını bilir.
Yargılayamıyorsanız, suçun işlendiği yer İstanbul olduğu için bunu İstanbul mahkemelerinin uluslararası hukuka göre yargılaması gerekir. Gönderin, biz yargılayalım."
Suudi Arabistan belgeleri dinlemek istedi ama bir de almak istedi. Dinletiriz, gösteririz ama vermeyiz. Verelim de ondan sonra bunları yok mu edeceksiniz?
Şimdi Amerikan Senatosu ne diyor? Suudi yönetimini şimdi suçluyor. İşte en son Birleşmiş Milletler Daimi Temsilcisi Haley, ne dedi, -isim vererek hem de söylüyor- ´Bu işin faili odur´. Buyur. İş artık belli bir yere geldi. Daha birçok şeyler çıkacak, buradan çok şeyler çıkar. Artık insanlık bunlara tahammül edemez."
Erdoğan, "Şii, Sünni ayrımı üzerinden alevlendirilmeye çalışılan bölgesel çatışmaların kazananı asla Müslümanlar olmayacaktır. Böyle bir tabloda ceplerini dolduracak olanlar yine Batılı silah şirketleridir, petrol firmalarıdır." dedi.
"Orta Doğu´da çatışmalar arttıkça, Batılı devletlerin silah satışları da artıyor." diyen Erdoğan, "Müslüman Müslümanla uğraştıkça, Filistin´de işgal, Arakan´da zulüm, Somali´de açlık katlanarak devam ediyor." ifadesini kullandı.
"Dostlarının gösterdiği çabanın netice verebilmesi için Filistinlilerin de kendi aralarındaki tefrikaya son vermesi gerekiyor." ifadesini kullanan Erdoğan, "Filistinli kardeşlerime özellikle sesleniyorum; aranızdaki ayrılığa son vermeniz gerekiyor." dedi.
Erdoğan, "Hiçbir baskı ve zulüm, Kudüs´ün kurtuluşuna mani olamayacaktır." diye konuştu.