Bence bu memlekette akademi yapılmaz ben kendime diyim dedin bile.
Ya arkadaş oturuyoz zati psikoloji olmuş Nasreddin Hoca kazanı.
Şurada oturup adamakıllı düzgün iki kelime bir şey yazacağım diyorum bir bakmışsın hurra parmakların klavyenin tuşlarına uluorta gitmiş. Kendiyle savaşırcasına hararetli, hararetli yazmış, çizmiş, haberin bile olmamış. Pes doğrusu ne ara yazmışın ne ara çizmişin diyon nafile.
Biliyonuz mu en çok çekindiğim şey de yazmak çizmek değil ha emin olun kırmaktır. Efelik de yaptığımızdan değildir efelik belki özümüzdür o ayrı mesele.
Çünkü seviyom da memleketimi de memleketimin insanını da. Bakmayın sağa sola savurduğum. Ne yapıyım valla seviyom derler ya atsan atılmıyor satsan satılmıyor.
Ne kadar kendimi bıraksam da ketlesem de yok arkadaş bir yere kadar olmuyo valla olmuyo artık.
Sinirlerimi en çok bozan şey de iki kelime akademik bir şeyler yazmama zaman kalmaması.
Sonra akademide çakıla kalıyorum. Yok efendim halk dilini kullanmışın. Yazım disiplini kocaman sıfır. İntihal mintihal adamı intihara götürüyor nerdeyse. Akademiye de hak veriyorum, vermiyor değilim ama ne yapıyım millet de bi rahat bırakmıyor ki.
Tam bu hengamede bir bakmışın vesayetten bir ses çıkmış sonra bir bakmışsın siyasetten bir ses çıkıyor, bütün gündem hurra oraya kanalize oluyor, sonra bir bakmışsın başka yerden bambaşka rengarenk sesler.
Biz daha tik tok’u yargıya verecekken ana akım medyada bir bomba patlıyor. Ekranların camından önce yüzümüz yerlere dökülüyor.
İşte öylece yuvarlanıp gidiyoruz. Dedik ya memleketimizin halleri. Zaman öylece ölüp gidecek bizde zamanla.
Zati sosyal medya zamanı da zamana bırakmıyor ki zamanı kalaşnikofla kalleşçe katlediyor.
Facebook, twitter, instagram derken tik tok çifte atarken ana ekranlarda tuvalete oturmak da ne, da ayıptır söylemesi bu kadar mı bir şeye bulaşılacaktı.
Bu mu yani. Neden reality şovlar rezaleti şovlara dönüşmüş bir türlü anlamıyorum.
Allah hakkı için bir bilen var mı bana da izah etsin de entelektüel yanımızı biraz geliştirmeye zaman kazanalım ve biz de böyle yayvan, uluorta üsluptan konuşmak zorunda kalmayalım.
Edep ya hu diye birşey var atalarımızın, dedelerimizin her köşe başı her adım başı beynimize çakar gibi kocaman bir mıhla duvarlarımıza çakıp astığı.
Sosyal medyadır, tik toktur işte ne beklersin derken ana ekranlarımızdan neden lağım akıyor. Serbestiyetin bu kadarına ne denir insani sınırlarımızı aşmazsak mı ki.
Yeryüzündeki sesiz sedasız Allah’a amade olmuş usul, usul boyun eğmiş diğer canlılara da ayıp olmasın.
Bre iki reyting uğruna eliniz, ayağınız rolleriniz birbiriyle karışa durdu.
O ekranlara ağır bir misyon ve sorumlulukla mı çıkıyorsunuz yoksa süs biberi mi diye sizi o programlara çıkarıyorlar. Ya da bile bile laf kalabalığı yapıp başımızı şişirip, başımıza şövalye kesilesiniz diye koydular sizi oraya.
Yok arkadaş yok valla sinirlerim bozuldu gene de ben alayına demiyim halayına demek en makulu bence.
Bana ne kafayı bozdu desinler didem.
Oy didem didem sensiz nerelere gidem
Oy didem didem didem başım alıp alıp nerelere gidem
Kaynak: farklı Bakış