Tarih: 16.03.2020 00:44

Çocuklara kim bakıyor?

Facebook Twitter Linked-in

Çocukları kim besliyor ya da “bakabileceğin kadar çocuk yap”

Geçenlerde öğretmenler odasında oturuyorum. Kadın öğretmenler kendi aralarında konuşuyorlar. Kimi fizik, kimi matematik, kimi felsefe ve bir kaçı da ilahiyat mezunu. Yani sohbete kulak misafiri olarak katılan ben dahil, orada bulunanların tamamı “pozitivizmin çemberi”nden geçmiş insanlar.

Mevzu: “Bakabileceğin kadar çocuk yapmak.” Konunun gündeme gelmesine, muhtaç bir ailenin evine yapılan “yardım ziyareti” sebep olmuş. Muhtaç durumda olan bir kadının beş çocuklu olması öğretmenlerimizin pek hoşuna gitmemiş olacak ki: “Bakabileceğin kadar çocuk yapacaksın!” diyor, hoca hanım ve ekliyor “5 çocuk senin neyine!” Son söz ise şu: “bir, bilemedin iki çocuk sana yeter de artar bile” etrafındakiler, koro halinde: “aynen, aynen (1)” diyerek hakkı teslim ediyorlar.

Eski kafalı biri olarak daha fazla dayanamadım ve sohbete limon sıkma pahasına, “af edersiniz hoca hanım, bir şey sorabilir miyim?” diyerek söze karıştım. “Çocukları ana babaları mı besliyor?” diye sordum. Bir an tedirgin oldu, altından bir şey çıkacak diye endişelenmiş olacak ki “başka kim bakacak ki” diye cevap verdi.

Sözü orada bitirecek ve bu cevap karşında kabuğuma çekilecek halim yoktu elbette. “sizin tezinize göre ana babası olmayan çocuklar, yani yetimler bakıcısı olmadığı için aç kalacak demektir” diyerek konuşmayı “cedel çayırı” üzerine taşıdım.

Halbuki anasız babasız çocuklar yani yetimler, açlıktan ölmek şöyle dursun, dünya tarihi üzerinde büyük bir etkiye sahip olmuş kişilerdir. Adem aleyhisselam anasız ve babasızdır. İsa aleyhisselamın babası yoktur, Musa aleyhisselamın anası, Firavun oğlunu öldürmesin diye bir sandık içinde Nil’e bırakmıştır. Muhammed aleyhisselam ise doğmadan babasını altı yaşında iken de anasını kaybetmiştir. Dünya tarihine tesir etmiş pek çok adamın önemli bir kısmı, yetim olarak büyümüştür. Bunlardan yakın tarihe damga vurmuş bir kaçını misal olarak söyleyeyim size, Lenin, Hitler ve Humeyni... Listeyi uzatabilirim ama geri kalanı da siz bulun diye işe biraz da gizem katayım.

Demem o ki, batılı zihnine sahip kişilerin iddiasının aksine çocuklara rızkını ana babası değil, Allah verir. Halbuki biz, pek çok insandan “Ben ölürsem bu çocuklara kim bakacak?” diye bir lakırtı duymuşuzdur. Ben onlara: “Çocuklar hakkında endişelenmeyi bırakın da onların büyük adam olmasını istiyorsanız erkenden ölün de çocuklarınızın büyük adam olma ihtimalini artırın” diyor ve “dünya tarihini neredeyse yetimlerin yazdıklarına dair teorimi” büyük bir iştiyak ile anlatıyorum.

Bu gün devletin kimsesiz çocuklara bakıcılık yapan kişilere ücret ödemesine benzer şekilde, “ana babalar, çocukların ekmeğini yiyor” gibi geliyor bana. Çünkü Allah, çocuklara varsa ana babasını vesile ederek, yoksa başkalarını vesile ederek rızıklarını ulaştırıyor. Rızk ulaştırma hizmeti karşılığında bakıcılar da nasipleniyor.

Lakin, “Evlatlarınızı fakirlik korkusu ile öldürmeyin. Onları da sizi de biz rızıklandırıyoruz...” (İsra 31) ayeti günümüz Müslümanlarınca pek inandırıcı bulunmuyor, anlaşılan.




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —