Çin’e ilk ihracat treni Şian kentine vardı

Türkiye'nin Pekin Büyükelçisi Abdülkadir Emin Önen, "Türkiye ve Çin, ulaştırma koridorları aracılığıyla geniş Avrasya kara parçası üzerinde bölgesel ekonomik iş birliğini derinleştirmek için ortak görüş ve çıkarlara sahip." dedi

Çin’e ilk ihracat treni Şian kentine vardı

Törende konuşma yapan Büyükelçi Önen, “Türkiye Cumhuriyeti’nin Pekin Büyükelçisi olarak, Türkiye’den doğuya Çin’e giden ilk ihracat treninin gelişini kutlamak için bugün bu törende sizlere hitap etmekten onur duyuyorum.” ifadesini kullandı.

Önen, kısa süre önce İstanbul yakınlarındaki Çerkezköy’den Şian’a, Trans Hazar Doğu-Batı Orta Koridoru’nu takip ederek iki haftayı aşkın bir sürede ulaşan trenin, iki kıta, iki deniz, beş ülkeden geçerek ve yaklaşık 8 bin 700 kilometreyi katederek vardığını aktardı.

Doğuya giden ikinci trenin de birkaç gün önce kalktığını ve yeni yıldan sonra Çin’e varmasını beklediklerini belirten Önen, bu vesilesiyle Türkiye ile Çin arasındaki tarihi bağların canlanmasına yönelik işaret olduğunu söylemenin yanlış olmayacağını dile getirdi.

Önen, şunları kaydetti:

“İpek Yolu’nun doğu ucu ve Çin’in eski başkenti olan Şian, bir zamanlar eski Türklerin ve Çinlilerin ve diğer birçoklarının sosyal ve ticari etkileşimler için buluşma ve erime noktasıydı. Atalarımız, ekonomik faaliyetleri geliştirmek için güvenli ve istikrarlı ulaşım yollarının öneminin farkındaydı. Bu nedenle Asya ile Avrupa arasında malların taşınmasını sağlayan bir ‘Yol’ yarattılar. Bugün, yüzyıllar sonra yine onların yollarını takip ediyoruz. Teknolojinin ve modernleşmenin sağladığı imkanlarla modern bir İpek Yolu inşa ediyoruz. Nitekim, Aralık 2019’da Şian ile İstanbul arasında direkt uçuşların başlaması da bu bağlantı için çok faydalı oldu. Pandemi sona erdiğinde bu uçuşların tekrar başlamasını umuyoruz.”

Türkiye’nin Avrupa, Orta Doğu ve Afrika pazarlarının kesişme noktasındaki stratejik konumunun, ticari dayanıklılığın güçlendirilmesinde önemli role sahip olduğuna ve güvenli, istikrarlı ve hızlı tedarik zinciri sağladığına dikkati çeken Önen, Türkiye’nin dünyanın geri kalanıyla bağlantısını hızla geliştirdiğini vurguladı.

Önen, Türkiye’nin AB ile yaklaşık çeyrek asırlık ömrü olan Gümrük Birliği gibi sadece ekonomik yollarla değil aynı zamanda ulaşım altyapısını geliştirerek, dünyanın 8’inci Yüksek Hızlı Demiryolu işleten ülkesi olduğunu belirtti.

Batıdan doğuya Türkiye’yi kapsayan Edirne-Kars Hızlı Tren Ağının inşa edilerek Çin ve Orta Asya’dan Avrupa’ya daha hızlı ve daha ucuz ulaşımın sağlanacağını kaydeden Önen, öte yandan İstanbul Yeni Havalimanı, Yavuz Sultan Selim, Osman Gazi, 1915 Çanakkale köprüleri, Avrasya Tüneli ve Marmaray, kara yolları, deniz limanları, lojistik merkezlerinin de Türkiye’nin bu büyüyen hibrit ulaşım ağının hayati direkleri olduğuna dikkati çekti.

Mega projelerde Çin ile iş birliği

Türkiye’deki bu son mega inşaat projelerinden bazılarının Çin ortaklığıyla hayata geçirildiğini ve daha fazlasının planlandığını aktaran Önen, şöyle devam etti:

“Türkiye, Kuşak ve Yol Girişimi’nin (KYG) ilk destekçilerinden biri oldu. Orta Koridor Girişimimiz, KYG ile doğal bir tamamlayıcılığa sahiptir. Bu nedenle Türkiye ve Çin, ulaştırma koridorları aracılığıyla geniş Avrasya kara parçası üzerinde bölgesel ekonomik iş birliğini derinleştirmek için ortak görüş ve çıkarlara sahiptir. Türkiye ile Çin arasındaki demir yolu bağlantısının daha fazla kullanılması, Avrasya’daki ekonomik faaliyetleri hızlandıracaktır. Türk ve Çin ürünleri bu yük trenleri ile daha kolay teslim edileceği için ikili ekonomik ilişkilerimiz açısından da faydalı olacaktır. Dünyanın pek çok yerinde aranılan yüksek nitelikli Türk markaları ve ürünleri Çin pazarında daha fazla bulunabilir hale gelecektir.”

İkili ticaret hacminin, 20 sene önceki 1 milyar dolardan geçen yıl neredeyse 22 milyar dolara ulaştığını hatırlatan Önen, böylece Çin’in, Türkiye’nin üçüncü büyük ticaret ortağı olduğunu aktardı.

Önen, konuşmasını şöyle tamamladı:

“Bu gelişme kayda değer bir ilerleme gibi görünse de muazzam potansiyelimiz düşünüldüğünde yeterli değildir. Bu nedenle, diplomatik ilişkilerimizin kuruluşunun 50. yıl dönümü olan 2021’de stratejik iş birliğimizi derinleştirmeye ve geliştirmeye kararlıyız. Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Cumhurbaşkanı Şi’nin ortak vizyonları ve kararlılıkları bize bu yönde yol gösteriyor.”