Fuat KABAKCI
ABD Başkanı Donald Trump´ın geçen yıl mart ayında Çin mallarına ilave gümrük tarifesi çıkışlarıyla başlayan ticaret savaşının odak noktasını Çin´in "Made in China 2025" (MIC2025) hedefi oluşturuyor.
ABD Hazine Bakanı Steven Mnuchin ve Ticaret Temsilcisi Robert Lighthizer dün açılışını yaptıkları Çin-ABD ticaret müzakereleri için salı günü Pekin´e geldi.
Mnuchin ve Lighthizer, Çin Merkezi Maliye ve Ekonomi Liderlik Grubu Ofisi Direktörü ve Başbakan Yardımcısı Liu He dün kameralara poz verdikten sonra müzakereleri başlattı.
İki taraf arasında bir yıla yaklaşan ticaret savaşında gerek Çin Başbakan Yardımcısı Liu liderliğinde ABD´ye giden heyetler gerekse Mnuchin ve Lighthizer başkanlığında Çin´e gelen ABD´li heyetler görüşmelerde kayda değer bir sonuca ulaşamadı.
Çin ve ABD´li heyetlerin sonuç vermeyen müzakerelerinin odağında Pekin yönetiminin MIC2025 planı bulunuyor.
Çin´in "Made in China 2025" planı
Çin, yüksek teknoloji ve üretim teknolojilerinde endüstriyel dönüşüm olarak gördüğü "MIC2025"le yaklaşık 10 teknoloji ağırlıklı stratejik sektörde başat rol oynamayı hedefliyor.
Pekin yönetiminin 2015 yılında açıkladığı MIC2025 programı robotik teknolojiler, denizcilik, demiryolu ulaşımı, elektrikli araçlar, havacılık ve uzay teknolojileri, bilişim ve internet teknolojileri, tıp teknolojisi ve ilaç sanayi, tarım ve enerji alanlarını kapsıyor.
Söz konusu programa göre, Pekin yönetimi havacılık, uzay ve bilişim teknolojilerinin materyal ve önemli parçalarının üretiminde 2020´ye kadar yüzde 40, 2025´e kadar yüzde 70 oranında kendine yeterli hale gelmeyi amaçlıyor.
Aynı zamanda Çin´in en önemli teknoloji alanlarında yüzde 70 dışa bağımsız hale gelmesi ve bunu da devlet destekli şirketler aracılığıyla yürütmesi Washington cenahında tepkiyle karşılanıyor.
ABD´li senatörlerden Marco Rubio, Çin´in MIC2025 planının, ABD´nin teknoloji şirketleri için "tehdit oluşturduğunu" savunarak, Pekin yönetiminin bu planına karşılık verilmesi amacıyla hafta içinde Kongreye Çinli şirketlerin ABD´ye yatırımlarına sınırlama ve vergi getirmesi yönünde yasa tasarısı sundu.
Çin´in diğer ülkelerle teknoloji yarışı
?Pekin yönetiminin MIC2025 planı henüz gerçekleşmemiş olsa da uzay, havacılık, bilişim, yapay zeka alanında elde ettiği başarılar dikkatlerin üzerine çekilmesinde yeterli oldu.
Çin´in küresel konumlandırma sistemi konusunda geliştirdiği Beydou (Kuzey Yıldızı) Navigasyon Sistemi´nin 2020´ye kadar tamamlanması planlanıyor.
Pasifik bölgesinde 5 metreye kadar, dünya genelinde 10 metreye kadar gerçek konumlandırma verisi sunan sistemin geçen yıl aralık ayında, dünya genelinde hizmet vermeye başladığı duyurulmuştu.
Uzay çalışmaları çerçevesinde ayrıca Ay´ın karanlık bölgesine ilk insansız keşif aracını gönderen Çin, 2020´de ise Mars´a keşif aracı göndermeyi planlıyor.
Ülke, 2023 yılına kadar yörüngede üç kapsülden oluşan insanlı bir uzay istasyonu kurmayı hedeflerken, halen aktif olan Uluslararası Uzay İstasyonu´nun 2024´te misyonunu tamamlamasıyla, yörüngedeki tek daimi uzay istasyonuna sahip ülke konumuna gelecek.
Bilişim teknolojilerinde ise ABD´nin önderliğinde bazı ülkeler tarafından 5G pazarına sokulmayan Çinli teknoloji devi Huawei´in dünya genelinde 20 ülkede 50´den fazla şirketle 5G anlaşması bulunuyor. Çin´in akıllı telefon ve 5G teknolojisinde bayrak taşıyıcı firmasının yurt dışına kargoladığı 5G baz istasyonlarının sayısı da 25 bini geçmiş durumda. Huawei öte yandan ABD tarafından Çin adına casusluk yapmakla itham ediliyor.
Çin´den ABD´ye farklı çözüm önerileri
Başbakan Yardımcısı Liu´nun, ay başında ABD´de yapılan ticari görüşmelerde ABD´den 5 milyon ton soya fasulyesi alacağını açıklaması Çin´in müzakerelerdeki iyi niyeti olarak yorumlanmıştı.
Basına yansıyan haberlerde Çin´in soya fasulyesinin yanı sıra ABD´den farklı tarım ürünleri ile yarı iletken teknolojilerin ithalatının artırılmasını teklif ettiği ancak Washington yönetiminin bu konuda ikna olmadığı iddia ediliyor.
Çin´in teklifinde ABD´den yarı iletken teknolojisindeki ithalatını 6 yıl içinde 200 milyar dolara çıkarmayı taahhüt ettiği öne sürülüyor.
Çinli yetkililer daha önce MIC2025´in ticari müzakerelerle ilgisi olmadığını savunsa da ABD cenahında söz konusu program, Pekin yönetiminin devlet eliyle yüksek teknoloji alanında küresel rekabette baskın rol oynamak istediği ve adil rekabete zarar verdiği şeklinde algılanıyor.
Çin´in bu sektörlerde devlet şirketlerini desteklemesini ABD, "Çin, Amerikan özel şirketlerinin adil rekabetine zarar veriyor.? ifadeleriyle eleştiriyor.
Bu alanda ticaret savaşında 200 milyar dolar tutarındaki Çin mallarına vergi tehdidi, müzakerelerde ise pazarlıkla programı öteleme talebi, müzakerelerin arifesinde Güney Çin Denizi´ne gönderilen ABD donanmasına ait savaş gemileri, Washington yönetimin Çin üzerinde askeri, ticari ve siyasi kanallar üzerinden güç gösterisi olarak yorumlanıyor.
Müzakereler köprüden önceki son çıkış
ABD´nin 2017´de Çin´e karşı verdiği ticaret açığı 2017´de 375 milyar dolar oldu. Bu rakam ticari gerginliklere rağmen geçen yıl 382 milyar dolara çıktı.
ABD Başkanı Donald Trump ve Çin Devlet Başkanı Şi Cinping´in Arjantin G20 Zirvesi´nde anlaşması sonucu ticaret savaşlarında 90 günlük ateşkes yapılmıştı.
Bu süre 1 Mart´ta sona eriyor. Köprüden önceki son çıkış olarak bakılan Pekin´deki müzakerelerde anlaşmaya varılmazsa, 200 milyar dolar değerindeki Çin mallarına uygulanan vergi yüzde 10´dan yüzde 25´e çıkarılacak.