Hepimizin hayatında tanık olduğu benzer olaylar vardır.
Birisi bir şeyi istediğini söyler ama davranışları, tutumları hep başka başka sonuçlara yol açar.
Kadın arkadaşınız, hep sevgisiz erkeklerle flört ediyordur mesela.
Ama lafa gelince, “sevecenliği” karşı cinste en çok önemsediği özellik olarak dile getiriyor olabilir.
Uzun yıllardır arkadaşınız olduğundan, onun sevgi arayan bu sözlerine karşın hep gidip, en sevgisiz, en kaba, en sorunlu erkekleri kendine partner seçtiğini biliyorsunuzdur.
Veya başka bir arkadaşınız, işinde ilerlemeyi çok istediğini söylüyordur; ama onun ilerleyebileceği pozisyonlarda boşluklar oluştuğunda, o pozisyonlara aday olmamak için nasıl bin bir dereden su getirdiğini çok iyi biliyorsunuzdur.
Marlin Potash’ın enfes kitabı, Gizli Niyetler işte tam da bu fenomeni anlatır.
Herkesin bir kendini tarif biçimi vardır; ama bir de fabrika ayarları…
Ve maalesef öz tanımlamalarla bu fabrika ayarları birbirinden çok farklı şeyler söylüyor olabilir.
Kişi kendini, arzularını, amaçlarını, nasıl tarif ediyor olursa olsun, sonuçta daima fabrika ayarları kazanır.
CHP’ye bakarken, elimde olmaksızın, bu Gizli Niyetler kitabını hatırlayıp duruyorum.
Sözlerine baktığınızda, CHP iktidar olmak istiyor.
CHP, bir an önce, demokrasiden sapmış, otoriterleşmiş bu rejimi değiştirmek istiyor.
Ama sonra eylemlerine baktığınızda, hiç de bu istediği şeyleri gerçekten yapmak istiyormuş gibi görünmüyor.
Bunun tek istisnası, belediye seçimleriydi. CHP yerel düzeyde iktidar olmak istedi ve oldu.
Peki siyasi iktidarı ele geçirmek istiyorlar mı gerçekten?
Siz CHP’ye baktığınızda iktidara gelmek için yakıcı bir arzu görüyor musunuz?
Bugün AK Parti CHP’yi, belediyelerin halka yardımlarından dolayı “paralel iktidar” arayışı içinde olmakla suçluyor.
Bu trajikomik suçlamaya yönelik sarsıcı bir itiraz görüyor musunuz?
CHP’li belediyelerin çalıştırılmaması ve bunun da açıkça hukuk kuralları çiğnenerek yapılması karşısında, hak, hukuk, adalet arayan, gür bir ses duyabiliyor musunuz?
Bırakın paralel iktidar arayışını, demokrasilerde, ana muhalefet partileri “gölge iktidar”dır aynı zamanda.
Demokratik ülkelerin muhalefetlerinin, iktidarın her icraatı karşısında söyleyecek bir sözü, kapsamlı bir programı vardır.
Gölge bakanları vardır. Bugün CHP’nin gölge bir İçişleri Bakanı, Ekonomi Bakanı, Sağlık Bakanı vd. olması gerekir.
Yani, yarın CHP iktidar olduğunda, üç aşağı beş yukarı bu görevleri alacak kişiler şimdiden, kamuoyunun önüne çıkar, iktidardaki mevkidaşlarının ensesinde boza pişirir; yanlış olanı eleştirir; işlerin nasıl yapılması gerektiğini, kendi icraatlarının neler olacağını anlatır…
Bunlar yerine, bütün iktidar mücadelesi, yerel yönetimlere sıkışmış ve orada da, kendisine karşı girişilen hukuk dışı engellemeler karşısında çaresizlik içinde oturan bir ana muhalefet partisi görüyoruz.
CHP gerçekten iktidar olmak istiyor mu? Yoksa, herkes kendi statüsünden, ellerindeki mevcut iktidarlardan son derece memnun mu?
İktidar, Türkiye’de oyunun temel kurallarını değiştiriyor.
Bir “fait accompli” stratejisi izliyor. Yani, ani hamlelerle demokrasiden, hukuktan, insan haklarından bir şeyler alıp koparıyor. Yaptıklarının sindirildiğini gördüğünde, tekrar bir hamle yapıyor. Sonra bir bekleme dönemi, sonra tekrar hamle…
Oyunun kuralları bütünüyle değiştirilir, bütün oyun sadece bir oyuncunun kazanması üzerine yeniden dizayn edilirken, durumun vahametiyle ölçülü bir itiraz, ciddi bir karşı çıkış görebiliyor musunuz?
Bu iktidarı değiştirmek için kuvvetli bir arzu görüyor musunuz?
Yoksa herkes hayatından memnun, ellerindeki küçük iktidarlarla mesut mu?
Siyaset biliminde bunun bir terminolojisi var mıdır bilmiyorum.
“Gerçekte iktidar olmak istemeyen muhalefet sendromu”, gibi bir şey olabilir bunun adı mesela…
Bir ülkede böyle bir sorun varsa, orada, iktidar değiştirilebilir mi, canı gönülden istediğini gösteremeyen bir muhalefete halk iktidarı verir mi?
CHP’nin hepimizin önünde ettiği laflarla, “gizli niyetleri” birbirinden farklı olabilir mi?
Devlete dayanarak iktidar olmak isteyen, buna alışmış bir parti, bugün o devlet bambaşka bir şeye dönüşmüşken, bu “Yeni Türkiye”de nasıl iktidar olabileceğini, nasıl yönetebileceğini kendisi de bilmiyor olabilir mi?
Elbette ülkede yanlış giden her şey için iktidarı eleştireceğiz.
Ama onun yerini almayı canı gönülden isteyen bir muhalefet yoksa eğer, iktidar eleştirilerimiz neye yarayacak?
CHP gerçekten iktidar olmak istiyor mu?
Siz böyle yakıcı bir istek görebiliyor musunuz?
P24 Blog